Evren, yıldızlara bağlı kalmadan karanlık boşlukta seyahat eden başıboş gezegenlerle doludur. Ancak Şili’deki Avrupa Güney Gözlemevi (ESO) tarafından yapılan son gözlemler, bu haydutların en büyüğünü ve en hızlı büyüyenini ortaya çıkardı. Cha 1107-7626 olarak adlandırılan bu genç gezegenin, çevresindeki diskten malzeme çekme hızı, bilim insanlarını şaşkına çevirdi. İşte tüm detaylar…
GALAKSİDE BAŞIBOŞ DOLAŞIYOR
Haydut gezegenler, bilinen yıldız sistemlerinin aksine, yörüngesinde dönecek bir yıldıza sahip olmadan Samanyolu Galaksisi içerisinde serbestçe hareket eden gök cisimleridir. Bu devasa gezegenlerin nasıl meydana geldiği, uzun süredir gökbilimciler için çözülmeyi bekleyen bir bilmece olarak görülüyor. Yeni keşfedilen Cha 1107-7626, Jüpiter'in kütlesinin yaklaşık on katına ulaşabilen boyutuyla, bu gizemi aydınlatma potansiyeli taşıyor.

DAHA ÖNCE KİMSE BÖYLESİNİ GÖRMEDİ
Cha 1107-7626'nın gözlemlenmesi sırasında bilim insanları, şaşırtıcı bir olaya tanık oldu. Gaz ve tozdan oluşan bir diskin merkezinde, genç bir yıldıza benzeyen aşırı yoğun bir büyüme patlaması yaşanıyordu. Dev haydut, çevresindeki maddeyi rekor denebilecek bir süratle kendi içine çekerek hızla büyüyor. Bu denli hızlı bir oluşum süreci, bu tür başıboş cisimlerin evrimine dair yerleşik teorileri zorlayacak nitelikte görülmektedir.

BİN IŞIK YILINDAN GÖZLEMLENDİ
Gezegen, Şili'de konuşlu bulunan ESO'ya ait son teknoloji Çok Büyük Teleskop kullanılarak detaylıca incelendi. Dünya'dan yaklaşık 620 ışık yılı uzaklıkta, güney yarımküreden gözlemlenebilen Bukalemun (Chamaeleon) takımyıldızının derinliklerinde yer alıyor. Gözlem sonuçları, bu devasa gezegenin oluşum mekanizmasını anlamak için hayati veriler sağlıyor.
Araştırmacılar, bu anormal büyüme hızının arkasında güçlü manyetik alanların olabileceği hipotezi üzerinde duruyor. Elde edilen verilere göre, gezegenin manyetik alanları, dönen gaz ve toz diskindeki maddeyi doğrudan gezegenin merkezi gövdesine yönlendiriyor olabilir. Bu tür manyetik yutma mekanizmaları, bugüne kadar yalnızca erken evre genç yıldızlarda gözlemleniyordu. Bu durum, haydut gezegenlerin oluşum sürecinin, yıldız oluşum süreçleriyle beklenmedik ölçüde benzerlik taşıdığını gösteriyor.
