Avrupa ülkelerinde dansın küçük yaşlarda başladığını ve çocuklara yönelik profesyonel eğitim programlarının olduğunu ifade eden Yıldızay, “Bu sayede çocukların fiziksel becerilerini ve yeteneklerini erken yaşlarda keşfedip geliştirebildiğini ve dansın onların hayatlarında kalıcı bir tutku haline geldiğini dile getiriyor. Türkiye'de ise çocukların dansa olan ilgisinin erken yaşlarda fark edilip desteklenmesine yeterli önemin verilmediğine dikkat çekiyor.

Çocukların dans eğitimine küçük yaşlarda başlamasının önemine değinen Yıldızay, “Dans, çocukların bedensel koordinasyonunu geliştiriyor. Onlara disiplinli bir çalışma alışkanlığı kazandırıyor ve özgüvenlerini artırıyor. Aynı zamanda dans, duygusal ifadeyi destekleyerek çocukların duygusal zekalarını da geliştiriyor” sözleri ile erken yaşlarda dansa başlayan çocukların sahne deneyimi kazanarak özgüvenlerinin daha da pekiştiğini ve sanata olan ilgilerinin arttığını belirtiyor.
Ayça Yıldızay, çocukları dans eğitimine yönlendirilirken doğru bir rehberlik ve uzman eğitmenlerin desteğinin önemine vurgu yapıyor. Doğru bir eğitimle çocukların dansa olan ilgisinin daha da güçleneceğine ve yeteneklerinin ortaya çıkacağına inanıyor. Dansın çocukların hayatında sadece bir hobi olmaktan öte, hayatlarına şekil verecek bir tutku ve kariyer seçeneği haline gelebileceğini ifade ediyor.
