Anadolu coğrafyası, her türkünün, her ezginin ardında derin ve unutulmaz bir hikâye saklar. Yıllardır severek dinlediğimiz, hüzünlü melodisiyle bilinen 'Oy Asiye' türküsü de bunlardan bir tanesidir. Bu türkü, sadece bir aşk hikâyesi değil, aynı zamanda Çavuşlu beldesinde yaşayan Asiye Karabey'in onur mücadelesini ve bir annenin evlat acısını barındıran dramatik bir yaşanmışlığın eseri olduğu ortaya çıktı.
HİZMETÇİYLE İHANETİ ŞARKIYA KONU OLDU
Hikaye, Çavuşlu beldesinde Nazif Bey adında zengin bir tüccar ile evli olan Asiye Karabey'in sarsıcı bir gerçekle yüzleşmesiyle başlar. Nazif Bey’in evdeki hizmetçi ile yaşadığı ihaneti öğrenen Asiye’nin dünyası başına yıkılır. O dönemin kurallarına göre boşanmayı talep eden tarafın nafaka ödemek zorunda olması, Asiye’yi zorlu bir kararın eşiğine getirir.

Gururundan taviz vermek istemeyen Asiye, babasından kalan arazisini gözünü kırpmadan satar. Mahkemede kocasına gereken nafaka miktarını fazlasıyla öder ve başı dik bir şekilde, onuruyla kocasını terk eder. Asiye’nin bu vakur ve kararlı duruşu, eski eşi Nazif Bey'i derinden sarsar. Nazif Bey, bu onur dersinin ağırlığına dayanamaz ve mahkeme kapısında bayılır.
Boşanma olayına tanık olan Zaptiye Memuru Ahmet Bey, Asiye'nin karakterinden ve onurlu duruşundan çok etkilenir. Yıllar sonra bu saygın kadına talip olur ve ikili evlenir.
Ancak kaderin acı cilvesi, eski eş Nazif Bey'i takip eder. Bir gün köy meydanında, Asiye'yi yeni kocası Ahmet Bey ile yan yana gören Nazif, bu manzaraya kalbi dayanamaz. Aşk acısı ve pişmanlık duygusuyla aynı yerde, oracıkta vefat eder.
BİR ANANIN AĞITI TÜRKÜYE DÖNÜŞTÜ
Nazif Bey'in ölüm haberi, annesini derin bir yasa boğar. Oğlunun bir kadının aşk acısıyla vefat etmesi, anneye dayanılmaz bir acı verir. Evladının ardından yaktığı o yürek yakan ağıt, zamanla dilden dile aktarılarak şekil değiştirir ve bugün hala hüzünle dinlediğimiz “Oy Asiye” türküsüne dönüşür.
