Ankara İdare Mahkemesi, Show TV'de yayınlanan "Kızılcık Şerbeti" dizisi hakkında verilen cezanın yürütmesini durdurma kararını kaldırdı. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), dizide kadına karşı şiddet ve kadınlara baskıyı teşvik etmeye yönelik yayınlar olduğunu iddia ederek inceleme başlatmıştı. İşte detaylar...
RTÜK daha sonra dizinin yayınlanmasına 5 hafta süreyle ara verilmesine karar vermişti. Ancak Show TV, RTÜK kararının yürütmesinin durdurulması için mahkemeye başvurmuştu. Ankara İdare Mahkemesi, yapılan başvuruyu reddederek cezanın uygulanmasına karar vermişti. Bunun üzerine Show TV, RTÜK kararının yürütmesinin durdurulması için yeniden mahkemeye başvurmuştu. Ancak RTÜK bu kez ceza gerekçesini ve savunmalarını mahkemeye sundu ve Ankara İdare Mahkemesi bu kez "yürütmeyi durdurma" kararını kaldırdı. Bu durumda dizi 5 hafta süreyle yayınlanmayacak. Show TV, RTÜK kararı uyarınca, "Kızılcık Şerbeti" dizisinin yerine RTÜK tarafından kanalına gönderilen belgeselleri yayınlayacağını duyurdu.
5 HAFTA DURDURULDU
RTÜK, Show TV kanalında yayınlanan "Kızılcık Şerbeti" adlı dizi için kadına karşı şiddeti ve kadınlara baskıyı teşvik eden yayınlara ilişkin inceleme başlattı. Yapılan inceleme sonucunda RTÜK, diziye 5 haftalık yayın durdurma cezası verdi. Ancak Show TV yönetimi, RTÜK kararının yürütmesinin durdurulması talebiyle Ankara İdare Mahkemesi'ne başvurdu. İdare Mahkemesi ilk başta yürütmeyi durdurma kararı verdi ancak RTÜK bu karara itiraz etti ve ceza gerekçelerini mahkemeye sundu. Ankara İdare Mahkemesi son kararında yürütmeyi durdurma kararını kaldırdı ve dizi 5 hafta süreyle yayınlanmayacak. Bunun üzerine Show TV, RTÜK kararı doğrultusunda dizi yayınını durdurdu ve yerine belgesel yayınlarına başladı.
Bu olay, Türkiye'deki medya ve yayın denetim mekanizmalarının işleyişi ve sınırları hakkında tartışmalara yol açtı. Bazı kesimler, RTÜK'ün verdiği cezanın ifade özgürlüğüne müdahale olarak değerlendirildiğini ve mahkemenin yürütmeyi durdurma kararının doğru olduğunu savundu. Diğer taraftan ise, kadına karşı şiddet ve kadın baskısını teşvik eden içeriklerin yayınlanmasının kabul edilemez olduğu ve RTÜK'ün görevinin bu tür yayınları engellemek olduğu görüşü öne sürüldü.
