Sosyal Fayda için İletişim Derneği (SoFİ) tarafından yayımlanan 'Tiyatro Sahnelerinin İletişim Alışkanlıkları' raporu, İstanbul'daki bağımsız tiyatro ekosisteminin mevcut durumunu mercek altına aldı.
Sivil Toplum için Destek Vakfı ve Türkiye Mozaik Foundation'ın desteğiyle hazırlanan bu kapsamlı çalışma, 68 tiyatro sahnesiyle yapılan derinlemesine görüşmeler ve dijital veri analizlerine dayanıyor.
Raporda öne çıkan en çarpıcı bulgu, tiyatroların izleyiciyle bağ kurma çabasında karşılaştıkları iletişim ve görünürlük krizidir.
Rapora göre, sahnelerin yüzde 75'i sistematik bir iletişim stratejisine sahip değil ve profesyonel destek alma oranı yüzde 20'nin altında.
Bu yapısal zafiyet, tiyatroların sanatlarını daha geniş kitlelere ulaştırmasını engelliyor.

SOSYAL MEDYA KISIR DÖNGÜSÜ
T24'te yer alan habere göre, raporun en dikkat çekici sonuçlarından biri, bağımsız tiyatroların sosyal medyaya, özellikle de Instagram'a olan yoğun bağımlılığı.
Araştırmaya katılan sahnelerin yüzde 94,1'i aktif olarak Instagram kullanıyor. Ancak bu bağımlılık, beraberinde yeni zorluklar getiriyor.
Instagram'ın sürekli değişen algoritmaları, sahnelerin hedef kitleye doğal yollarla erişimini kısıtlıyor ve bu da daha fazla reklam bütçesi ayırma zorunluluğu doğuruyor.
İzleyicilerle tiyatrolar arasındaki iletişimin neredeyse tek kanalı haline gelen sosyal medya, potansiyel bir krize de işaret ediyor.
Algoritma değişiklikleri veya platformun kapanması gibi durumlar, tüm iletişim ve bilet satış süreçlerini doğrudan olumsuz etkileme riski taşıyor.
Bu durum, tiyatrocuların dijital görünürlük için harcadığı emek ve zamanın karşılığını alamama kaygısını artırıyor.

TİYATRO EKİPLERİNİN KİŞİSEL FEDAKARLIĞI SAYESİNDE AYAKTALAR
Bağımsız tiyatrolar, iletişim alanındaki yetersizliklerin yanı sıra finansal engellerle de mücadele ediyor.
Rapora göre, sahnelerin büyük bir kısmı yıllık iletişim bütçesini 100 bin TL'nin altında tutmak zorunda kalıyor ve bu bütçeyi yetersiz görüyor.
Sponsorluk desteği alabilen sahnelerin oranı ise yalnızca yüzde 11,8 gibi oldukça düşük bir seviyede kalıyor.
Bilet satış platformlarından elde edilen gelirler kısmen memnuniyet yaratsa da (yüzde 68,7), bu platformların tanıtım potansiyeli yalnızca yüzde 31,3'te kalıyor.
Tüm bu zorluklara rağmen ekosistem, tiyatro ekiplerinin kişisel direnci, fedakarlığı ve sanat tutkusu sayesinde ayakta kalıyor.
Ancak bu özverili çabalar, uzun vadede sürdürülebilir bir model oluşturmak için yeterli değil.
Tiyatrocular, merkezi ve yerel yönetimlerden kamusal alanların tanıtım amaçlı kullanıma açılmasını ve yasal düzenlemelerle desteklenmeyi talep ediyor.
Ayrıca, bağımsız tiyatrolar arasında ortak bir dijital platform ve dayanışma ağları kurma ihtiyacı da öne çıkan beklentiler arasında yer alıyor.

