İNCİ DÖNDAŞ
Son yılların en gözde konularından biri Osmanlı’da Harem; orada yaşayan kadınlar, sürdürülen ilişkiler, olaylar, entrikalar... Ekrandaki diziler ‘arkası yarın’ ve konuyla ilgili yazılan kitaplar ‘bestseller’ gibi. İçinde tarihi birtakım unsurları barındırsa da geneli kurgu ama o kurguda izleyiciyi/okuyucuyu çekmek için her türlü ‘cazip’ anlatımlar mevcut. Peki, aşivlerdeki belgeler, elçilik raporları, gönderilen mektuplarda ne tür bilgiler var? Bahçeşehir Üniversitesi’nde Tarihçi Doç. Dr. Özlem Kumrular, yaklaşık 20 yıldır Avrupa’nın çeşitli arşiv ve kütüphanelerinde Osmanlı’ya dair Yeniçağ’dan kalan bilgiler toplayan bir isim. Daha önce beş kitap kaleme alan Kumrular, Doğan Kitap’tan çıkan yeni çalışması ‘Haremde Taht Kuranlar Nurbanu ve Safiye Sultan’da “Hayatları hakkında en çok yanlış bilgiler dolaşan iki kadın” dediği iki sultanı anlattı. Bu iki isim 16’ncı yüzyılın en etkili ve sürekli birbiriyle karşılaştırılan kadınları.

III. Murad’ın eşi Safiye Sultan, II. Selim’in eşi Nurbanu Sultan’ın gelini. Kitapta bu iki sultanın haremdeki konumları ve iktidara nasıl ortak olduklarını okuyacaksınız. Kumrular kitabında Harem’deki güç savaşına, padişahlar hakkında üretilen dedikodulara, gerilimli ilişkilere de yer vermiş. Kumrular ile kitabını konuştuk...
Yaklaşık 20 yıldır Avrupa’daki arşiv ve kütüphanelerden Osmanlı’ya dair belge ve veri topluyorsunuz? Neden ve nasıl başladınız bunu yapmaya?
Doktoramı İspanya’da Kanuni devri üzerine yaptım. İspanya’daki arşivlerde Osmanlı tarihi üzerine şaşılacak kadar çok sayıda belge var. İtalya’da da keza. Son zamanlarda kadın tarihine ilgi duymaya başlayınca valide sultanlara dair neler olduğunu araştırmaya başladım, Nurbanu ve Safiye’nin mektuplarını Venedik Devlet Arşivi’nde buldum.
Orada bu iki sultanla ilgili edindiğiniz en ilginç bilgileri sorsak?
Venedik Devlet Arşivi Osmanlı tarihiyle ilgili sürprizlerle dolu. Nurbanu’nun Fransa Kraliçesi Catherine de Medicis ve Safiye’nin İngiltere Kraliçesi Elizabeth ile mektuplaşmasını bu arşivden takip edebiliyoruz. Catherine, Nurbanu’ya gönderdiği mektupta ondan Etiyopyalı esirler ve zürafa gibi egzotik hayvanlar istiyor. Ama mektup ulaştığında Nurbanu vefat etmiş olduğu için bu diplomatik ilişkiyi Safiye devam ettiriyor ve ona hediye olarak ısmarladıklarını değil de başka şeyler gönderiyor.
Elçilik raporlarında bu iki sultan hangi özellikleri ve icraatlarıyla yer alıyor?
Raporlar bu valide sultanların dış dünyayla ilişkilerini gösteriyor. Valide sultanların mektuplarını yazan ve genelde Yahudi olan ‘kira kadınları’ onlar için yazdıkları kısa mektupları Venedik Elçiliği’ne götürüyor. Valide sultanların Avrupa ile ilişkilerini Venedik elçiliği üzerinden sağlıyorlar. Safiye bir keresinde Fransa’dan gelen mektubun çevirisine güvenmeyerek mektubu ve çevirisini Venedik elçiliğine göndererek kontrol edilmesini rica ediyor. Venediklilere bu derece çok güveniyorlar.
Ataerkil bir imparatorluk içinde bu iki kadını yazmanın, onların özelliklerini kaleme almanın zorlukları nelerdi?
Osmanlı tarihçileri tarihlerini kadınlar yok gibi yazmışlar. Sıradan kadınların tarihlerini yazmak çok daha kolay. Çünkü kadı sicilleri bu kadınlarla ilgili pek çok belgeyi gün ışığına çıkarmamızı sağlıyor. Ama harem gibi bir kuruma dair belge bulmak iğneyle kuyu kazmaya benziyor.

Nurbanu Sultan
‘Haremde Taht Kuranlar’ kitabında anlattığınız Nurbanu ve Safiye Sultan’ın birbirine benzeyen özellikleri neydi?
Her ikisi de Adriyatik’ten gelen ve kökeni hakkındaki savlar çeşitlilik gösteren kadınlar. Her ikisinin de sarayda elde ettiği gücün arkasında eşlerinden ziyade oğulları yatıyor. Oğullarıyla kurdukları sağlam bağlar sayesinde erk sahibi oluyorlar ve devlet işlerinde önemli bir kilit noktası haline geliyorlar.
Birbiriyle zıt yönlerini de sıralar mısınız?
Safiye, oğlu III. Mehmed’in son yıllarında o denli etkin bir karakter haline geliyor ki devletin neredeyse onun tarafından yönetildiğini bile söyleyebiliriz. Nurbanu hiçbir zaman bu denli keskin bir şekilde güç kullanmıyor. Onun daha ziyade oğlu tarafından sözü her zaman dinlenilen iyi bir danışman olarak görüyoruz. Gücünü oğlu üzerinden kullanıyor. Safiye ise doğrudan.
NEPOTİZMİ DORUKLARA ULAŞTIRDI
Bu iki kadının Osmanlı’ya yaptığı en büyük iyilik/kötülük neydi?
Bu valide sultanlardan özellikle Safiye, oğlunun son döneminde devlet işlerinde nepotizmi doruklara ulaştırıyor. Ayrıca her ikisi de rüşvet konusunda hayli tenkit ediliyor. Daha sonra Kösem devrinde de göreceğimiz bir konu bu. Kadınlar da erkekler gibi açıktan rüşvet almakta bir sakınca görmüyor.

Safiye Sultan
Osmanlı’da sultanların hepsinin ya da en azından çoğunluğunun bir ortak noktasını söylemenizi istesek?
Tabii ki de hepsinin tek hedefi valide sultan olmak. Ne de olsa Harem hiyerarşisinde varılacak en üst nokta. Mesela Hürrem valide sultan olamadan vefat ediyor. Buna rağmen eşi üzerinde o denli etkili ki devletin geleceği üzerinde birinci dereceden rolü oluyor. Oysa dönemin tüm diğer valide sultanları ancak bu rütbeye eriştikten sonra ciddi icraatlara başlayıp etkin oluyorlar.
VENEDİK’İN TİCARETİNE BİLE EL ATIYOR
Kitapta ilginç bilgiler var. Mesela Nurbanu Sultan’ın Venediklilere köpek ısmarlaması gibi...
Valide sultanların Venediklilere ısmarladıkları eşyalar bize dönemin modasını da gösteriyor. Mesela İslam’ın yasakladığı alkol içeren parfümlerden ısmarlıyor Safiye. Kendisi de Catherine’e ‘terra sigillata’ (mühürlenmiş toprak) adı verilen Rum Ortodokslar tarafından bir ayinle yerin altından çıkarılan ve kozmetik olarak kullanılan bir toprak gönderiyor. Ayrıca o dönemde Venedik’te moda olan tüy şeklinde camları tekeline almak için Venedik’e bunların kendi ülkelerinde satışına engel olmasını istiyor. Görüldüğü üzere başka ülkelerin ticaretine bile el atacak kadar etkin bu kadınlar.
Osmanlı tarihine baktığınızda en güçlü kadının kim olduğunu düşünüyorsunuz?
Yeniçağ’da en güçlü kadının Kösem olduğu bir gerçek. Oğulları adına devleti yönetiyor, sarayda bulunduğu 50 yıl içinde her konuya hakim oluyor. 24 yıl süren Girit Savaşı gibi ciddi konulardan saraya alınacak peynire kadar aslında kendisini ilgilendirmeyen konulara kadar pek çok alanda kendisini otorite ilan ediyor.
