Elif Çakır ve Yıldıray Oğur, konukları Gazeteci Ecevit Kılıç ile birlikte gündemin nabzını tuttu. Kılıç, Sedat Peker'in 90'lı yıllarda nasıl ortaya çıktığını anlattı ve Peker'in ele aldığı iddialarını değerlendirdi. Kılıç ayrıca, iktidarın suç ekonomisiyle mücadele edip etmediğine yönelik şöyle konuştu: Türkiye suç ekonomisiyle mücadele etmiyor. 2010'dan sonra Türkiye mücadele etmek yerine kontrol altına almaya çalıştı. Kontrol altına almak hiçbir kar getirmiyor.
Elif Çakır ve Yıldıray Oğur, haftanın ilk 3 günü Bi'Karar Ver'de yazılı, görsel ve dijital medyada öne çıkan haberleri yorumluyor. Bi' Karar Ver'in konuğu Gazeteci Ecevit Kılıç oldu. İktidarın suç örgütleri ile mücadelesinin yetersizliği, Sedat Peker'in iddiaları ve 90'lı yıların derin devleti ele alındı.
"ORTADA SUÇ EKONOMİSİ VAR"
Sedat Peker'in vahim suçlamaların ardı arkası kesilmiyor. Devlet kurumlarının Sedat Peker'in iddiaları karşısındaki sessizliği ise sürüyor. Cumhurbaşkanı mafya- çete ile mücadele konusunda, Türkiye'yi mafyadan temizlediğini söylemişti. Bu sözlerinin ardından Sedat Peker'in iddiaları gündeme bomba gibi düştü. Bi' Karar Ver programına katılan Ecevit Kılıç, suç örgütleri ile mücadele konusunda iktidarın yetersizliğine dikkat çekti. Kılıç şöyle konuştu:
"Ortada bir suç ekonomisi var. Türkiye suç ekonomisiyle mücadele etmiyor. 2010'dan sonra Türkiye mücadele etmek yerine, kontrol altına almaya çalıştı. Kontrol altına almak da böyle isimleri ortaya çıkarıyor. Kontrol altına almaya çalıştığınızda da bu tür olaylar ortaya çıkmaya başlıyor, bu hiç bir kar getirmiyor."
SEDAT PEKER NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Kılıç, Sedat Peker'in 90'lı yıllarda nasıl ortaya çıktığını anlattı ve derin devlet kavramı üzerinde durdu. Kılıç, 90'lı yıllarda derin devletin içindeki isimlerde mafyanın 'en alt ayağı' oluşturduğuna dikkat çekti.
" Eskiden Türkiye'nin derin devleti daha sertti. Derin devletin içindeki isimlerde mafya en alt ayağıydı. Öncesinde Sedat Peker bu pozisyonda değildi. 15 Temmuz'un yarattığı boşluğu net görmek lazım. 'Suç' yapısındaki boşluğa Peker girdi."
"90'LI YILLARIN İKİ YAPISINI PEKER YÖNETİYORDU"
Sedat Peker'in 90'lı yıllarda sadece jandarma ile değil emniyetin karanlık güçleri ile de çalıştığını söyleyen Kılıç, Peker ile ilgili şu bilgileri paylaştı:
"Sedat Peker derin devlet içinde hem emniyete hem de jandarmaya yakın isimlerden biriydi. Peker'i, Mehmet Ağar'ın altına koyamıyordunuz. Sedat Peker' Susurluk'un sonuna doğru duyduk. Daha çok şike ile gündemimize girdi. Organize olduğu iki yapı vardı; oyuncular ve futbolcular. Futbolda her şey Sedat Peker etrafında dönüyordu. Futbolda menajerlik kurumu Sedat Peker'in elindeydi. Şike de onun kontrolündeydi. Yapımcıda parası kalan herkes Sedat Peker'e giderdi. O zamanlar Sedat Peker'le ilintili olabilecek gazeteci çok azdı. Şimdi öyle değil eminim ki Peker'den para alan gazeteciler vardır. Şu an gazeteci organize yapının bir parçası haline gelmiş durumda."
Kılıç, Sedat Peker'in ifşaatları ile ilgili de konuştu. Peker'in ilk videolarında anlattıklarına ilk zamanlarda inanmadığını söyleyen Kılıç, art arda gelen açıklamalar sonucu inanmaya başladığını dile getirdi.
"SEZGİN BARAN KORKMAZ HERKESİN EVİNE BAL VE KAŞAR PEYNİR YOLLARDI"
Peker, 9. videosu ile gündeme gelen, Sezgin Baran Korkmaz’ın oteline ve 45 milyon dolarına İçişleri Bakanlığı üzerinden “çöküldüğünü” iddia etmişti ve Korkmaz’ı yurt dışına İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun gönderdiğini söylemişti. Bununla birlikte Peker, Korkmaz'ın Bodrum'daki otelinde bedava ağırlanan hâkim ve savcılar olduğunu söylemişti. Korkmaz hakkındaki bu iddialara ile ilgili konuşan Kılıç, çarpıcı açıklamalar da bulundu:
"Sezgin Baran Korkmaz olayı öyle bir şey ki, herkesin evine kaşar peynir ve bal yollayan bir adamdı. Her dönem bunu gazeteciler yayınlardı. Koli koli kaşar peynir ve bal yollardı. Herkes de bunu alırdı. Adının anıldığı döneme kadar bunu yapardı. Son 2-3 yılı çok iyi hatırlıyorum."
"SEDAT PEKER'İ İŞKENCE UZMANI OLARAK TANIMLIYORUM"
Sedat Peker'in Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili, Korkut Eken ve Mehmet Ağar'ın Adalı'yı öldürmek için kendisinden yardım istediğini ancak Adalı'nın daha sonra Ağar ve Eken'e bağlı başka bir ekip tarafından öldürüldüğünü söylemişti. Sonrasında ise kardeşi Atilla Peker'in Adalı cinayetinden sorumlu olduğunu açıklamıştı. Adalı davası ile ilgili konuşan ve 90'larda Peker'den daha güçlü isimler olduğunu düşündüğünü söyleyen Kılıç, aslında öyle olmadığını dile getirdi:
"Benim kardeşim' dediğinde ben dedim ki 'doğru söylemiyor. Korkut Eken neden bunun kardeşiyle gitsin ki?' diyordum. Ama Sedat Peker röportaj yapmak için buluştuğumuzda, 'ben terörle mücadele de bulundum' diye ısrarla söylüyordu. İki şey aklıma geliyordu; ya gerçekten PKK'ya yönelik operasyonlara katıldı ki bunu duymuyor değildik. Sedat Peker'i ben işkence uzmanı olarak tanımlarım, kötü manada söylemiyorum. Gerek uyuşturucuda vs. diğer kısımlarda 'pratiği' de var. Eski isimleri genellikle operasyonlara götürüyorlardı. Çatışıyorlar mıydı, o ayrı bir konu. Ama onun rant kısmıyla faili meçhullerle bu isimler hep anılıyordu. Bir de Bolu-Düzce- Sapanca üçgeni. O da Veli Küçük vb. isimlerle Jandarma İstihbarat ile ilintisinden dolayı koyuyorduk. Ben yine de abartı buluyordum. 'Buna o iş düşmez' diye düşünüyordum çünkü bundan daha deneyimli daha güçlü isimler vardı. Şimdi bakınca gerçekten yokmuş."
Ele alınan başlıklar şöyle:
Ecevit Kılıç: (Sedat Peker'in uyuşturucu iddiaları) Uyuşturucu meselesi ağır ithamlar. Türkiye eroinin geçiş tarafıydı. 1995'e kadar Türk mafyası Afganistan'da Pakistan'da uyuşturucu üretip Avrupa'ya uyuşturucu götüren bir şebekeydi.
Ecevit Kılıç: Susurluk sadece Susurluk değil, Türkiye'nin tarihi birikimiydi. Devlet çok merkeziydi. Şimdi öyle değil. Şimdi rantın dışarı taşması var.
Ecevit Kılıç: Eski derin devlet Kürt sorunu üzerine vardı. Bu sorun çözülünce bunların bıraktığı boşluğu aynı sorun üzerinden FETÖ dolduramaya çalıştı. Zaten MİT'i, TSK'yı, TÜBİTAK'ı ele geçirirseniz devlet sizindir.
