Tezcan: Aday meselesi bir kişinin ikbal ve istikbal meselesi değildir

CHP Milletvekili Bülent Tezcan KARAR TV'de Elif Çakır ve Yıldıray Oğur'un konuğu oldu. Muhalefette ittifak ve adaylık tartışmalarına açıklık getiren Tezcan ''Aday meselesi bir kişinin ikbal ve istikbal meselesi değildir. Türkiye'nin ikbal ve istikbal meselesidir. Biz meseleye bu açıdan bakıyoruz'' ifadelerini kullandı.

BİRGÜL TEKÇE | KARAR

KARAR Yazarları Yıldıray Oğur ve Elif Çakır konukları CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan ile gündemin öne çıkan başlıklarını değerlendirdi. Millet İttifakı genişleyecek mi, aday kim olacak? Sorularını yanıtlayan Tezcan ''Aday meselesi bir kişinin ikbal ve istikbal meselesi değildir. Türkiye'nin ikbal ve istikbal meselesidir. Biz meseleye bu açıdan bakıyoruz'' dedi.

ADAY MESELESİ BİR KİŞİNİN İKBAL VE İSTİKBAL MESELESİ DEĞİLDİR

CHP içinde adaylık bölünmesi tartışmalarına açıklık getiren Tezcan, ''Sayın Genel Başkanla Sayın İmamoğlu arasında herhangi bir gönül kırgınlığı, çatışma, tartışma ne de böyle bir rekabet söz konusu değil. Zaten belediye başkanlarımız da biz belediye başkanlığı yapacağız bunun dışında bir iddiamız, hedefimiz yok diye açıkladılar. Sandık geldiğinde her şey yeniden oturulur bakılır, görüşülür. Bir siyasi parti bir hareket kendi seçeneklerini sınırlayarak, zayıflatarak, olanaklarını azaltarak güçlenmez. Elinizde ne kadar olanağınız varsa o kadar zenginsinizdir. Biz de bu konuda çok sayıda iddialı olabilecek isim var demektir. Bu da bizim zenginliğimizdir, bu bizi mutlu ediyor. Bu birbirleriyle rekabet halindeler, sanıldığı gibi birbirlerinin kuyusunu kazıyorlar demek değildir. Herkes şunu çok iyi biliyor ki Sayın Genel Başkan ben adayım dediğinde benim gönlümdeki aday da Sayın Genel Başkan'dır. Partinin her neferinin gönlündeki aday da Sayın Genel Başkan olur. Türkiye'nin ihtiyacı da budur. Türkiye'nin geçiş döneminde nefsine hakim olabilme kapasitesine sahip kaprisleri olmayan önemli bir liderdir. İttifakta sadece biz yokuz ki başka partilerde vardır. Bu işi bizim isimlerimiz üzerinden konuşarak meseleyi bizim adaylığımız merkezi üzerine tıkamak ittifak modeline ciddi sıkıntılıdır. Bu tartışma bizim de İYİ Parti'nin de Saadet Parti'sinin de diğer partilerin de gündemi değildir. Aday meselesi bir kişinin ikbal ve istikbal meselesi değildir. Türkiye'nin ikbal ve istikbal meselesidir. Biz meseleye bu açıdan bakıyoruz'' ifadelerini kullandı.

Tezcan sözlerine şunları ekledi:

''Adayı bugün çıkarmamak bizim açımızdan bir handikapsa Erdoğan acısından bir fırsat demektir. O zaman kullansın bu fırsatı. Hazır biz adayımızı bulamamışken birbirimize düşmeye teşneyken o zaman çıksın yapsın seçimi, bizi de hazırlıksız yakalasın seçimi alsın. O da çok iyi biliyor bizim böyle bir sorunumuz yok. Seçim bugün açıklansın en kısa zamanda aday meselesi çözülür. Türkiye bu meselelere sıkışmayacak kadar ciddi meselelere yürüyor. Bugün Türkiye'nin geçlerinin yarısından fazlası bu ülkeye olan umudunu yitirmiş durumda. Kendi geçlerine gelecek umudu veremeyen bir ülkenin gelecek umudu olamaz.''

GÖZÜ KARARMIŞ BİR İKTİDARLA KARŞI KARŞIYAYIZ

Şuanda partilerin hangi ittifaklar içerisinde yer alacağı üzerinde net belirleme olmadığını belirten Tezcan, ''Ne Sayın Babacan'ın ne Sayın Davutoğlu'nun ittifaka karşı bir beyanları yok ama ittifakın içerisindeyiz de demiyorlar. Hatta biz parti olarak kendi rüştümüzü ispat edelim diyorlar. HDP de biz bire bir bu ittifakın içinde olacağız diye bir iddiamız, çabamız yok diyor. Biz bir şeyin farkında olmak zorundayız, medyayı, toplumu, algıyı, yargıyı, büyük bir devlet gücünü sınırsızca kullanan ve kendini ne ahlaki ne hukuki hiçbir ölçüyle bağlı hissetmeyen bir gün daha fazla iktidarda kalabilme adına her şeyi yapmak için gözü kararmış bir iktidarla karşı karşıyayız. Oyun değil yaptığımız, yaptığımız iş ve bu iktidara karşı hepimizin gönlünden bir şey geçebilir. Şu da olsa bu da olsa diye ama herkesin bu sorumluluk içerisinde hareket edip bu iktidara karşı en geniş ittifakı sağlayabilecek bir çözümü bulmak gibi bir görevi var. Şuan yapılana bu. Aslına bakarsanız HDP yönetimi de çok sorumlu bir siyasi çizgi izliyor. O da kalkıp beni dışladınız diye bir iddia içerisinde değil. Önümüzdeki dönemde ittifaklar ne getirir ne götürür, hangi tablo ortaya çıkar onu bilemiyoruz. Türkiye'de demokrasiyi yeniden inşa etmek gibi bir hedefimiz var. Demokrasiyi yeniden inşa edemeden Türkiye meselelerini çözemeyiz. Ne hukuki ne ekonomik problemleri çözemeyiz. Kimsenin kimseyi dışladığı yok muhalefette çok ciddi sorumlu bir yaklaşım var'' ifadelerini kullandı.

PENSİLVANYA'DA ÇEKİLMİŞ ÇOK SAYIDA FOTOĞRAF VAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aydın Menderes Müzesi'nde katıldığı programda, HDP'li 14 vekilin dokunulmazlığının kaldırılması için harekete geçildiğini söyledi. Erdoğan'nın sözlerinin hatırlatılması üzerine Tezcan, ''Dokunulmazlıklar meselesi önümüzdeki süreçte Erdoğan tarafında bir ittifak probleminin parçası gibi ele alınacak ve öyle götürülecek. Erdoğan önümüzdeki dönemde karşısında oluşabilecek ittifakları parçalamanın ve dağıtmanın provasını yapma peşinde, dili de onu gösteriyor. Dokunulmazlık meselesinde bizim daha öncesinde de söylediğimiz gibi teröre destek vermekle dokunulmazlık fezlekelerini aynı pota içerisinde ele almak çok doğru bir iş değil. Önünüze bir doya geldiğinde onun içeriğine bakarsınız gerçekten yargının önüne götürülmesi gerek bir şey varsa ona karar verirsiniz. Teröre verilecek her türlü desteğe de tavizsiz karşı çıkarsınız. Kimse bunu belirli bir perspektifte savunma noktasında olmaz. 2017 yılında etkisiz hale getirilen bir teröristten bahsediyoruz. 2017 yılında ele geçirilmiş bu fotoğraflar nedense 4 yıl sonra gündeme getirildi. Bu bir soru işareti içeriğinde başka ne var sadece bir fotoğraf mıdır bilmiyoruz. Çözüm sürecinde yapılan karşılaşmalardı. Hatta İmralı ile Kandil arasında özel görevliler mektup getirdi götürdü. Devlet görevlileri önünde yazıldı, çizildi, konuşuldu. Şimdi burada niyet açıkça görülüyor. Fotoğraflar üzerinden gidecekseniz Pensilvanya'da çekilmiş çok sayıda fotoğraf var. Bugünkü Sayın Maliye Bakanı'nın fotoğrafı da var. Evrensel hukuk anlamında da tek bir fotoğrafa bakarak sonuca ulaşmamız mümkün değil. Dosyanın içeriğini bilmeden çok konuşmakta doğru değil. Belli ki bu mesele Erdoğan için gerçekten terörle mücadele meselesi değil. Erdoğan için bu mesele bir yeni ittifak probleminin hangi perspektiften tartışılacak ona bakılıyor. Biz onun çizdiği hattın üzerinden geçmemeye özen göstereceğiz'' dedi.

Tezcan sözlerine şöyle devam etti:


''Önümüzdeki dönemde Türkiye'de sadece partiler düzeyinden değil toplumsal barışı inşa edebilmek için toplumun en geniş kesiminin kaygılarını, endişelerini, kuşkularını ortadan kaldıracak bir geniş mutabakata ihtiyaç var. Bu mutabakatı sağlarken de söylediğimiz sözü kırk kere ölçüp bir kere söyleyeceğiz. Bu noktada da elimizde referanslar olacak. Elimize dokunulmazlık fezlekesi geldiğinde dosyanın içeriğine bakacağız, dosyanın içeriğinde gerçekten yargılanmayı gerektirecek şeyler varsa yapabileceğiniz bir şey yoktur, gitsin mahkeme bunla ilgili karar versin deriz bunun izahı kolaydır. Böyle bir şey yoksa siyasette çizilmek istenilen projenin parçası olmazsınız.''

BU BİR TEHDİT SUÇUDUR
6 lider arasında adaylık konusunda yarın anlaşmazlığa varıp masayı dağıtabiliriz gibi bir izlenim, bir potansiyel, bir işaret olmadığını tam tersine tüm liderlerin adaylık meselesi bizim en rahat ve en kolay çözeceğimiz meseledir dediğine vurgu yapan Tezcan, ''O yüzden endişeye mahal yok. Sayın Akşener adaylıkla ilgili çok net bir şey söyledi. Sayın Genel Başkanımız ısrarla ben aday olacağım ben olursam olur ben olmazsam olmaz demiyor. Sayın Karamollaoğlu başka bir şey söylemiyor. Bu 6 parti arasında saymadığımız HDP bile biz ısrarla aday çıkaracağız demiyor. Bu partiler siyasetin dilini adaylık üzerinden kurgulamıyor. Bütün liderlerde ittifakın olmayacağı üzerinden bir gerilim dil, gerilimli bir pozisyon içerisinde değiller'' dedi.

Tezcan sözlerine şunları ekledi:

''Erdoğan en son ne dedi, Selahattin Demirtaş için senden Öcalan hesap soracak dedi. Bir kere bunu söyleyen bir Cumhurbaşkanı olmasa, dokunulmazlığı olmazsa hemen yargılarlar mahkemeye çıkarırlar. Bu söz suç, bir terör örgütü liderini kaynak alarak bir siyasi parti liderini tehdit ediyorsunuz. Siyaseten baktığımızda bu doğrudan doğruya mahkum olmuş bir terör örgütü liderini meşrulaştırma. Erdoğan açısından bir problem değil bu çünkü daha önce 2019 İstanbul seçimlerinde adını sanını bilmediğimiz bir akademisyeni gönderip, basına servis yapan devlet görevlisi olarak gönderen de Erdoğan'ın kendisi. Erdoğan iktidarını bir gün daha uzatabilmek adına her türlü ittifaka açık bir siyasetçi görüntüsü veriyor.''

SİSTEMİ YENİDEN KURMALIYIZ
Önümüzdeki dönemde ittifakın Türkiye'de sadece demokratik parlamenter sistem tartışmasının ötesinde tahrip edilen sistemi nasıl yeniden kuracağına ilişkin yeni alanlarda ,yeni ittifak masalarını hızla kurması gerektiğini dile getiren Tezcan, ''Ekonomik anlamda yapısal reformları nasıl sağlayacağız, aklın bilimin asgari kuralları ile Türkiye'de bugün yok edilen ekonomik düzeni yeniden nasıl inşa edeceğiz, liyakati nasıl oluşturacağız bunlara bakmalıyız. Merkez Bankası'nın bağımsızlığından tutun da devletin çöken kurumsal yapısını yeniden inşa etmek üzerine neler yapacağız. Hukuk devletini nasıl inşa edeceğiz. Ekonomide, kamu yönetiminde, sosyal devlette, demokratik parlamenter sistemde, hukuk düzeninde neleri yapacağımızı dair ortada masalar oluşturmalıyız. Türkiye'nin çıkış yolu budur topluma güven verecek olanda bu yaklaşımdır, adayın kim olacağı değil.

OHAL KOMİSYONUNUN KURULUŞU DOĞRU DEĞİL
OHAL komisyonun ne kuruluşunun ne de işleyişinin doğru olmadığını belirten Tezcan, ''OHAL komisyonu gibi bir komisyon ne kurarız ne de OHAL komisyonu üzerinden iş yaparız. Bu doğru bir iş değil, yöntemin kendisi yanlış. Ciddi bir hukuk düzeni kurarsın, yargı bunla ilgili gereğini yapar. Adaletli bir yargı sistemi kurarsın o yargı sisteminde süzgecinde, suçlu olan cezasını çeker. Suçlu değilse kimseyi zayi edemezsiniz. Yeniden yargılama sistemini iyi çalıştırırsanız bu sorunları çözersiniz ama topyekun bütün yargı kararlarının tamamını yok sayıp yeniden bir yargılama düzeni kumaya kalkarsanız bunun altından kalkamayabilirsiniz. Bu somut problemli alanlara özgü bir çözüm üretmeniz lazım bu zor değil hukukta bunun yolu var'' dedi. Tezcan sözlerine şunları ekledi:

''Yerel mahkeme beraat kararı vermiş OHAL komisyonu bunu uygulamıyor. İdare anayasayla bağlı değildir demek bu . Bu düzeni değiştirdiğinizde bunların tamamını çözersiniz. Tek yapacağınız iş hukuku, adaleti merkeze almaktır. Türkiye'de gerçek anlamda adaleti tesis etme niyetiyle yola çıkarsak bunlar çok kolaydır. Senden referans alanlar bakan olabilecekler, genel müdür alabilecekler, öbür taraftan yargı beraat kararı vermiş hakkında ama bununla ilgili başka gizli bilgiler var diyeceksiniz bu olmaz. Hukuk merkezinden saparsanız çıkmaz yola girerseniz.''

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN