Nihayet BionTech

Nihayet BionTech

Salgın dünyayı kasıp kavururken, birçok devlet ilk onayı alan BionTech aşısı için sıraya girdi. Türkiye ise Çin aşısına bel bağlayarak 105 milyon dozluk anlaşma yaptı. Ancak dozlar gelmeyince mücadelede çok değerli aylar kaybedildi. Hem ekonomik kayıplar hem can kayıpları yaşandı. BionTech’le gecikmeli anlaşma olumlu karşılandı. Ancak “Kayıp ayların hesabını kim verecek?” sorusu gündeme geldi.

Tedariğin tıkandığı süreçte Sağlık Bakanı’nın Uğur Şahin ile doğrudan teması sonucunda BionTech firmasıyla imzalanan 120 milyon dozluk anlaşma Türkiye’yi ferahlattı. Ancak üç başlıkta eski sorular yeniden gündeme geldi:

Dünyada ilk onayı alan aşıya ‘Güvenli bulmadık’ denilerek kapı kapatıldı. Madem sorun yoktu neden aylar kaybedildi?

Çin aşısında ısrar edildi. Ancak nisana kadar 105 milyon doz gelmedi. Anlaşmada yaptırım yok muydu, neden uygulanmadı?

Alternatifsizlik yüzünden aşısız geçirilen aylarda yaşanan can kayıplarının, ekonomik kayıpların hesabını kim verecek?

‘GÜVENLİ DEĞİL’ DENİLDİ, İLK ONAYI ALAN BIONTECH FRENLENDİ

Türkiye’nin Alman BionTech’le 120 milyon doz aşı için uzlaşmaya varması takdir topladı. Aşıların dört aylık süreçte teslim edileceği belirtildi. Kovid’le mücadelede önemli bir avantaj sağlayan anlaşma geçmişteki süreci akıllara getirdi.

Dünyada ilk onayı alan BionTech aşısına karşı SinoVac’ı işaret eden Sağlık Bakanı “Çin aşısı daha güvenli” dedi. Prof. Dr. Uğur Şahin’in Türkiye’ye tedarik için olumlu çabası da karşılık bulmadı.

NİSAN SONUNA KADAR GELECEĞİ SÖYLENEN SINOVAC ORTADA YOK

Ancak belirtildiği gibi nisan sonuna kadar 105 milyon doz Çin aşısı gelmedi. ‘Anlaşma varsa neden yaptırım uygulanmadı?’ eleştirileri yükseldi.

Neden Çinli şirkette ısrar edildiğine ilişkin açıklama yapılmadı. BionTech ile en başında anlaşan İsrail, Yeni Zelanda gibi ülkeler hızla normalleşirken Türkiye pik rekorları kırarak değerli aylar kaybettikten sonra adım attı. Sıkıntılı tablo ‘Bu işin bir sorumluluğunu biri almalı’ çağrılarına yol açtı.

karar-manset-son.jpg

Koronavirüs salgınının baş gösterdiği ilk günlerden itibaren, uzmanlar, tek kurtuluşun aşılama olduğunu işaret etti. Bu doğrultuda Avrupa ve dünyanın pek çok yerinde ülkeler, ilerleme kaydeden birden fazla aşı firmasıyla anlaşmalar yaparak nüfusunun geleceğini sağlama alırken, ülkemizde ise bu durum tam tersi yönde ilerledi.

Türkiye, dünyanın ilk onaylı aşısı Biontech için “Güvenli değil” diyerek yalnızca Çin aşısına yatırım yaptı. Yapılan anlaşmanın ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, nisan ayının sonuna kadar toplam 105 milyon doz Sinovac aşının Türkiye’ye geleceğini söyledi. Ancak, nisan sonuna geldiğimizde, anlaşmada bahsi geçen rakamlar ile Türkiye’ye sevkiyatı yapılan rakamlar arasında çok büyük bir uçurum olduğu ortaya çıktı. Gelmesi gereken 105 milyon dozun sadece 25 milyonu geldi. Dünyanın her yerinde seri aşılama devam ederken Türkiye’de ise aşılama durma noktasına geldi. Vaka sayıları rekor seviyede artış gösterirken ölüm oranları da zirveye çıktı.

İktidarın, Çin aşısına güvenerek alternatif bir aşı seçeneğini devreye sokmamasının faturasını vatandaş canıyla ödedi. Yaşanan olaylar sonrası ‘Anlaşma varsa neden yaptırım uygulanmadı?’ eleştirileri yükseldi. Neden Çin’li şirkette ısrar edildiğine ilişkin ise tatmin edici bir açıklama yapılmadı.

Özellikle İngiltere, Almanya, İsrail, Yeni Zelanda ve ABD gibi ülkeler Biontech ile en başta anlaşarak, alternatif aşı seçeneklerini de devreye sokarak seri aşılama sonucu toplumsal bağışıklık eşiğine geldi. Türkiye ise büyük tedarik sıkıntısı yaşadığı 4 ayın sonunda ancak bu hafta alternatif aşı anlaşmasına imza atarak, Biontech firmasıyla 30 milyon dozu opsiyonlu olmak üzere 120 milyon dozluk anlaşma yapabildi. Yaşanan bu olumlu gelişme toplum tarafından takdirle karşılandı. Ancak, daha önce “Güvenli bulmadık” denilerek sırt çevrilen aşının tedariğine aylar sonra başlanması, akıllara “Madem sorun yoktu neden aylarca zaman kaybedildi?” sorusunu getirdi.

Öte yandan, alternatifsiz geçen aylar boyunca çok sayıda ölümün yanı sıra, vatandaş çok ciddi ekonomik kayıplar yaşadı. “Alternatifsizlik yüzünden aşısız geçirilen aylarda yaşanan can kayıplarının, ekonomik kayıpların hesabını kim verecek?” sorusunun cevabı ise havada kaldı.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (14)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
14 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN