Azerbaycan’dan Kırgızistan’a, Kazakistan’dan Türkiye’ye altı ülke, Kemer’de sualtı kültürel mirasını korumak için ortak vizyon geliştirdi. Toplantı sonunda “Türk Dünyası Sualtı Miras Ağı” önerisi öne çıktı.
Antalya’nın Kemer ilçesi, 17 Mayıs 2025 tarihinde Türk Dünyasının sualtı kültürel mirasına dair vizyoner bir buluşmaya ev sahipliği yaptı. Akdeniz Üniversitesi Sualtı Arkeolojisi Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Kemer Tanıtım Vakfı (KETAV) iş birliğinde düzenlenen 24. Uluslararası Kemer Sualtı Günleri kapsamında, Türk Kültür ve Miras Vakfı (TKMV) ve TİKA’nın destekleriyle gerçekleştirilen özel oturumda, Türk Cumhuriyetleri’nden gelen uzmanlar bir araya gelerek ortak mirası koruma yollarını tartıştı.
"SUALTI MİRASI, TÜRK DÜNYASININ ORTAK BELLEĞİDİR"
Program, TKMV Başkanı Aktoty Raimkulova’nın özel mesajıyla başladı. Raimkulova, mesajında sualtı kültürel mirasının yalnızca tarihî kalıntılardan ibaret olmadığını, aynı zamanda Türk dünyasının ortak hafızasının izlerini taşıdığını belirterek, bu alandaki iş birliklerinin stratejik önemine vurgu yaptı.
ALTI ÜLKEDEN KATILIM, ORTAK HAFIZA İÇİN BİLİMSEL PAYLAŞIM
Oturuma, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Macaristan, Özbekistan ve Türkiye’den kültür ve arkeoloji alanında çalışan kurum ve uzmanlar sunumlarıyla katıldı. Moderatörlüğünü TKMV Proje Müdürü Nuri Aksu’nun üstlendiği programda her ülke kendi deneyimlerini ve geleceğe dönük projelerini paylaştı.
Azerbaycan adına konuşan Mahir Gahramanov, Hazar Denizi kıyısındaki arkeolojik çalışmaların tarihçesini ve Bayıl Kalesi gibi önemli keşifleri anlattı.
Kazakistan’dan Dosım Zikiriyai, Mangistau bölgesi ve Fort-Şevçenko gibi liman şehirlerinde yürütülen projelere dikkat çekerken, kültürel dalış turizminin potansiyeline işaret etti.
Kırgızistan’dan Aiperi Stanalieva, Issık Gölü’nde son yıllarda yapılan araştırmalarda elde edilen kalıntılar ve dijitalleştirme tekniklerini anlattı.
Türkiye’yi temsilen Doç. Dr. Hakan Öniz, uluslararası literatüre geçen Uluburun ve Gelidonya batıkları üzerinden Türkiye’nin sualtı arkeolojisindeki lider rolünü aktardı ve tecrübeyi Türk dünyasıyla paylaşmaya hazır olduklarını söyledi.
Macaristan’dan Dr. Attila Toth, Osmanlı dönemine ait Tuna Nehri'ndeki batık yapıların belgelenmesini ve bu mirasın genç nesillere aktarımını gündeme taşıdı.
Özbekistan’dan Bakhtiyor Amatov, Aral Gölü çevresinde değişen su rejimiyle birlikte ortaya çıkan tarihi alanlar üzerinden gelişen turizm faaliyetlerini paylaştı.
YUVARLAK MASA: İŞ BİRLİĞİNDEN STRATEJİK AĞA
Oturumun ardından düzenlenen yuvarlak masa toplantısında, katılımcı ülkelerin temsilcileri ortak vizyon geliştirme konusunda mutabık kaldı. Toplantının açılışında konuşan Doç. Dr. Hakan Öniz ve Nuri Aksu, altyapı, eğitim ve dijitalleşme başlıklarında iş birliğinin önemini vurguladı.
Katılımcılar, Türkiye’nin sualtı mirası alanındaki kurumsal tecrübesinden faydalanmak istediklerini belirtirken, şu öneriler öne çıktı:
Ortak sualtı mirası sergileri ve sempozyumlar düzenlenmesi
CMAS çatısı altında ileri düzey dalış eğitim programları geliştirilmesi
Ortak Avrupa Birliği projelerine başvurular
Sualtı fotoğrafçılığı atölyeleri ve öğrenci değişim programları
Her yıl Türk dünyasındaki ülkelerle dönüşümlü olarak ortak toplantılar yapılması
Dijital veri tabanı oluşturularak örnek uygulamaların paylaşılması
TÜRK DÜNYASI SUALTI MİRAS AĞI KURULACAK
Toplantının sonunda, tüm önerilerin Türk Kültür ve Miras Vakfı tarafından raporlanarak ilgili kurumlarla paylaşılması ve bu alanda kurumsal iş birliğini kalıcılaştırmak amacıyla Türk Dünyası Sualtı Miras Ağı kurulması teklif edildi. Katılımcılar, bu girişimin yalnızca arkeolojik mirasın değil, ortak kültürel kimliğin de geleceğe taşınması için güçlü bir adım olacağını vurguladı.