Kurbanlar Allah rızası niyetiyle kesilir, Allah rızası düşüncesi yoksa kurban kabul olunmaz. Allah rızası düşüncesini ancak takva ehli taşıyabilir, Allah da ancak müttakılerin kurbanını kabul eder.
Kurbanlar Allah rızası niyetiyle kesilir, Allah rızası düşüncesi yoksa kurban kabul olunmaz. Allah rızası düşüncesini ancak takva ehli taşıyabilir, Allah da ancak müttakılerin kurbanını kabul eder.
2016 yılında Kurban bayramı (Arefe) günü 11 Eylül pazar günü Kurban bayramı 1.günü 12 Eylül pazartesi, Kurban bayramı 2.günü 13 Eylül salı, Kurban bayramı 3.günü 14 Eylül çarşamba, Kurban bayramı 4.günü 14 Eylül perşembe olacak.
Tüm kamu kuruluşları Kurban bayramında 9 gün tatil yapacak.
Büyükbaş kurbanlıklar (dana, boğa, inek, sığır) 5.000 TL - 10.000 TL arası
Küçükbaş kurbanlıklar (kuzu, koyuni koç, keçi) 700 TL - 1200 TL arası
Önce diz boyu çukur kazılır. Kurbanın gözleri tülbentle bağlanır. Kıbleye dönük olarak sol yanı üzerine yatırılır. Boğa, tosun gibi büyük baş hayvanların kolay kesilebilmesi için çengele asılması caizdir. Boğazı çukurun kenarına getirilir. İki ön ve bir arka ayakları, uçlarından bir araya bağlanır. Üç kere bayram tekbiri okunur. Sonra, bismillahi Allahü ekber diyerek, deveden başka hayvanın, boğazından kesilir.
Bismillahi derken, h’yi belli etmek gerekir. Belli edince, Allahü teâlânın ismi olduğunu düşünmek lazım olmaz. h’yi açıkça belli etmezse, Allahü teâlânın ismini söylediğini düşünmek gerekir. Bunu da düşünmezse hayvan leş olur, yenmez. Bismillahirrahmanirrahim demek de caizdir. Fakat evlâ olanı, (Bismillahi Allahü ekber) demektir.
Besmele çekilince, hemen kesmek şarttır. Besmele çektikten sonra bıçağı bilerse, Besmeleyi tekrar etmesi gerekir. Besmele çektikten sonra, hayvan yerinden kalkarsa, yatırdığı zaman tekrar Besmele çekmesi gerekir; fakat bir kelime söylemek, bir lokma yemek ve bir yudum su içmek gibi az bir ara vermenin zararı yoktur. Besmele çektikten sonra, elindeki bıçağı bırakıp, başka bir bıçak alsa, Besmeleyi tekrar çekmesi gerekmez.
Bir hayvan için Besmele çekildikten sonra, onu bırakıp başka bir hayvan kesilecek olsa, Besmeleyi tekrar çekmek gerekir.
Arka arkaya birkaç hayvanı boğazlayacak kişinin, hepsi için ayrı ayrı Besmele çekmesi gerekir; fakat hayvanları, üst üste yatırıp kesecek olsa, bir Besmele kâfidir. Bir hayvanı iki kişi kesse, ikisinin de Besmele çekmesi gerekir.
Besmele unutulursa zararı olmaz. Kasten Besmelesiz kesmek haramdır.
Hayvanın boğazında yemek, nefes borusu ve iki yanda birer kan damarı vardır. Bu dört damardan üçü bir anda kesilmelidir.
Şafii’de, yemek borusuyla nefes borusu kesilirse kâfidir. Ancak gırtlak düğümü baş tarafında kalmalıdır. Gırtlak düğümünün tamamı vücut tarafında kalırsa, kesilen hayvan yenmez.
Kurban kesenin, kıbleye karşı dönmesi sünnettir.
Erkek ve kadın Müslümanın, cünübün, delinin, bunağın, çocuğun ve sarhoşun Besmeleyle kestiği hayvan yenir. Ehl-i kitabın [Hristiyan veya Yahudi'nin] kestiği de yenir. Fakat ehl-i kitaba kurban kestirmek mekruhtur. Dilsiz ve sünnetsizin, hayvan kesmesi mekruhtur.
Solak bir kimsenin, sol eliyle kurban kesmesinde mahzur yoktur. Temiz işleri yaparken, sağdan başlamak sünnet-i zevaiddir, yani müstehabdır. Bir özürle soldan başlamak mekruh olmaz. Yani sol elle kesilen hayvan ve kurban yenir.
Bir ihtiyaç varsa, kurbanı bayıltıp kesmek caizdir. Başını bir kerede koparıp kesilen de yenir; fakat öyle kesmek günah olur. Hayvanı ensesinden kesmek haramdır; ama eti yenir.
Kurban hayvanını yüzmek için, şişirmek caizdir.
Kısaca hali vakti yerinde olanlar, yani zenginler kurban keserler. Bunun ölçüsü ise temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra, kendisini zengin kılacak kadar malı mülkü bulunmaktır. Böyle olan malın mülkün üzerinden, zekatta olduğu gibi bir yıl geçmesi de gerekmez.
Hanefiler, şahsi malı bulunan herkesi başlı başına bir mükellef sayarlar ve böyle olan birisi, ister kadın olsun ister erkek olsun kurban kesmelidir derler. Diğer mezhepler ise, her bir ferdin ne kadar parası bulunursa bulunsun, bir eve bir kurban yeter diye düşünürler.
Bir önceki soruya verdiğimiz cevaptan da anlaşılacağı üzere, Hanefilere göre kadının da kendi malı mülkü, altını ya da parası varsa onun da kurban kesmesi gerekir. Hatta kadın eve bakmakla yükümlü olmadığı için, onun temel ihtiyaçlarını karşılayacak parasının bulunması aranmaz. Çünkü onları zaten erkek karşılayacaktır. Öyleyse zengin olan kadın kurban keser, ya da vekalet vererek kestirir.
Kurban, kurban bayramının ilk üç gününde kesilir. Kurban kesim vakti, Bayram namazı kılınan yerlerde, bayram namazı kılındıktan sonra, bayram namazı kılınmayan yerlerde ise sabah namazı vakti girdikten sonra başlar. Bayramın üçüncü günü güneş batıncaya kadar devam eder. Bu süre içinde gece ve gündüz kurban kesilebilir. Ancak kurbanların gündüzleri kesilmesi uygundur. Bayramın birinci günü kesmek daha faziletlidir. Şafii mezhebine göre ise kurban bayramın dördüncü günü de kesilebilir.
Kurban kesmekten asıl amaç, Allah için kan akıtmaktır. Bu yapıldıktan sonra kurban tamamdır; ancak elbette kurban kesmenin hikmetlerinden biri de fakir fukaranın et yemesidir. Bunu sağlamak ve kurban etini olabildiğince dağıtmak gerekir.
Hz. Peygamber, kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesmeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir bölümünün de eve ayrılmasını tavsiye etmiştir (Ebû Dâvûd, “Dahâyâ”, 10). Ailenin ihtiyaç durumuna göre etin tamamı evde bırakılabileceği gibi, toplumda muhtaçların arttığı dönemde kurban etinin çoğunun hatta tamamının dağıtılması uygun olur.
Kurban elbette bağışlanabilir. Kurbanını keser ve etini olduğu gibi bir şahsa, şahıslara, ya da kurumlara bağışlayabilir. Kendisi adına kurban kesilmek üzere kurbanının parasını da bağışlayabilir, yani birisini vekil kılabilir. Ancak kurban kesmek yerine onun parasını bağışlamakla kurban görevini yerine getirmiş olmaz.
Elbette güvendiği ve bu görevi hakkıyla yerine getirdiğinden emin olduğu kurumlara kurbanını verebilir, onları vekil ederek kesilmesini onlardan isteyebilir. Ancak kurbanın bir ibadet olduğunu bilmek gerekir. Bu sebeple kesilen kurbanların etlerinin günah olmayan şekilde ve Müslümanca kullanılıyor olmasına dikkat etmeli ve bunu aynı zamanda takip etmelidir.
Kurban için kılınan iki rekat şükür namazı, kurbanını kendi kestiğinde de, başkasına kestirdiğinde de kılınmalıdır. Bunu kılmak şart/farz değildir; ama kılınması sünnettir, sevaptır.
Kurbanın peşin alınma zorunluluğu yoktur. Helal olan her türlü alışverişle kurban da alınır. Taksitle alış veriş caiz olduğuna göre kurbanı da taksitle almak caizdir.
Borç para ile başka şeyler almak caiz olduğuna göre kurban almak da caizdir.
Bayramda adak kesilir. Hatta bazılarına göre “Kurban” denen şey, Kurban Bayramı’nda kesilen hayvan olduğu için, “Ben bir kurban keseceğim” diye adak adayan insan, sanki kurban bayramında bir kurban keseceğim, demiş olacağından, adaklar da ancak kurban bayramında kesilir. Fakat bizim dilimizde “Kurban” dendiği zaman bu anlaşılmadığı için, adaklar, özellikle kurban bayramında denmiş olmadıkça, her zaman kesilebilir.
Elbette güvendiği ve bu görevi hakkıyla yerine getirdiğinden emin olduğu kurumlara kurbanını verebilir, onları vekil ederek kesilmesini onlardan isteyebilir.
Doğumu yaklaşan gebe hayvanı ya da yeni doğuran hayvanı kurban olarak kesmek mekruhtur. Doğacak yavruların telef edilmesi söz konusu olduğu için gebe hayvanın kurban edilmesi doğru değildir.
Ortak olarak kurban edilebilen hayvanlar tek veya çift sayıda ortak tarafından kurban edilebilirler. Buna göre iki ailenin ortak kestiği bir hayvana mutlaka üçüncü bir kişinin ortak olması gerekmez. Bir kimse, kurbanlık olarak aldığı sığıra, sonradan bir veya daha fazla kişiyi ortak edebilir.
Hayvana eziyet verilmemesi amacıyla hayvanın canı çıkmadan başının gövdesinden ayrılması hoş karşılanmamıştır. Canı çıktıktan sonra başının vücudundan ayrılmasında sakınca yoktur.
Kurbanı bizzat kişinin kendisi kesebileceği gibi, vekalet yoluyla başkasına da kestirebilir. Zira kurban, mali bir ibadettir. Mal ile yapılan ibadetlerde ise vekalet caizdir.
Bir kimse, kendi evinde besleyip büyüttüğü veya kurbanlık olarak satın almadığı bir ineğini, kurbana bir müddet kala kurban edeceğine niyet etse de bu ineğinin sütünü yiyebilir, ondan istifade edebilir. Fakat kurban olarak alınan bir hayvanın kesim öncesinde sütünden ve yününden yararlanmak uygun değildir. Şayet yararlanılmışsa bedeli sadaka olarak verilmelidir.
Kurbanın derisi, bir fakire veya hayır kurumuna verilmelidir. Hz. Peygamber, veda haccında Hz. Ali'ye, kurban olarak kesilen develerinin başında durmasını ve bunların derileri ile sırtlarındaki çullarını sadaka olarak vermesini, kasap ücreti olarak bunlardan bir şey vermemesini emretmiştir (Ebû Dâvûd; “Menâsik”, 20). Buna göre kurban derilerinin para karşılığında satılması, kurbanın kesimi veya bakımı için ücret olarak verilmesi caiz değildir. Derinin satılması halinde bedelinin yoksullara verilmesi gerekir. Ancak şart koşmamak kaydıyla kurbanın eti veya derisi kesene bağışlanabilir.
Kurbanın derisi sahibi tarafından istenirse seccade veya evde kullanılabilecek bir eşya yapılabilir. Kurban sahibi derisini istediği gibi tasarruf eder, dilediği hayır müessesesine verebilir.
İslam dininde ferdin mülkiyeti esas olduğundan ailede (karı-koca) zengin olan kişi kim ise kurbanı onun kesmesi gerekir. Kişi dilerse karısı veya çocukları adına kurban kesebilir.
* İdrar yolu (ferci)
* Hayaları
* İdrar torbası
* Safra kesesi (öd)
* Akan kanı
* Tenasül uzvu Hayvanın bu kısımları kesildikten sonra parçalanırken ayrılır ve atılır.
Keçi
Koyun
İnek
Manda
Deve