Türk siyasetinde önemli bir yeri olan ve hemen hemen her kesimin takdirini kazanan Büyük Birlik Partisi’nin merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu, 25 Mart 2009’da bir helikopter kazasında ebediyete göç etmişti. Merhumun geçirdiği kaza üzerinde birçok tartışma yaşanırken, ‘’Muhsin Yazıcıoğlu’nu kim neden öldürdü?’’ soruları bile akıllara gelmişti. İşte Yazıcıoğlu’nun hayat hikâyesi…
MUHSİN YAZICIOĞLU KİMDİR?
1954’te Sivas’ın Sarkışla ilçesine bağlı Elmalı köyünde doğan Muhsin Yazıcıoğlu’nun ailesi çiftçilikle uğraşıyordu. İlk ve orta eğitimini Şarkışla’da tamamladıktan sonra yükseköğretimi için 1972 yılında Ankara’ya geldi. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ni tamamlayan Yazıcıoğlu, 1968 yılında cemiyet (dernek) çalışmalarına başladıktan sonra Şarkışla’da Genç Ülkücüler Hareketi’ne dâhil oldu. Ankara’ya gelmesinin ardından, Ülkü Ocakları Genel Merkezi’nde görev yapmaya başlayan Yazıcıoğlu, Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcılığı ve Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yaptı. (1977-78).
1978 yılında faaliyete geçen Ülkücü Gençlik Derneği’nin kurucu Genel Başkanı olan Muhsin Yazıcıoğlu, 1980’e dek MHP’de Genel Başkan Müşavirliği yaptı.
12 Eylül 1980 askeri darbesinin arkasından, MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası sanığı olarak cezaevine giren Yazıcıoğlu, 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 sene Mamak Cezaevi’nde yattı. Yattığı bu süre zarfında ise herhangi bir ceza almadı.
Cezaevinden çıkmasının ardından, mağdur olmuş ülkücülere ve onların ailelerine yardım için kurulan Sosyal Güvenlik ve Eğitim Vakfı’nın başkanlığını yürüttü.
1987 yılında arkadaşları ile beraber MÇP’de siyasete atıldı. MÇP’de Genel Sekreter Yardımcılığı yaptı.
1991 genel seçimlerinde üç partinin kurduğu ittifak bünyesinde, milletvekili adaylığını koyan Yazıcıoğlu, “O, inançlarınızı Meclis’e taşıyacak” sloganıyla, Sivas milletvekili oldu.
1992’de, “içinde bulunduğu partinin siyasi anlayışıyla uyuşamadığı için” bir grup arkadaşı ile beraber MÇP’den ayrılan Yazıcıoğlu, 29 Ocak 1993’te Büyük Birlik Partisi’ni kurdu ve bu partinin Genel Başkanı oldu.
24 Aralık 1995 yılında gerçekleşen erken genel seçimlerde ANAP-BBP ittifakından 20. Dönem Sivas milletvekili olarak, tekrardan meclise giren Yazıcıoğlu, 28 Şubat 1996’da ANAP’tan istifa ederek, BBP’ye geri döndü.
26 Nisan 1998 yılında gerçekleşen 3. Büyük Kurultay’da, 8 Ekim 2000’de yapılan 4. Büyük Kurultay’da, 2 Haziran 2002’de yapılan 1. Olağanüstü Büyük Kurultay’da,20 Temmuz 2003’te yapılan 5. Olağan Büyük Kurultay’da,30 Nisan 2006’da yapılan 6. Olağan Büyük Kurultay’da ve 15 Nisan 2007’de yapılan 2.Olağanüstü Büyük Kurultayda yeniden BBP Genel Başkanlığına seçildi.
22 Temmuz erken genel seçimlerinde BBP’nin seçimi protesto etmesi nedeniyle partisinden istifa ederek Sivas’tan bağımsız milletvekili adayı olan Yazıcıoğlu, 23. dönem milletvekilliğine seçildi. Daha sonra BBP’ye katılarak Büyük Birlik Partisi Sivas Milletvekili olarak BBP’yi temsil etti. 19 Ağustos tarihinde yapılan olan BBP’nin 3.Olağanüstü Büyük kurultayında yeniden Genel Başkan oldu.
Muhsin Yazıcıoğlu, evli ve iki çocuk babasıydı.
HELİKOPTER KAZASI HÂLÂ AYDINLATILMADI
Muhsin Yazıcıoğlu’nu taşıyan helikopter, 25 Mart 2009 tarihinde saat 14.37’de Kahramanmaraş mitinginden Yozgat Yerköy mitingine hareket etmek için havalandıktan 26 dakika sonra bilinmeyen bir sebeple Keş dağı, Kuru Dere Kanlıçukur mevkine düşmüştü. Yazıcıoğlu’nun dışında helikopterde bulunan 6 kişi de hayatını kaybetmişti. Kazanın arkasından hazırlanan otopsi raporunda, Yazıcıoğlu’nun düşme anından sonra bir saat daha hayatta kaldığı öğrenildi.
Yazıcıoğlu ve helikopterde bulunanların naaşına ancak 48 saat sonra ulaşılması ise büyük tepki çekmişti, 17 gönüllü köylü tarafından bulunan enkazın 48 saat süren arama çalışmalarının yapıldığı bölgenin 115 kilometre uzağında olduğu anlaşılmıştı. Yazıcıoğlu’nun cenazesi ölümünden 6 gün sonra 31 Mart 2009'da Taceddin Dergahı’na defnedildi.

Yazıcıoğlu’nun ölümüne ilişkin suikast iddiaları halihazırda Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturulurken, Göksun Asliye Ceza Mahkemesi ve Yargıtay 5. Ceza Dairesi Başkanlığı’nda da ayrı soruşturmalar yürütülüyor. Yazıcıoğlu’nun ölümüne yol açan helikopter kazasına ilişkin ilk iddia, helikopterin düştüğü anlarda bölgede üç savaş uçağının bulunduğu yönündeydi. Olay günü helikopterin uçuş güzergâhında üç şüpheli jetin uçtuğu, söz konusu bu jetlerin helikopterin yakınından geçerek türbülans etkisiyle düşmesine neden olduğu öne sürüldü.

Diğer bir iddia ise helikopter pilotu Kaya Mustafa İstektepe’nin üç şüpheli jetin egzos dumanın etkilenerek karbonmonoksit zehirlenmesi yaşadığı, pilotun seyir hakimiyetini kaybettiği için helikopterin çakıldığı şeklindeydi. Yazıcıoğlu ailesi, ve avukatlar iddiaların peşine düşüp davalar açsa da hiçbir sonuç elde edemediler.
Pilot İstektepe’nin kanında yüzde 24, gazeteci İsmail Güneş’te yüzde 27, Muhsin Yazıcıoğlu’nda ise yüzde 13 seviyesinde karbonmonoksit tespit edildiği öne sürülüyor, bilirkişi raporlarında yüzde 24 oranındaki karbonmonoksit gazının pilotta sarhoşluk, dikkat bozukluğu, baygınlık gibi tesirler yapabileceği iddia ediliyordu.
Muhsin Yazıcıoğlu'nun seslendirdiği kendi şiiri: 'Üşüyorum'
