Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), salam, sosis ve sucuk gibi işlenmiş et ürünlerini kanserojen olarak sınıflandırdı. Uzmanlar, bu besinlerin aşırı tüketiminin kanser riskini artırabileceğine dikkat çekerken, sağlıklı yaşam için önerilen temel besinlere de vurgu yaptı. Kanserden korunmanın sırrı doğru beslenme ve stressiz yaşamda gizli.

KAHVALTI SOFRALARINDAKİ TEHLİKE: SALAM, SOSİS VE SUCUK
Kanser, dünyada her yıl milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine neden olan önemli sağlık sorunlarından biri. Bu sebeple, uzmanlar kanserin önlenmesi için önemli beslenme alışkanlıklarına dikkat çekiyor. Son dönemde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), salam, sosis ve sucuk gibi işlenmiş et ürünlerinin kanserojen olarak sınıflandırıldığını duyurdu. Uzmanlar, bu besinlerin aşırı ve kontrolsüz tüketiminin kanser riskini artırabileceğine vurgu yapıyor. Ancak, kanserden korunmanın sadece bu ürünlerden kaçınmakla sınırlı olmadığını, doğru beslenme alışkanlıkları ve stressiz bir yaşam tarzının da büyük rol oynadığını belirtiyorlar.

KANSAERE KARŞI DİĞER BESİNLER VE UYGULAMALAR
Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. İrfan Çiçin, kanserin sadece genetik faktörlere bağlı bir hastalık olmadığını, çevresel faktörlerin de bu hastalığın gelişiminde önemli bir rol oynadığını söyledi. Çiçin, kanser riskini azaltmaya yardımcı olan temel besinleri şu şekilde sıraladı:
- ANTIOKSİDAN ZENGİN BESİNLER: Brokoli, havuç ve domates gibi besinler, hücrelerin onarımını destekleyen antioksidanlarla doludur.
- LİFLİ GIDALAR: Tam tahıllar ve baklagiller, sindirim sistemini koruyarak bağırsak kanseri riskini azaltır.
- OMEGA-3 YAĞ ASİTLERİ: Balık, ceviz ve keten tohumu gibi besinler, bağışıklık sistemini güçlendirirken iltihapları azaltır.
- NATURAL ANTİBAKTERİYEL BESİNLER: Sarımsak ve soğan, mide ve bağırsak kanserlerine karşı koruyucu özelliklere sahiptir.
- ANTIOKSİDAN İÇEREN İÇECEKLER: Yeşil çay, hücre zarlarını koruyarak bağışıklık sistemini destekler.
ZERDEÇAL VE ZENCEFİLİN KANSERE KARŞI FAYDALARI
Zerdeçal ve zencefil, içerdikleri anti-inflamatuar bileşiklerle kanser hücrelerinin yayılmasını yavaşlatma potansiyeline sahiptir. Ancak uzmanlar, bu besinlerin dengeli bir beslenme düzeninin parçası olarak tüketilmesi gerektiğini vurguluyor. Yani, bu besinler mucizevi bir çözüm sunmaz; ancak doğru bir şekilde ve dengeli bir şekilde kullanıldığında kanser riskini azaltmaya yardımcı olabilir.

STRES YÖNETİMİ VE EGZERSİZİN ÖNEMİ
Kanserden korunmada yalnızca beslenme değil, stres yönetimi de kritik bir rol oynar. Prof. Dr. Çiçin, stresin kanserin gelişimine katkıda bulunabileceğini ve stressiz bir yaşam için nefes egzersizleri, meditasyon, doğa yürüyüşleri ve sosyalleşmenin önemli olduğuna dikkat çekti. Haftada en az 150 dakika orta düzey egzersiz yapmak, hormon dengesini koruyarak kanser riskini azaltır. Ayrıca, egzersiz vücut ağırlığını kontrol altında tutar ve inflamasyonu azaltır.
ALKOL VE SİGARA KULLANIMININ KANSAER RİSKİYLE İLİŞKİSİ
Prof. Dr. Çiçin, sağlıklı bir yaşam için sigara ve alkolden uzak durulmasının gerektiğini belirtti. Sigara, akciğer kanseri başta olmak üzere ağız, gırtlak, mesane ve pankreas kanserleriyle doğrudan ilişkilidir. Tütün ürünlerini kullanmayı bırakmak, kanser riskini azaltmada atılacak en kritik adımlardan biridir.
DENGELİ BESLENME, STRESSİZ YAŞAM VE EGZERSİZ KANSAERE KARŞI ETKİLİ SAVUNMA
Kanserden korunmak için yalnızca beslenmeye odaklanmak yeterli değildir. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, stresle başa çıkmak ve düzenli egzersiz yapmak da kanser riskini önemli ölçüde azaltabilir. Uzmanlar, doğru besinleri tüketmenin yanı sıra zararlı alışkanlıklardan uzak durmanın da önemli olduğunu belirtiyor.
