Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Muhammed Keskin, kalp hastalıklarının teşhisinde en temel ve en hızlı yöntemlerden biri olan EKG ile nasıl hızlıca tanı konulabildiğini açıkladı. Dr. Keskin, hastaların "EKG çekildi, kriz yok dendi, başka test yapılmadı" şeklindeki yaklaşımlarına açıklık getirerek, kalp krizinin tanısının esasen bu tek test ile konulduğunu ifade etti.
Uzman, EKG'ye bakarak hastanın daha önce kriz geçirip geçirmediğini, mevcut bir ritim bozukluğu olup olmadığını anında, hatta sadece 3 saniye gibi çok kısa bir sürede anlayabildiğini dile getirdi. Bu hız, bazen hastaların "Doktor doğru düzgün bakmadı bile" şeklinde düşünmesine yol açsa da tecrübeli bir göz için yeterli olduğunu belirtti.
RİTİM BOZUKLUĞU VE ÇARPINTI ANI
Kalp krizinin aksine, EKG'nin ritim bozukluklarını yakalama şekli farklı bir dikkat gerektiriyor. Dr. Keskin, hastaların en sık sorduğu sorulardan biri olan "Çarpıntı anında EKG çekildi, bir şey yok dediler" şikayetine de değindi. Uzman, bu durumun aslında ritim bozukluğunuz yok demek olduğunu, çünkü ritim bozukluklarının genellikle sadece olduğu an EKG'de görülebildiğini açıkladı. Bu nedenle, çarpıntı anında çekilen tek bir EKG'nin bile bu konuda yeterli bilgi verdiğini vurguladı.
Ritim bozukluğunu yakalamak için çarpıntı anını denk getiremeyen durumlarda ise doktorların Holter cihazı gibi uzun süreli takip yöntemlerine başvurduklarını ekledi.
KALP YETERSİZLİĞİ VE KAPAKÇIK DURUMLARI
Doç. Dr. Keskin, EKG'nin her durumu yansıtmayacağı istisnai durumlara da dikkat çekti:
Kapaktaki Yetersizlikler: Hafif ve orta dereceli kalp kapak yetersizlikleri genellikle EKG'de bir değişikliğe yol açmaz.
Gizli Riskler: EKG'de bir şey çıkmamasına rağmen, altta yatan bir kalp damar hastalığı riski olabilir. Ancak bu durumda bile, EKG'nin kalp krizi geçirilmediği ve henüz kalp yetmezliği gelişmediği bilgisini verdiğini söyledi.
