Muğla'nın eşsiz coğrafyasına sahip Gökova Körfezi'nin bereketli topraklarında, yüzyıllardır süregelen geleneksel yöntemlerle bir lezzet harikası üretiliyor. Mavi yolculuğun incisi olan Akçapınar, Akyaka ve Gökova gibi mahallelerin ovasında yetişen bu susam, 90 günlük meşakkatli bir sürecin ardından yolma, silkme ve elekleme aşamalarını tamamladı. Ancak, kokusu ve yüksek aromasıyla uluslararası alanda büyük talep gören bu 'Altın Susam'ın üreticileri, işgücü eksikliği yüzünden bu meslekte son nesil olduklarını dile getiriyor. İşte 'Deli Mehmet' rüzgarının bereketini taşıyan o özel ürünün hikayesi ve karşılaştığı zorluklar...
SIRRI İYOTLU MELTEMDE SAKLI
Gökova Sarı Susamı'nı diğerlerinden ayıran en büyük özellik, Gökova Körfezi'nden kıyıya esen iyotlu meltem rüzgarlarından alıyor. Üreticiler tarafından "Deli Mehmet" olarak adlandırılan bu rüzgar, özellikle geceleri eserek susam bitkisine hem benzersiz bir tat hem de yüksek bir aroma katıyor. Üretici Mehmet Sarıoğlu, bu durumu, "Gökova Körfezinden aldığı iyotlu hava ile aroması, yağı ile bütün bölgelerde üretilen susamlar içinde en kaliteli susam budur" sözleriyle açıklıyor. Sarıoğlu, susamın yağ ve iyot oranını yükselten nisan yağmurları ve Deli Mehmet rüzgarının bu yıl verimi artırdığını da ekledi.

HANGİ ALANLARDA KULLANILIYOR?
Yaklaşık 90 günlük bir ekim ve hasat dönemi olan Gökova Sarı Susamı, kokusu ve aroması sayesinde hem yurt içinde hem de uluslararası piyasalarda kendine sağlam bir yer ediniyor. İç piyasada çoğunlukla lezzetli tahin yapımında ve Muğla simitlerinde kullanılan bu susam, yurt dışından gelen taleplerle de adından söz ettiriyor. Özellikle Japonlar, hasat ortasında dahi tarladan doğrudan temin ettikleri bu susamı, geleneksel yemekleri olan suşi üzerine serperek aromasından faydalanıyor.
ÜRETİM SON NESİL TEHLİKESİNDE
Gökova susamı üretimi, ekimden hasat sonrası eleme aşamasına kadar tamamen geleneksel yöntemlerle ve makine, araç gereç kullanılmadan gerçekleştiriliyor. Üretici Mehmet Sarıoğlu, "Ekimden yolmaya kadar, yolmadan silkime kadar her şey doğal. Bütün işçilik tamamen el emeği" diyerek bu meşakkatli süreci özetliyor.

Ancak bu özel ve tamamen doğal üretimin geleceği, ciddi bir işçi sıkıntısıyla karşı karşıya. Sarıoğlu, bu zorluğun altını çizerek, "En büyük sıkıntımız işçi sıkıntısı. Bu işi yapacak insanlar artık azaldı. Yani biz son kuşağız. Bizden sonra yapacak olan yok bu işi" ifadelerini kullandı. Bu durum, 'Altın Susam' olarak nitelendirilen bu kültürel ve ekonomik değeri yüksek ürünün geleceği için endişe yaratıyor.
FİYAT BEKLENTİSİ ARTTI
Rekolte ve kalitenin yüksek olmasıyla birlikte, Gökova Sarı Susamı'nın fiyat beklentisi de yükseldi. Mehmet Sarıoğlu, geçen seneki 150 TL civarındaki kilogram fiyatının, bu sene 200 TL ve üzerine çıkmasını beklediklerini, altındaki bir fiyatın ise üreticileri kurtarmayacağını belirtti.
