Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi’nin 2004 yılında paylaştığı ‘münhasır ekonomik bölge’nin sınırlarını AB’nin resmî sınırları olarak bilinen bir varsayım üzerinden hazırlanan Sevilla haritası, Türkiye tarafından kesin bir dille reddedilmişti. AB’nin iki yüzlü olarak sessiz kaldığı ve bir şekilde onayladığı Sevilla haritası sınırları, kabul edilemez şekilde tasarlandı…
SEVİLLA HARİTASI NEDİR?
Sevilla haritası, İspanya’nın Sevilla Üniversitesi beşeri coğrafya bölümünde denizcilik coğrafyası bölümünde uzman Prof. Juan Luis Suarez de Vivero tarafından hazırlandığından dolayı kısaca üniversitenin ismiyle anılıyor. Geçmiş zamanlarda Avrupa Birliği Komisyonu’nun tekbir bir birimince de kendisinden bu konuyla alakalı çalışma istendiği öğreniliyor. Prof. Vivero’nun biyografisinde danışmanlık yaptığı kurumlar arasında Avrupa Birliği Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu da bulunuyor.
Sevilla haritasının Ankara’da rahatsızlığa sebep olmasının nedeni; Yunanistan’ın Akdeniz ve Ege’de kıta sahanlığı olarak hak iddia ettiği bölüm ile Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (KRY) 2004’te ilan ettiği ‘münhasır ekonomik bölge’nin sınırlarını Avrupa Birliği’nin resmî sınırları olarak bilinen bir varsayım üzerinden hazırlanmış…
Böylece de, Meis Adası’ndan başlayan Yunan kıta sahanlığı güneye doğru Akdeniz’in ortasına kadar iniyor ve Türkiye’ye Antalya körfezi hâricinde Akdeniz’e bir çıkış imkânı verilmiyor. Sevilla Haritası, Türkiye’nin Ege’deki kıta sahanlığını 6 millik karasularıyla sınırlı bırakıyor, kalan alanı büyük oranda Yunanistan’a bırakıyor.
Türkiye, yüz ölçümü 10 kilometrekare olan, Anadolu'ya 2 km, Yunan ana karasına da 580 km uzaklıkta olan bir adanın 40 bin kilometrekare genişliğinde kıta sahanlığı alanı oluşturulmasının rasyonel ve uluslararası hukuka uygun bir tez olmadığını kaydederek, bu iddiaları kabul etmiyor.
Hürriyet'ten Sedat Ergin'in 21 Ağustos 2020 tarihli köşe yazısında önemli detaylar paylaşmış. Çizimde, Sevilla haritasındaki sınırlar ile Türkiye’nin Birleşmiş Milletler’e bildirdiği kıta sahanlığı haritası üst üste konulduğunu vurgulayan Ergin, beyaz sınırların Sevilla haritasına göre KRY ve Yunanistan’ın yani Avrupa Birliği’nin deniz yetki sınırlarını, kırmızı çizgi de Türkiye’nin Birleşmiş Milletler’e bildirdiği kendi kıta sahanlığı sınırlarını gösterdiğini kaydetti.

Sedat Ergin, yazısına şöyle devam etti;
‘’Sınırların birbirine geçtiği taralı olan bölümler Türkiye’nin kıta sahanlığı teziyle KRY-Yunanistan’ın tezlerinin ne kadar geniş bir bölümle çakıştığını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.
Prof. Vivero, 2007 yılında yayınlanan haritanın altına ‘varsayımsal ortay hat’ diye bir ifade paylaşmış. Fakat haritada sınırlar görsel olarak bir defa bu şekilde çizilince ve Avrupa Birliği Komisyonu’nun bazı teknik birimleri varsayım da olsa bu haritayı kullanınca, bu çizgilerin Avrupa Birliği’nin resmî tutumu olduğu algısı zaman içerisinde birçok çevrede benimsenmiş.
Burada dikkat çeken bir nokta bulunuyor. Türk resmî makamları, çok uzun bir süredir bu haritayı Avrupa Birliği’nin taraf olarak hareket ettiğine dair delil olarak görüp eleştirirlerken, Avrupa Birliği bu tartışmalar karşısında çoğunlukla sessiz kalmayı tercih etmiş, herhangi bir cevap dâhi vermemiş. Sonuç olarak Brüksel cephesindeki sessizlik Avrupa Birliği’nin bu haritayı kabullendiği algısının iyice kuvvetlenmesine neden oldu.’’
