Sığınmacıların Ege Denizi'nden yasa dışı geçişlerinin geçen yılın ilkbahar aylarında artmasına bağlı olarak boğulma veya hipotermi sonucu hayatlarını kaybeden sığınmacı ve göçmen sayısı da arttı.
Geçen yılın tamamında 279 kişinin hayatını kaybettiği Ege Denizi, Türkiye ile AB arasındaki geri kabul anlaşması imzalanmadan önce kış aylarında normalde gözlenmeyen yasa dışı geçiş yoğunluğuna sahne oldu. Bu yılın ilk 3 ayında çoğu kadın ve çocuk 173 kişi, Ege Denizi'nde yaşamını yitirdi.
Ölenlerin çoğunun cenazeleri kesin ölüm nedenlerinin tespiti için İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldıktan sonra Doğançay Mezarlığına defnedildi, diğerleri ise yakınları tarafından ülkelerine götürülerek toprağa verildi.
"Barış Anıtı"nın yanındaki mezarlığa, 2014 yılında 13, 2015'te 45 kimliği belirlenemeyen çoğu kadın ve çocuk defnedildi. Bu yıl ise ölümlerin artmasıyla mezarlıkta, 500 cenazenin defnedilebileceği 412 numaralı ada, tamamıyla Ege Denizi'nde yaşamını yitiren kimliği belirsiz göçmenlere ayrıldı. Bu yıl Ege Denizi'nde ölen 85 kişi, buraya defnedildi.
Kimliği belirlenemediği için Doğançay Mezarlığı'nda defnedilen göçmen sayısı ise 40'ı kadın, 30'u erkek çocuk, 22'si kız çocuk olmak üzere toplam 143'e ulaştı.
"GERİ KABULLE CENAZELERİN GELMESİ, NEREDEYSE DURDU"
Mezarlığın sorumlu imamı Ahmet Altan, kimsesizler mezarlığında yatanların 5'inin isimlerinin, DNA testi sonucu belirlendiğini belirterek, isteyen ailelerin cenazeleri kendi ülkelerine götürdüğünü söyledi.
Türkiye ve AB'nin Avrupa'ya geçen göçmenlerin geri kabul edilmesi üzerine uzlaştığı 20 Mart'ın ardından sığınmacı cenazesi gelmesinin neredeyse durduğuna dikkati çeken Altan, şöyle konuştu:
"Sürekli bu acıların dinmesi, bu insanların huzurlu, sağlıklı olması için dua ediyoruz. Bizim idarecilerimiz de ellerinden geleni yaptı, şükür bu iş durdu diyebiliriz. Geri kabul anlaşmasından sonra cenazeler neredeyse tamamen durdu. Bu sevindirici bir haber. Seviniyoruz çünkü neredeyse her gün biz de bu acıyı yaşıyorduk. Sebep olanlardan Allah razı olsun, umarım bu acıları bir daha yaşamayız."
Altan, kimsesiz olsalar da mezarların ziyaret edildiğine işaret ederek, mezarlığa yakınları için gelenlerin bir kısmının, kimsesizlerin mezarlarına karanfil bırakıp su döktüğünü anlattı.
Toprağa verdikleri sığınmacıların çoğunun kadın ve çocuklardan oluştuğunu anımsatan Altan, "Sığınmacılara çağrım, tavsiyem, bile bile ölüme gitmesinler. Sıkıntı çektiklerini dünya biliyor ama ne kadar zor durumda olursa olsunlar çocuklarını bile bile ölüme sürüklemesinler. Bu çocukların oynaması, hayatın zevkini tatmaları gerekiyor ama maalesef burada masum masum yatıyorlar. Müslümanlar kaynaşır her bir aileye sahip çıksa bunlar da perişan olmaz, Avrupa'ya da yanaşmazlar." diye konuştu.
