Beşiktaş'ta kadro dışı bırakıldıktan sonra takımdan gönderilen savunma oyuncusu Valentin Rosier, Beşiktaş'ın efsane ismi Samet Aybaba hakkında gündem yaratacak açıklamalarda bulundu.
Geçtiğimiz yıl yaz transfer döneminde Beşiktaş'tan ayrılarak İspanyol ekibi Leganés'e transfer olan Fransız savunma oyuncusu Valentin Rosier, Siyah-Beyazlı ekibin efsane ismi Samet Aybaba'yı hedef alan açıklamalara imza attı.
Histoires de Foot Podcast'e konuşan 28 yaşındaki savunma oyuncusu, Beşiktaş'tan ayrılış süreci hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Fransız savunmacı, şunları söyledi:
"Onana'yla birlikte esas sportif direktörün Samet Aybaba'nın ofisine gittik. Sinirliydim, gerçekten çok sinirliydim. Odaya girdiğimizde zaten adamın havası, kibirli, ukala bir tavırla karşıladı beni. 'Ee, ne oldu şimdi' dedi. Sırf bu tavrı bile beni çileden çıkardı. 'Sen adam değilsin. Bu iş böyle yapılmaz. İnsan gibi gelir önceden konuşursun' dedim.
Sonra sinirle başladım konuşmaya. Dedim ki, 'Bak, Instagram’daki o duyuruyu hemen kaldırtacaksın. Benim kovulduğumu Instagram’dan öğrenmem ne demek ya? Aklını mı kaçırdın? Bu kulüpte neler yaptım ben, her şeyden sonra sen beni böyle kapı önüne koyuyorsun. Neymiş, davranış ve futbolsal gerekçelerlemiş... Davranış mı?
Benden daha profesyonel davranan biri varsa söyle. Antrenmanlarda senden olan Türk oyunculardan bile daha çok efor veriyorum! Futbol açısından da bir şey diyemezsin, çünkü sahada gerekeni yapıyorum.' Sonra dedim ki: 'Açık konuş, beni neden kovdun?' Bana tek kelime etmedi. Sadece eliyle şöyle bir hareket yaptı: 'Hadi hadi, çık dışarı.' Şaka gibi değil mi? Ciddiyim, yemin ederim böyle yaptı. Sportif direktöre açıkça söyledim, 'Ben bu odadan çıkmam! Beni bu şekilde kovamazsın. Ben Valentin Rosier’im, beni öyle kafana göre kovamazsın.' dedim.
Çünkü ortada hiçbir neden yokken bunu yapmaya çalışıyorlar. Dedim ki, 'Bu kulüpte koca bir sezon boyunca hiçbir şey yapmayan oyuncular var. Eğer birini kovacaksan, onları kov. Ama beni böyle hiçbir açıklama yapmadan gönderemezsin.' Sonra sesler yükseldi, ortam gerildi, bizi ayırdılar. Dışarı çıktım, sinirimden çöp kutusuna tekme attım, kırdım. Kulüpten dışarı çıktım. Ama olay şu; bunlar gerçekten akılsızca davrandılar. Çünkü bir kulüp, profesyonel bir oyuncuyu bu şekilde keyfi olarak takımdan atamaz. Bize sözde bir mail attılar, 'Yarın antrenmana gelmenize gerek yok' dediler.
Takımdan resmen uzaklaştırıldık. Artık takımla birlikte antrenman yapmamız yasaktı, ayrı çalışacaktık. Tekme attığım için buna 'kötü davranış' diyerek beni suçlamak istediler. Ama sonra biz avukatlarımızı devreye soktuk. Onlar da durumun yasal olarak hatalı olduğunu bildikleri için geri adım attılar ve bizi takıma tekrar dahil ettiler. Gerçi ben o sırada sakattım, idmana çıkmıyordum. Ama düşün mesela: Rachid Ghezzal, Aboubakar, Onana, Eric Bailly... Bunlar takımla ısınmaya çıkıyordu. Isınma biter bitmez kenara alınıyorlardı.
Ne kadar sinsice bir tavır bu ya! Beşiktaş'ta o dönemdeki sportif direktör dürüst olayım, çok ciddiyetsizdi. Böyle söylemem belki ağır olur ama gerçekten çok zayıftı. Önceki sportif direktör süperdi, onunla çalışmak keyifliydi. Ama bu sonuncusu… Çıldırtıyordu insanı."