Süleyman Demirel kimdir ve kaç yaşında öldü? Siyasete damga vuran Süleyman Demirel'in unutulmayan sözleri

Süleyman Demirel kimdir ve kaç yaşında öldü? Siyasete damga vuran Süleyman Demirel'in unutulmayan sözleri

Türk siyasetinin tecrübeli isimlerinden biri olan Süleyman Demirel, vefatının 5. yılında anılıyor. Cumhuriyet tarihinde 30 yıla yakın aktif siyaset yapan, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yapan Süleyman Demirel'in hayat hikayesi merak ediliyor. İşte Süleyman Demirel'in unutulmayan sözleri...

'Süleyman Demirel kimdir, kaç yaşında ve nereli?', 'Süleyman Demirel'in mezarı nerede?' sorularının yanıtlarını sayfamızda aktardık. 1993 yılında 9. Cumhurbaşkanı seçilen Demirel, 1962 yılında Adalet Partisi'nde siyasete adım attı. İTÜ İnşaat Mühendisliği mezunu olan 'Süleyman Demirel'in biyografisi' ve siyasete damga vuran 'unutulmayan sözleri' haberimizde...

SÜLEYMAN DEMİREL KİMDİR?

Sami Süleyman Gündoğdu Demirel, 1 Kasım 1924 tarihinde Isparta'nın Atabey ilçesine bağlı İslamköy'de dünyaya geldi.

Baba, Su Müdürü, Barajlar Kralı, Morisson Süleyman, Çoban Sülü, Şapka, Bir Bilen, Antrenör, Zenit Süleyman, Güniz Sokak gibi lakapları bulunmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti'nin 9. cumhurbaşkanıdır. Başbakan olarak tek başına iktidarda bulunduğu 1965-1971 döneminde Türkiye ekonomisi ortalama yıllık yüzde 7.0 oranında büyümüş ve Türkiye'nin GSMH'si dünya toplamının binde 7.43'ünden binde 8.37'sine yükselmiştir.

Isparta'nın Atabey ilçesine bağlı İslamköy'de doğdu. İlköğrenimini doğduğu köyde, ortaokul ve liseyi Isparta ve Afyonkarahisar'da bitirdi. Şubat 1949'da İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi'nden mezun oldu.

Siyasal yaşamına, 1962 yılında, Adalet Partisi Genel İdare Kurulu üyeliği ile başladı. Mamafih, 20 Mayıs 1963 ayaklanması sırasında "Şapkamı alıp giderim" diyerek partideki görevinden istifa etti ve Amerikan Morrison firmasının Türkiye temsilcisi olarak, parti başkanı Emekli Orgeneral Ragıp Gümüşpala vefat edene kadar müteahhitlik yaptı.

28 Kasım 1964 tarihinde bu partiye genel başkan seçilmesinin ardından, kurulmasını sağladığı ve Şubat-Ekim 1965 tarihleri arasında görev yapan koalisyon hükûmetinde meclis dışından Başbakan Yardımcısı olarak görev aldı.

10 Ekim 1965'te yapılan genel seçimlerde başında bulunduğu AP, yüzde 52 oy alarak tek başına iktidar oldu. Bu seçimlerde Isparta Milletvekili olarak parlamentoya girdi ve Türkiye'nin 12. Başbakanı olarak hükûmeti kurdu. Bu hükûmet 4 yıl sürdü.

Birinci Demirel hükümetinde ülke 68 öğrenci olaylarıyla sarsıldı.

10 Ekim 1969 tarihindeki genel seçimlerde de Adalet Partisi yüzde 48 oy alarak yine tek başına iktidar oldu. İkinci Demirel Hükümetinde olayların önüne geçilemedi. Bir yandan da eski Demokrat Parti mensuplarının siyasi haklarının iadesi sorunu nedeniyle Celal Bayar çevresindeki Adalet Partisi milletvekilleri istifa ederek Demokratik Parti (1970)'yi kurdular. Bu konuyu da kullanan Milli Demokratik Devrimciler 9 Mart 1971 darbe teşebbüsüne kalkışınca 1971 yılında 12 Mart muhtırası ile askeri darbe yapıldı.

Demirel istifa etti, Nihat Erim hükümeti kuruldu.

1973 yılında yapılan seçimlerde, siyasi rakibi olan Bülent Ecevit'in liderliğindeki CHP, Demirel'in AP'sinden daha çok oy aldı. 1975 yılında kurulan birinci Milliyetçi Cephe hükümetinde, "AP-MSP-MHP-CGP" koalisyonunda tekrar başbakan oldu.

1977 seçimlerinde de en çok oyu alan parti CHP olduğu halde hiç bir parti tek başına hükümet kuramıyodu. 1977 yılında kurulan ikinci MC hükümetinde, "AP-MHP-MSP" koalisyonunda başbakanlık yaptı.

Güneş Motel Olayı diye anlandırılan operasyonla CHP, Adalet Partisinden seçilen 13 milletvekilini bakanlık vaadiyle transfer ettikten sonra 2. MC düştü.

1978 başında Ecevit tek başına iktidar oldu. AP'den transfer edilen milletvekillerinin çoğuna bakanlık verildi. Ambargonun getirdiği sıkıntılar, enflasyon ve bir kısmı Türk Gladio'su tarafından organize edilen anarşik olaylar (özellikle Kontrgerilla tarafından tertiplendiği iddia edilen Kahramanmaraş olayları) Ecevit iktidarının halkın nezdinde güvenini kaybetmesine neden oldu.

1979 ara seçimlerinde devrimci grupların da boykot etmesiyle Demirel tek başına iktidar oldu. Bu sırada DPT Müsteşarlığına Turgut Özal getirildi. 24 Ocak 1980 Türkiyenin liberal ekonomiye geçişinde tam bir dönüm noktası oldu. 1980 yılında olayların önüne geçilemezken, eski başbakan Nihat Erim, Tekel Bakanı Gün Sazak ve Maden-İş genel başkanı Kemal Türkler öldürüldü.

1971 muhtırası ile 1980 darbesi arasında 1975, 1977 ve 1979 yıllarında 3 defa koalisyon hükümeti kuran Süleyman Demirel, 12 Eylül darbesinden sonra bir müddet Zincirbozan askeri tesislerinde tutuklu kaldı. 1987'ye kadar 7 sene yasaklı olarak siyaset dışı kaldı. 6 Eylül 1987'de yapılan halk oylaması ile siyasi yasaklar kaldırıldı ve 24 Eylül 1987 tarihinde, Doğru Yol Partisi Genel Başkanlığı'na seçildi.

29 Kasım 1987'de yapılan genel seçimlerde Isparta Milletvekili olarak tekrar TBMM'ne girdi. 20 Ekim 1991 tarihinde yapılan genel seçimler sonrasında da, DYP ile Sosyal Demokrat Halkçı Parti'nin biraraya gelerek koalisyon kurduğu 49. T.C. Hükümeti'nde Başbakan olarak görev aldı.

16 Mayıs 1993 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Türkiye'nin 9. Cumhurbaşkanı olarak seçildi. Cumhurbaşkanlığı sırasında 1997 yılında gelişen 28 Şubat sürecinde Postmodern darbe yapıldı. Bu süreçte, Başbakanlıktan istifa eden Necmettin Erbakan'ın yerine, arkasında TBMM çoğunluğu olan DYP lideri Tansu Çiller'i değil Anavatan Partisi Başkanı Mesut Yılmaz'ı Başbakan tayin etti, sonra da bu hükümetin güvenoyu alabilmesi için bir grup DYP milletvekilini partilerinden koparttı.

Cumhurbaşkanlığı görevini 2000 yılında dönemin Anayasa Mahkemesi başkanı kendisi gibi Afyon Lisesi mezunu olan Ahmet Necdet Sezer'e devretti.

30 yaşında genel müdür, 40 yaşında önce parti genel başkanı, sonra başbakan olmuş; 12 seneye yaklaşan başbakanlık görevinde, Türkiye'nin kalkınması ve gelişmesine çeşitli hizmetlerde bulunmuştur. Demirel'in tek başına iktidar olduğu 1965-1971 döneminde Türkiye'nin ekonomisi ortalama yıllık yüzde 7 oranında büyümüştür.

Türkiye'nin en genç genel müdürü, en genç başbakanı ve İsmet İnönü'den sonra en uzun başbakanlık yapmış kişisi olan Süleyman Demirel, Cumhurbaşkanlığı görevini tamamladıktan sonra aktif siyaseti bırakmıştır.

17 Haziran 2015'te, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Ölümü üzerine 17–19 Haziran tarihleri arasında ulusal yas ilan edildi.

SÜLEYMAN DEMİREL KAÇ YAŞINDA ÖLDÜ

1924 doğumlu olan Süleyman Demirel, 2015 yılında hayatını kaybettiğinde 91 yaşındaydı.

SÜLEYMAN DEMİREL NEDEN ÖLDÜ VE MEZARI NEREDE?

Yaşlılığa bağlı olarak solunum yolu enfeksiyonu ve kalp yetmezliği nedeniyle vefat eden Süleyman Demirel'in mezarı, doğum yeri olan Isparta'nın Atabey ilçesine bağlı İslamköy kabristanında yer almaktadır.

SÜLEYMAN DEMİREL'İN UNUTULMAZ SÖZLERİ

* Süleyman Demirel'in başbakan olduğu bir dönemde, 12 ada konusunda Yunanistan ile yine sorun yaşanmış, karşılıklı kılıçlar çekilmişti. Ertesi gün kabine toplanmış ve toplantı uzun saatler sürmüş. Dışarıda gazeteciler merakla yapılacak olan açıklamayı bekliyor:

- Sayın Başbakan, Yunanistan Ege Denizi'nin bir Yunan gölü olduğunu iddaa ediyor. Cevabınız ne olacak?

- Ege bir Türk gölü değildir. Ege bir Yunan gölü de değildir. Ege zaten bir göl de değildir!

* "Benzin vardı da biz mi ictik?"

Süleyman Demirel’in, zamanında benzin yokluğu hakkında kendisine gazetecilerden yönelen sorulara verdiği efsanevi cevap. Bu cevap şöyle devam etmiştir: “Su mu daha değerlidir benzin mi? Tabii ki su, benzin içilmez ama su içilir.”

* "70 sente muhtacız!"

Türkiye’de 70’lerin sonunda yaşanan ekonomik krize atfen sarf edilmiştir. Demirel, dış ticaret açığındaki artışı ve döviz darboğazını bu sözle ifade etmiştir.

* "Yedi kere geldim"

"Ben altı kere gittiysem yedi kere geldim” Başbakanken bir programda kendisine “Sizi o bulunduğunuz yerden altı defa indirdiler, hala orada nasıl duruyorsunuz?” diyen gazeteciye verdiği cevap…

* "Beşiktaş'ı niye sormuyorsun?"

Süleyman Demirel'e Fenerbahçeyi mi, yoksa Galatasarayı mı tuttuğunu soran muhabire verdiği yanıt.

“Bana, ‘Milliyetçiler adam öldürüyor' dedirtemezsiniz.

Demirel'in belki de hayatında en çok tepki çeken sözüdür.

* "Neresini sıkacaktım?"

60’lı yıllar… Kıbrıs meselesi nedeniyle İngiltere’yle Türkiye’nin arası kötü. Tam da bu sırada Demirel İngiltere’ye ziyarete gidiyor. Dönüşte gazetecilerle arasında geçen diyalog ise şöyle:

-Efendim, neden İngiliz Dış İlişkiler Bakanı’nın elini sıktınız?

-Neresini sıkacaktım kardeşim?

* "Yollar yürümekle aşınmaz"

Demirel bu sözü, 8 kasım 1968’de AP Ankara İl Kongerisinde sokaklara dökülen halk için söylemiştir. Daha sonra da “kimse beni yanlış çıkarmak için , bakalım yollar yürümekle eskir mi diyerek daha fazla yürümemiştir” diye geliştirmiştir.

* "Kimin aklına gelir patlayacağı?"

Kırıkkale’de cephane fabrikası patlamıştır. neden önlem alınmadığı gazete manşetlerininden inmezken Demirel kendi uslübuyla olayı bu sözleri ile değerlendirir.

“Ben bir gün evimde otururken Çankaya'ya çıkayım diyerek çıkmadım.”

* "İcabı varsa feminizim fevkalade bir şeydir"

Duygu Asena'nın ilk popüler olduğu dönemlerde kendisine konu hakkındaki düşünceleri soruldu. Demirel: “Bunun icabı vardır veya yoktur bu ayrı bir mesele… İcabı yoksa fuzuli bir şey yapılmış olmaz yine de… İcabı varsa feminizim fevkalade bir şeydir”

* "Yarın güneş doğacak mı?"

24 şubat 1993, Başbakan: Kontrgerilla tartışması kadar Türkiye'de havanda su dövülen bir konu yoktur. Deniyor ki, araştıralım. O zaman her şeyi araştıralım, yarın güneş doğacak mı diye araştıralım”

* Derin devlet

Muhabir: Efendim, derin devlet nedir?
Demirel: Derin devlet, normal devletin raydan çıkmış halidir.

* Kan döken insanlara…

Bir kış PKK ateşkes ilan ettiğinde o vazgeçilmez üslubuyla devletin bakış açısını çok güzel özetler: “Kan döken insanlar ‘biz kan dökmekten vazgeçtik’ derlerse, ‘iyi yaptınız, alın size bir mükâfat verelim’ denmesi mümkün değil. Kan döken insanlara ‘aman vazgeçmeyin, kan dökmeye devam edin’ demek de mümkün değil. Kan döken insanlar bundan vazgeçerlerse, bu iyi olmadı demek de mümkün değil.”

Dört kaz teslim etsen, akşama üçünü kaybedip gelir (1980 öncesinde Bülent Ecevit’e)

* "Enkaz devraldık"

Artık bu cümleyi sarf etmeyen hükümet kalmadı. Seçilir seçilmez ilk olarak “enkaz devraldık” diyorlar ama bu cümleyi siyasi hayatımıza ilk sokan Demirel'in ta kendisidir…

Kırk günde kabak yetişmez. (1978'de CHP'nin 40 günde Türkçe bilmeyen öğretmenleri alıp öğretmen yapması için demiştir.)

* "Onu işte ben yaptım!"

Üniversite ziyaretlerinden birinde sol görüşlü bir öğrenci Demirel’i sıkıştırmaya çalışır.

– Türkiyede yapılan her türlü işi sahiplenmek gibi bir adetiniz var…
– Sen nerde oturuyorsun?
– Niye ki? Kadıköy'de!
– Hah işte buraya her gün gelmek için üstünden geçtiğin köprü var ya
– Ee evet
– Onu işte ben yaptım!

* "Dün dündür, bugün bugündür…"

* "Gap'ı kimseye gap diye gaptırmam."

* "Verdimse ben verdim" (Ilksan skandalında usulsüzlüğe konu olan para için)

* "Çay'a yapılan zam değildir. Kalite ayarlaması yapıldı. Çayın kalitesi yükseltildi." (Çay'a yapılan zammı soran muhabirlere)

* "Dünkü güneşle bugünkü çamaşır kurutulmaz."

* "Memlekette gaz vardır." (Gaz sıkıntısı için hükümet ne gibi önlemler alıyor diye soran gazeteciye)

* "Kim ödeyecek 350 milyar lira zararı? Ben öderim diyen bir babayiğit çıksın göreyim, devlet öder diyen çıksın göreyim. Nereden öder devlet 350 milyar lira zararı?" (24 Ocak 1980 tarihli basın toplantısından)

Süleyman Demirel ve ayrılmadığı şapkası ile ilgili sözleri

* Benim şapkam tatilde de çalışır

* Bu şapkayı millet yarattı gardeşim”

* Bu fötr şapkayla 6 defa gittim, 7 kere geldim.

* Bu şapka demokrasinin sembolü olmuştur

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN