Prof. Dr. Emrah Safa Gürkan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen Teke Tek Bilim programı, bu hafta tıp dünyasının en tartışmalı ve vizyoner konularından birini masaya yatırdı. ABD’de Jackson Laboratuvarı'nda çalışmalarını sürdüren ve immünoloji alanının küresel çapta saygın isimlerinden biri olan Prof. Dr. Derya Unutmaz, yapay zeka (AI) ve biyoteknolojinin kesişim noktasında insanlığı bekleyen radikal dönüşümleri anlattı.

Prof. Dr. Derya Unutmaz
Prof. Unutmaz’ın çizdiği projeksiyon, klasik tıbbın sadece evrimleşmediğini, aynı zamanda bir tür değiştirdiğini ortaya koyuyor. "Hastalığı değil, hastayı tedavi etme" prensibinin AI sayesinde ilk kez gerçek anlamda mümkün olacağını savunan Unutmaz, önümüzdeki 10-15 yıllık sürecin insanlık tarihi için "Biyolojik Kaçış Hızı" (Longevity Escape Velocity) anlamına geldiğini vurguladı.
"YAPAY ZEKA UZMANLARDAN DAHA DOĞRU SONUÇLAR VERİYOR"
Sağlık sistemlerinin en büyük handikaplarından biri olan "teşhis hataları", Unutmaz’ın analizlerinde merkezi bir yer tutuyor. ABD verilerine atıfta bulunan Unutmaz, yılda 12 milyon yanlış teşhis konulduğunu ve buna bağlı 700 bin ölüm gerçekleştiğini belirtti.
Prof. Unutmaz, yapay zeka modellerinin (örneğin GPT-5 ve Google Scientist gibi henüz geliştirilme aşamasındaki sistemlerin) halihazırda konunun uzmanlarından daha yüksek bir isabet oranına sahip olduğunu vurguluyor. Geleceğin hastane senaryosunda, hasta verilerinin (röntgen, kan değerleri, genetik harita) saniyeler içinde işlenerek, doktorların 30 yıllık deneyimle bile göremeyeceği korelasyonların tespit edileceği öngörülüyor. Bu durum, doktorluk mesleğini ortadan kaldırmaktan ziyade, doktorların verimliliğini 10 ila 100 kat artıracak bir "süper asistan" dönemini başlatıyor.
"YAŞLANMA ARTIK YÖNETİLEBİLECEK"
Röportajın en çarpıcı bölümü, yaşlanmanın durdurulması ve hatta geri çevrilmesi üzerineydi. İnsan beyninin lineer (doğrusal), teknolojinin ise eksponansiyel (katlanarak) ilerlediğini hatırlatan Unutmaz, önümüzdeki 10 yılın geçmiş 100 yıla bedel bir gelişim göstereceğini iddia etti.
Unutmaz’a göre "Longevity Escape Velocity" noktasına ulaşmak hayati önem taşıyor. Bu teoriye göre, teknolojinin yaşam süresini uzatma hızı, geçen zamanı yakalayıp geçtiğinde, bireyler yaşlanan her bir yılları için bir yıldan fazla ömür kazanmaya başlayacak. 2030’ların ortasına gelindiğinde, yaşlanma biyolojik bir "kader" olmaktan çıkıp, yönetilebilir ve geri çevrilebilir bir süreç haline gelecek.
Bu süreçte iki aşamalı bir strateji öne çıkıyor:
Wellness (İyi Yaşam): Mevcut en iyi yöntemlerle (beslenme, uyku, egzersiz) vücudu önümüzdeki 10-15 yıl boyunca hayatta ve sağlıklı tutmak.
Rejenerasyon (Yenilenme): Teknolojik kırılma gerçekleştiğinde, kök hücre tedavileri ve genetik müdahalelerle biyolojik yaşı geri sarmak.
"BİYOLOJİK AVATARLAR OLACAK"
Geleneksel ilaç geliştirme süreçlerinin hantallığı (Faz 1, Faz 2, Faz 3 deneylerinin yıllar sürmesi), yapay zeka ile aşılıyor. Prof. Unutmaz, "Dijital İkiz" (Digital Twin) teknolojisi sayesinde, her bireyin biyolojik bir avatarının dijital ortamda oluşturulacağını belirtti.
Bu teknoloji, olası bir ilacın yan etkilerini veya etkinliğini, kişi o ilacı henüz içmeden simüle etmeye yarıyor. Böylece yıllar süren klinik deneyler, dijital ortamda günler içerisinde tamamlanabilecek ve "kişiye özel" ilaç dönemi başlayacak.
"SOSYO-EKONOMİK ETKİLERİ DE OLACAK"
Prof. Dr. Emrah Safa Gürkan’ın, "yaşlı nüfusun iktidarı bırakmaması" ve "işsizlik" gibi sosyolojik kaygılarına yanıt veren Unutmaz, yapay zekanın sadece tıbbı değil, ekonomik modelleri de değiştireceğini öngörüyor. Üretim maliyetlerinin robotik ve AI sistemleriyle sıfıra yaklaşması, paranın tanımını değiştirebilir ve Evrensel Temel Gelir (Universal Basic Income) gibi modelleri zorunlu kılabilir.
Unutmaz’a göre, yapay zeka bilginin demokratikleşmesini sağlıyor. Bugün herkesin cebinde dünyanın en iyi profesörlerine eşdeğer bir bilgi kaynağı (LLM modelleri) taşıması, tıbbi bilgiye erişimdeki hiyerarşiyi kırıyor.
