Trump Filistin’e elinde benzinle koşuyor

Trump Filistin’e elinde benzinle koşuyor

Filistin sorununda siyonistlerle aynı çizgide duran müstakbel ABD Başkanı Trump, aşırı sağcı David Friedman’ı İsrail Büyükelçisi olarak atadı. Friedman’ın ilk açıklaması “İsrail’in ebedi başkenti Kudüs’te çalışmak için sabırsızlanıyorum” şeklinde oldu.

BD’de başkan seçilen ve 20 Ocak’ta görevi Barack Obama’dan devralacak olan Doanld Trump, yönetiminde yer alacak isimleri belirlemeye devam ediyor. Trump son olarak, seçim kampanyası süresince kendisine danışmanlık yapan 57 yaşındaki Yahudi kökenli avukat David Friedman’ı İsrail Büyükelçisi olarak atadığını açıkladı. Konuya ilişkin yazılı açıklamasında ABD ile İsrail arasındaki ilişkileri ‘oldukça derin’ diye nitelendiren Trump, Friedman’ın ‘iki ülke arasındaki özel ilişkileri sürdürecek bir seçim’ olduğunu belirtti. Friedman ile çok eskiye dayanan bir arkadaşlığının olduğunu vurgulayan Trump, “Onun İsrail ile güçlü bağları, güçlü diplomatik ilişkilerimizi ve bölgedeki müttefiklerimizle ilişkilerimizi güçlendirmemizin temeli olacak” ifadelerini kullandı.

Donald Trump, seçim kampanyası süresince ülkesinin İsrail Büyükelçiliği’ni Tel Aviv’den Kudüs’e taşımayı vaadetmiş, seçimlerin ardından da bu tavrını korumuştu. Friedman da büyükelçi olarak seçilmesinin ardından yaptığı yazılı açıklamada buna destek vererek “İsrail’in ebedi başkenti Kudüs’te çalışmak için sabırsızlandığını” söyledi. Friedman açıklamasında ayrıca “İki ülkemiz arasındaki kopmaz bağı daha da güçlendirmek için yorulmadan çalışacağım” ifadelerini kullandığı açıklamada “Bölgeye barış getirmek istediğini” de savundu.

İsrail’de ortanın solu çizgisinde yayın yapan Haaretz gazetesinde yer alan analizde, Friedman “İsrail siyaseti düzleminin aşırı sağında” bir isim olarak tanımlandı, müstakbel büyükelçinin İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’dan daha radikal olduğu belirtildi. Friedman’ın Büyükelçi olarak atanması için ABD Senatosu’nun onayı gerekiyor. Cumhuriyetçiler uzun süredir ABD’nin İsrail’deki büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınması gerektiği hususunu dile getiriyordu ancak şimdiye kadar hiçbir Amerikan hükümeti, İsrail’in başkentinin Kudüs olduğu yönünde resmi bir adım atmadı.

ABD yönetiminin, 1995 yılında imzalanan Kudüs Büyükelçilik Yasası’na göre ülkedeki elçiliğini Kudüs’e taşıması öngörülüyordu fakat söz konusu yasa 21 senedir Bill Clinton, George W. Bush ve Obama’nın başkanlık dönemlerinde her altı ayda bir “ulusal güvenlik” gerekçesiyle ertelendi.

EKSİKSİZ BİR SİYONİST

ABD’de Cumhuriyetçi muhafazakarların politik yelpazesinde aşırı sağ kanada yakın duran ve Yahudi kökenli bir aileden gelen Friedman, İsrail’le yakın ilişkilere sahip bir isim olarak biliniyor. Friedman, siyonist Arutz Şeva platformuna yazdığı yazıda, Filistin sorununda iki devletli çözümü savunan Yahudileri de İkinci Dünya Savaşı döneminde Almanya’daki Nazi yönetimiyle işbirliği yapan ‘Yahudilerden daha tehlikeli gördüğünü ifade ediyor. Aynı yazıda Friedman, iki devletli çözümü savunan J Street adlı Amerikan Yahudi örgütü için “Amerika’daki rahat koltuklarından İsrail’in yok oluşunu savunanlar” ifadesini kullanıyor. Daha önce ABD Başkanı Obama’yı ‘anti-semitist’ olmakla suçlayan Friedman, İsrail’in Batı Şeria’da inşa ettiği ve ABD dahil bütün dünya tarafından illegal olarak görülen Yahudi yerleşimlerini desteklemesiyle de biliniyor. Müstakbel Büyükelçi, aynı zamanda Filistin’deki işgal yerleşimlerine mali destek sağlayan ‘American Friends od Bet El Institutions’ adlı kurumun da başkanı olarak görev yapıyor.

YAHUDİLERDEN DE TEPKİ VAR

Friedman’ın İsrail Büyükelçisi olarak seçilmesi, ABD’deki önemli Yahudi kişi ve kuruluşlardan da tepki çekti. 20 Ocak’ta görevi bırakacak Başkan Barack Obama’nın danışmanlığını da yapan David Axelrod, konuya ilişkin sosyal medya platformu Twitter’dan yaptığı açıklamada “Donald Trump şu anda iki devletli çözüm ihtimaline büyük darbe vurdu. Senato Friedman’ın adaylığını reddetmeli!” diye tepki gösterdi.

Filistin’de barışı ve iki devletli çözümü savunan Yahudi sivil toplum kuruluşu J Street de Friedman kararına tepki gösterenler arasındaydı. J Street’in başkanı Jeremy Ben-Ami, “Başkan’ın İsrail’e kendi yanlış düşüncelerini paylaşan bir büyükelçi atamaya hakkı var. Ancak Senato Obama’yı anti-semit olarak tanımlayan, işgal yerleşimlerinin sınırsız biçimde yayılmasını savunan, liberal siyonistleri ‘nazi işbirlikçilerinden daha kötü’ olarak adlandıran birini büyükelçi olarak kabul etmemeli” ifadelerini kullandı.

FİLİSTİNLİLER: TRUMP KARIŞMASIN

* Filistin meselesinde İsrailli aşırı sağcılarla aynı çizgide olan Trump’ın başkan seçilmesi, Filistinliler tarafından da olumsuz karşılanıyor. Filistin Politika ve Anket Araştırma Merkezi adlı kuruluş tarafından yapılan ankete göre, Filistinlilerin yarısından çoğu Trump’ın iki taraf arasındaki barış sürecinin dışında kalması gerektiğini savunuyor. Anketten çıkan diğer sonuçlarsa şu şekilde:

* Barack Obama’nın, İsrail-Filistin çatışmasını çözmek için ciddi bir çaba göstermediğini savunanların oranı yüzde 83.

* Filistinlilerin yüzde 37’si silahlı mücadeleyi, yüzde 33’ü müzakereleri, yüzde 24’ü ise şiddet kullanmadan direniş göstermeyi bir Filistin devleti kurmak için en etkili yöntem olarak görüyor.

* Ankete katılanların yüzde 65’i, İsrail’in işgal yerleşimlerinin yayılmasından dolayı artık iki devletli bir çözümün mümkün olmadığını düşünüyor.

* Oslo Barış Anlaşması’nın iptal edilmesi gerektiği kanısında olanların oranı yüzde 62.

* Filistinlilerin yüzde 52’sine göre, İsrail Kudüs’te Müslümanların kutsal alanlarını yok etmek istiyor.

‘HİLLARY KAZANIR SANDIK, RUSYA’YA GÖZ YUMDUK’

Rusya’nın, ABD başkanlık seçimlerine siber saldırılarla müdahale ettiği tartışmaları sürüyor. Dün bir açıklama yapan
Başkan Barack Obama, “Rusya’ya uygun gördükleri yer zamanda karşılık vereceklerini” söyledi, ABD’nin tepkisinin kısmen kamuoyu tarafından bilineceğini, kısmen bilinmeyeceğini kaydetti. Ancak NBC televizyonu, ‘birden fazla üst düzey hükümet yetkilisine’ dayandırdığı haberinde, olayın başka bir boyutunu gözler önüne serdi. Yetkililer, Obama yönetiminin, seçimleri Demokrat Parti’nin adayı Hillary Clinton’ın kazanacağından büyük ölçüde emin olduğu için Rusya’nın siber saldırılarına sert bir yanıt vermediklerini kaydetti. Buna göre Obama, Clinton’ın kazanacağını düşündükleri seçime müdahale ettiği yönünde bir algı oluşmaması için böyle bir karar aldı.16-12/17/17kr10-manset-buyuk.jpg

SOSYETE DERGİSİYLE ‘BİFTEK’ KAPIŞMASI

Sosyal medya platformu Twitter’ı aktif olarak kullanan ve buradan çeşitli şirketler ve medya kuruluşlarına yönelik sert ifadeleriyle sansasyon yaratan Donald Trump, bu kez ABD’de üst sınıf kesimlerin okuduğu bir dergi olarak bilinen Vanity Fair’ı hedef aldı. Trump’a karşı oluşuyla bilinen dergide çıkan bir yazıda, müstakbel başkanın sahibi olduğu ‘Trump Grill’ adlı et lokantası için “Amerika’daki en kötü restoran olabilir” ifadesi yer aldı. Trump, bu yazıya Twitter’dan verdiği yanıtta “Vanity Fair dergisinin kötü tirajına bakan olu mu? Çok kötü, büyük sıkıntı, Vanity Fair ölü!” diyen Trump, sözkonusu yazıyı kaleme alan dergi editörü Graydon Carter içinse “Yeteneksiz, kovulacak” dedi.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN