Beylikte sultan kalmayana kadar

İçimiz, dışımız siyasi çekişmelerle, kısır kayıkçı kavgalarıyla nasıl dolduysa o sevda türküsü, davetsiz misafir gibi gelip yerleşti dilime. Sabah sabah kendimi mırıldanırken buldum.

"Al eyvanda han kalmadı, beylikte sultan kalmadı, sende bende hâl kalmadı" diye başlayıp gidiyor hani.

Türkü, sanki usandıran aşığa değil de bugünün Türkiye’sine yakılmış.

Birbirimizi hâl bırakmayana kadar yorduğumuz, daracık bir köşeye sıkıştırdığımız nafile, sonuçsuz didişmelerimizi anlatıyor bana.

Her sabah aynı kavgaya açıyoruz gözümüzü, akşam mesai bitiminde yine aynı tartışmanın girdabında buluyoruz kendimizi. Her gece seçim perdesini kapatarak ışıkları söndürüp, her gün yeniden seçim şafağına uyanır gibi.

Bunları yazarken Cemal Süreya'nın Üvercinkası'ndan şu dizeler, kendiliğinden gelip araya giriveriyor:

"İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar/ Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar/ Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar/ Bütün kara parçalarında/ Afrika dahil..."

Seçim dönemiyle, kampanya haftalarıyla sınırlı değil; hiç bitmeyen, sonu gelmez bir seçim gerilimindeyiz yıllardır.

Başka bir hayat, daha âdil bir dünya mümkün olmadığı kadar hayâl dahi edilemez, denmiş ve yasaklanmış sanırsınız bize.

Dün bir kez daha yerimizde sayma nöbetindeydik. CHP'nin pazara toplayacağı olağanüstü kurultaya YSK’dan iptal kararı çıkacak mı, bekleyişindeydi bütün ülke.

Zihnen olmasa da bedenen Londra’dayım. Yine de biraz kenara çekilip uzaktan bakınca, içine hapsolduğumuz kısır döngüden fiziken bile olsa çıkınca, aslında neyi kaçırdığımız daha iyi görünüyor.

Kendi iç kavgamıza öyle bir gömülmüşüz ki, ıskaladıklarımızı görmek şöyle dursun, başımızı kaldırıp göğe bakmaya fırsat bulamıyoruz.

Son 20 yılda kişi başı milli gelirde Romanya gelip bizi geçmiş. Çip gibi yüksek bilişim teknolojisi ürünlerinde, Vietnam geriden başlayıp önümüze fırlamış, yanımızdan sollayarak arayı açıyor.

Bizse hâlâ günü kurtarmaya odaklı siyaset filmleriyle oyalanıyoruz.

Limehouse Library Hotel’in Yaşar Kemal odasında otururken yazıyorum bunları. Otelin sahibi Önder Şahan. Bundan 30 küsur yıl önce Londra'ya gelip bulaşıkçılık, komilik yapmış. Sonra kendi restoranını açmış. Sıfırdan başlamış, tırnaklarıyla kazıyarak yükselmiş yani. En son da bu tarihi binayı alıp butik bir kültür oteline çevirmiş. Anlatılmaya değer bir başarı hikâyesi.

Library Hotel, adı üstünde, eski bir halk kütüphanesinin ruhu korunarak yapılmış. İçinde hâlâ raflar dolusu kitap var. Konuklar sadece yatak değil, bir kütüphanenin sessizliğini ve kültürünü de paylaşıyor.

Odaların her birine dünya edebiyatından bir yazarın, bir ozanın, tarihi bir liderin ismi verilmiş: Yaşar Kemal’den Nazım Hikmet’e, Charles Dickens’tan Virginia Woolf’a, Atatürk'ten Gandi'ye kadar. Oda duvarlarıyla tavanlarını kitap alıntıları süslüyor. Personeli candan, dekorasyonu sıcak ve folklorik. Sıra dışı, Anadolu kokan bir atmosfer.

Otel, sadece konuk ağırlamıyor; geçmişle bugün, Doğu’yla Batı arasında bir kültür köprüsü kuruyor.

Eskiden severdi medyamız böyle umut aşılayan başarı hikâyelerini. Yenilerine cesaret ve ilham versin, örnek olsun diye geniş yer ayırırdı.

Gazetelerde hiç değilse hafta sonu yazıları, gündelik siyasetten uzaklaşır, okura ufuk açıcı başka hayatlardan bahsederdi.

O ağız tadı ne yazanda ne okuyanda kaldı. Birbirimizin gözünü oyarak enerjimizi kör bir kuyuda tüketmekle meşgulüz şimdi.

İktidar, muhalefet seçmeni fark etmez; hepimiz iç daraltıcı, bunaltıcı bir umutsuzluğun içinde nefessiz boğuluyoruz.

Oysa beylikte sultan kalmadı, alttaki de üstteki de tâkatsiz.

YORUMLAR (33)
33 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.