Bünye simsarlardan böyle mi temizlenecek?
AK Parti Genel Sekreteri Eyyüp Kadir İnan, isim vermedi ama partide, yakınlarında yörelerinde istemedikleri kişilerin eşkalini şöyle tarif etti:
"Son dönemde bazı şahısların, ofislerini şatafatlı dekorlarla süsleyip altın varaklı masalar, kırmızı taht koltuklar arasında Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımızın fotoğrafını bir vitrin süsü gibi kullanarak milleti etkilemeye çalıştıkları görülüyor.
Açıkça ifade edelim ki, o fotoğraf bir makam odasının dekoru değildir. İstismar aracı hiç değildir! O fotoğraf, bir davanın, bir mücadelenin ve millete hizmet yolunda ödenen büyük bedellerin sembolüdür.
Cumhurbaşkanımızın hatırasını kendi şahsi reklamına alet edenler, kamuoyu nezdinde asla karşılık bulamayacaktır. Bu istismarcılarla bireysel düzeyde mücadele etmekle kalmayacak, parti olarak da ayrı bir mücadele içine gireceğiz.."
Bir, iki kişiyle sınırlı ve son dönemde türemiş bir fenomen olsa keşke.
Diyelim ki bu zararlı tiplemeyi yeni fark edip mücadeleye karar verdiler, artık bünyelerinde barındırmayacaklar...
Şu yaklaşımla başarabilirler mi?
Çünkü herkes bu tariften yaygın bir profili değil, bir kişiyi anladı. Altın varak sevdalısı, gösteriş budalası, lüks düşkünü, kısa paça ve dar kesim giyen, turuncu takımla dolaşan avukat Cem Duman'ı.
Sormazlar mı...
Duman, polis ve savcının takibine takılıp gözaltına alınacağı için mi bir açıklamayla aforoz edildi?
Yoksa aforoz edildiği için mi polis takibine takıldı ve hemen ardından gözaltına alındı?
Hayatın olağan akışına göre, ilk ihtimal akla daha yatkın.
CHP'li belediyeler soruşturmasında itirafçı mı, iftiracı mı diye tartışılırken Aziz İhsan Aktaş'ı 'susturma'ya hazırlanmakla suçlanan bir örgütten tutuklanmayacak olsa yine dışlanır mıydı? Ayhan Bora Kaplan gibi bir mafya sabıkalısıyla ilişkilerine kadar sorgulanır mıydı?
Sorun da burada işte. Paçalarından istismar, nüfuz ticareti, güç simsarlığı, haksız kazanç şaibesi akanların yakalanmadıkça göze batmamaları, gözden de çıkarılmamaları. Hani şu pudra şekerci AK Parti Genel Merkez elemanı gibi… Üstleri başlarıyla bağırdıkları hâlde şüphe bile çekmemeleri, hiç yadırganmamaları. Ve bünyenin, varlıklarından rahatsız olup doğal refleksle onları dışarı atmaması.
CHP lideri Özgür Özel’e yakalanmasalar, 'adliyede İBB dava borsası kurulduğu' iddialarıyla ifşa olmasalar... Avukat Mehmet Yıldırım’la Mücahit Birinci için harekete geçilir miydi?
Bu örneklere bakarak “yargıda bağırsak temizliği, AK Parti’de simsar temizliği başladı” diye sevinenler var.
Bunlar yaygın değil de tekil, münferit vakalar olsa belki hak verirsiniz. Oysa bakın etrafınıza, istisna gibi görünüyor mu? Bataklığı kurutmadan, sadece azıtıp yakayı ele verdiklerinde sinekleri tek tek haklayarak ne kadar temizlik yapılabilirse ancak o kadar olur işte.
Şımarıklığı, yaramazlığı, haytalığı, züppeliği pervasızlığa vuranın, ayyuka çıkmadıkça ne olduğu anlaşılamıyorsa bünye alıştığından değil midir? Reflekslerde körelmeye, niyetlerde bozulmaya işaret etmez mi?
Eğer yargı ve AK Parti, kendilerini kötüye kullananları sırtlarında kambur görüp kurtulma mücadelesine girecekse bataklığı kurutmakla başlasınlar.
Çünkü bu tipleme bir rol modele dönüştü, pıtrak gibi çoğaldı, sıradanlaştı. Olması gereken buymuş, böyle iş tutulurmuş gibi mostra hâline geldi.
Ortamın kendisi üretmese, özendirmese, yaygınlaşmasa Özgür Özel’in her vurduğu gol olmaz, bazılarını ıskalardı. Oradan anlayın.
