'Evli adamın kadın kankası' olur mu?
Kadıköy'deki bit pazarında hiç uğruna, yok yere bıçaklanarak öldürülen Mattia Ahmet Minguzzi'nin annesi değil bunu soran.
O, evladının katilleri hak ettikleri cezayı yatsın, gün yüzü görmesin diye uğraşıyor. Dolayısıyla başka soruları, sorunları var.
Yaşları küçük olduğu için sokağa salınırlarsa hak yerini nasıl bulacak? Ceza adâleti ne olacak? Bu infaz yasasıyla mı caydırıcılık, böyle mi milletin çocuklarının can güvenliği sağlanacak?
Yasemin Minguzzi, infaz yasasının değiştirilmesini istiyor. Bakırköy meydanında oturma eylemine başladı. Hem de davanın peşini bırakmadığı için ölümle tehdit edilirken. Çünkü sesini duyan yok.
Emine Şenyaşar da yüreği yanan bir anneydi. Eşi ve iki oğlunu hunharca öldürenlerin tutuklanıp cezalandırılması için 6 yıl boyunca adâlet nöbeti tuttu. İstediği âdil yargılamaydı. Diğer oğlu Fadıl, eski AK Parti milletvekilinin kardeşini öldürdüğü suçlamasıyla tutukluydu. Serbest bırakılana kadar Şanlıurfa ve Ankara’da oturma eyleminden vazgeçmedi.
Bir başka anneyi konuşuyoruz şimdi. Emine Şenyaşar, eşi ve çocuklarının katilleri tutuklanıp yargılansın diye uğraşıyordu. Gülümser Çalık'sa hasta oğlu, seçilmiş belediye başkanı Murat Çalık'ın tutuksuz yargılanması için çırpınıyor.
Murat Çalık; kanseri nüksetti mi, bakmak için ellerinde kelepçeyle İzmir'de hastane hastane dolaştırılıyor. Annesi Gülümser Çalık da oğlu nereye götürülürse orada nöbet tutuyor. Mahkumlar koğuşunun penceresinde oğlunun silüeti belirirken onun avludaki yorgun bekleyişine ait bir kare fotoğraf yansımıştı. Onlara yaşatılanlar bundan güçlü anlatılamazdı. Bir annenin daha adâlet arayışı, o sembolik fotoğrafla hafızalara kazındı.
Gülümser Anne de "feryadımı duyun" diyor.
AK Partili Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan duydu. Partizanlığı, siyasi çekişmeyi bir kenara bırakıp vicdanının sesiyle şöyle konuştu:
"Murat Çalık arkadaşımızın hastalığı var. Ben şahsen Murat Çalık arkadaşımızı seven birisiyim. Allah'tan acil şifa diliyorum. Benim de umudum hasta olan arkadaşımızın ev hapsinde veya başka bir tedbirle yargılanması. Bu da insani bir umut.
Bir umudum daha var. Bu da insani bir yaklaşım. Umudum, bu arkadaşlarımızın masum olmasıdır. AK Parti grubundan, onların suçlu çıkmasından mutlu olacak, 'iyi ki suçlular, iyi ki suç işlemişler' diyecek psikopatlıkta bir arkadaşımız olduğu kanaatinde değilim..."
AK Partili Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Metin Genç de Gülümser Anne'nin feryadını duydu. Hastanedeki bekleyiş fotoğrafı yüreğine ağır gelmiş olmalı ki, şunu söyledi:
“Mehmet Murat Çalık başkanımız bizim hemşehrimiz, Maçkalı. Çocukluktan beri tanırım... Hukukçu olarak da söylüyorum; yargılaması devam ettiği için hüküm tesisi olmadığı için, hüküm giyse bile mümkündür, tutuksuz yargılanması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bir hastalıkla mücadele ediyor. Hukuk biraz da vicdanları tatmin etmelidir."
Zaten aslolan tutuksuz yargılama değil miydi? Herkes tutuklu yargılanacaktıysa tutuklu yargılamayı zorlaştırmak için ev hapsi, adli kontrol gibi tedbirler niye getirildi?
Ama asıl kulak vermesi gerekenler, Gülümser Anne'yi hâlâ duymadı. Kendi saflarından gelen bu insani çağrıları da.
Adâlete ulaşmak, hak aramak niye bu kadar zor? Bunun için neden canlarını dişlerine takarak mücadele etmek zorunda insanlar? İnfaz yasası siyasi ihtiyaçlara göre değil de adâlet için, hak ve hukuk yerini bulsun diye düzenlense bunlara gerek kalır mıydı? Daha âdil bir dünya mümkündü oysa...
Evladı için adâlet, âdil yargılanma hakkı arayan annelerin soruları hep netameli.
Neme lâzım, diyenler için bu yazın netâmesiz tartışmasını şarkıcı Bengü açtı. Onun da sorunu büyük: Evli adamın kadın kankası olur mu?
