Füze mi güçlü birlik beraberlik mi?

Deveden büyük fil var; füzeden de güçlü birlik, beraberlik...

İsrail-İran savaşından çıkaracağımız derslerin ilki budur.

Askeri uzmanlar anlatıyor; İran'ın her bir milyon dolarlık füzesine karşı koymak için İsrail, 50 milyon dolarlık savunma füzesi harcıyormuş.

İran saldırıları, İsrail'in meşhur savunma sistemine pahalıya patlıyor; maliyeti 1'e 50. O da yakalarsa. Yakalayamaz da düşerse artan maddi kaybın yanına can kaybını da ekleyin.

Cephaneliklerinin de bütçelerinin de bir sınırı var. Uzarsa birinin nefesi kesilecek. İkisi de karşı tarafa en hızlı havlu attıracak darbeyi vurma peşinde.

İran, İsrail'in başlattığını ama o bitti, demeden bitmeyeceğini söylese de Netanyahu durduğu anda durmaya, müzakereye oturmaya hazır. Aracılarla Washington'a gönderdiği mesajlardan anlaşılıyor.

Dolayısıyla savaşın ne zaman duracağını Trump'la Netanyahu belirleyecek. Kararlarını en çok etkileyecek olan da İsrail halkının dayanma gücü. Güvendikleri şeyse İran halkının direncinin onlarınkinden çabuk kırılması.

Demek ki neymiş? Güçlü savunma, füzesiz olmaz ama füze savunması da bir yere kadarmış. Arkasında güçlü ekonomi ve güçlü birlik, beraberlik olmadan başarılamıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bakanlar toplantısından sonra füzeyle birlik, beraberlik ihtiyacını aynı şiddette vurgulaması boşa değil.

Erdoğan'ın aşağıdaki sözlerini şöyle okubiliriz; ikisi bir arada olmazsa tek başlarına bizi dış saldırılardan korumaya yetmezler.

Bir: "Türkiye'nin en büyük ihtiyacı birlik ve kardeşlik siyasetidir. Birbirimize güvenerek, 86 milyon kalp kalbe vererek güzel yarınlara hep birlikte varacağız."

İki: "Orta ve uzun menzilli füze stoklarımızı son gelişmeler ışığında caydırıcılık düzeyine getirecek üretim planlamalarını yapıyoruz.

İnşallah çok uzun olmayan bir süreçte hiç ama hiç kimsenin bize efelenmeyi dahi göze alamayacağı bir savunma kapasitesine erişmiş olacağız."

Ne çıkıyor? Savunma için iç cephe güçlendirmesi, en az füze kadar gerekli, olmazsa olmaz.

Unutmayın...

İran'ın füzeleri hafife alınmayacak derecede güçlüydü ama İsrail'i caydırmaya yetmedi, çünkü iç cephesi zayıftı. İsrail de ona oynuyor şimdi.

"Birlik, beraberliğe her zamankinden çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde" şeklindeki meşhur klişemizi revize etsek yeridir.

Birlik, beraberliğe orta ve uzun menzilli füzelerden daha çok ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz.

Ve Cumhurbaşkanı'ndan da anlaşılacağı üzere birbirimize güvenmeden birlik, beraberlik sağlanamıyor. Güven de iç iktidar kavgasında muhalefeti düşmanlaştırmakla değil, hukuk ve demokrasiyi güçlendirmekle mümkün.

Geldik mi Bahçeli'nin dediğine!

DEMİRTAŞ'TAN EZBERLERİ BOZMA ÇAĞRISI

Edirne Cezaevindeki Selahattin Demirtaş, X'te "hamaset değil cesaret zamanıdır” başlıklı bir çağrı paylaştı.

Diyor ki:

"Bizler Türkiye toplumu olarak bu dönemde bir ve beraber olacağız, gerektiğinde Edirne’den Hakkari’ye kadar 85 milyonluk bir halk ordusuna dönüşeceğiz; ortak vatanımızı, canımız pahasına savunacağız."

Diyor ki:

"İç cepheyi güçlendirme amacına da adalet duygusunun gelişmesine de hizmet etmediği açık olan siyasi görünümlü yargı tacizlerine kesinlikle son verilmelidir."

Ve diyor ki:

"Seçilmiş belediye başkanları ve bürokratların tutuksuz yargılanmaları iç hukukumuzun da gereğidir ve bu konuda artık somut mesafe kat edilmeli, tahliyeler sağlanmalı, adil bir yargı süreciyle de davalar en hızlı şekilde sonuçlandırılmalıdır."

Yine diyor ki:

"Kendi iç sorunlarımızı da kendi aramızda, karşılıklı güven çerçevesinde ve kardeşlik ruhuyla çözeceğiz. Bunun dışındaki her arayış sadece felaket getirir. Bu konuda ezberci, öfkeli, intikamcı ve kindar hiçbir yaklaşıma prim vermeyecek, cesur ve samimi olacağız."

Var mı yanlışı?

Demirtaş, iktidarı muhalefetiyle Türkiye etrafında kenetlenmek için atılacak hızlı ve cesur adımları öneriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı da Meclis'teki siyasi partileri aynı masada toplamaya çağırıyor.

İç cepheyi güçlendirmek eğer lâfta kalmayacaksa... Şimdi değilse ne zaman? Demirtaş'ın dediği yolla değilse nasıl?

Beklediğimiz hata. Bakalım karşılık bulacak mı?

YORUMLAR (75)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
75 Yorum