Geçen bayram da gündem CHP'ymiş
İktidar, CHP'yi halkın gerçek gündemi yapmayı başardı sonunda.
Uzun yıllardır halkın gerçek gündemi başka bir şey sanılsın istiyordu.
Yani sanki bu enflasyon ve pahalılıkla ekonominin ne olacağı, Türkiye'nin nasıl yönetildiği, geçim sıkıntısının ne zaman çözüleceği değil de... Halkın asıl gündemi; muhalefete ne olacağı, CHP'nin nasıl yönetildiği, ana muhalefetin ne zaman iktidarın dişine göre bir siyaset izleyeceğiymiş gibi gösteriyordu.
AK Parti nihayet muradına eriyor mu ne! Baksanıza millet, CHP'ye ne olacağıyla yatıp kalkıyor, başka bir şeyle ilgilenemez hâle geldi.
O belediyeye bu belediyeye derken kayyum sırası İmamoğlu'nun IBB'sine kadar ulaştı. Hatta hızını alamadı, direkt CHP'ye kayyum atandı atanacak diye bekleniyor.
Sorsanız iktidar, nasip olursa muhalefeti yerli, milli yapmayı hedefliyor ama İmamoğlu'na ve CHP'ye olanlarla bir ilgisi yok. Zinhar yargı eliyle siyast dizayn ediliyor da değil.
Allem kallem CHP'nin halkın gerçek gündemine oturtulması, hasbelkader bir gelişme bu durumda.
Milletin CHP'yle yatırılıp kaldırılması, sabah akşam İmamoğlu'yla uğraştırılması kendiliğinden olsa bile değişmiyor. İktidar, kendisinin ülkeyi nasıl yönettiği konuşalacağına hep CHP'nin nasıl yönetildiğini konuşturmak istedi. İstediğini de elde ediyor. Yine de muhalefeti beğenmeyip niye memnun olmadığıysa bir sır.
Geçen Ramazan Bayramı ne konuşmuşuz diye dönüp baktım. Yine CHP'yi yazmışım.
Arifeyi görüp bayramı göremediğimiz milatlara benzetmek gibi olmasın, Allah kısmet ederse yarın bayram ediyoruz inşallah. Gündem yine CHP, başka bir şey yazsam kaçınıyor diye ayıplarsınız.
Ama yazana değil yazdırana bakın siz.
Önceki bayram, 10 Nisan 2024'te yazımın başlığı şuymuş: "Bayram yalnız 'CHP tarikatı'na mı haram?"
Olay neydi, derseniz...
Süleymancıların lideri Alihan Kuriş, seçimlerde AK Parti'ye meydan okumuş, CHP ile İYİ Parti'yi destekleyeceklerini söylemiş.
Hatta Kuriş, seçimden sonra da konuşmuş, yurtlarını kapatan AK Partili belediyelere derslerini verdiklerini söylemiş.
Aydınlık Gazetesi, "CHP tarikatı" diyordu. "AKP'yi hedef yaptı" başlığıyla vermişti.
Kuriş ve cemaati, "yeni FETÖ" suçlamasıyla topun ağzına konuyordu.
Cemaat lideri Kuriş'le bir fotoğrafta yürürken görülen Silifke Başsavcısı'na HSK soruşturma başlatmıştı.
Metin Külünk gibi AK Parti fedaileri, Başsavcı'ya ve cemaatine soruşturma için bastırıyordu.
Halbuki tarikat ve cemaatlerin bürokraside kadrolaşmalarından, devlet memurlarının cemaat ve tarikat liderlerine bağlılık pozu vermelerinden rahatsız olsalardı Süleymancılara gelene dek neler vardı, neler.
Kuriş ve cemaatinin suçu; AK Parti'ye destek vermemek, karşı çıkmaktı. Bu da "CHP tarikatı" olarak karalanmayı hak ettikleri anlamına geliyordu.
"CHP tarikatı" tanımlamasından belliydi zaten, asıl mesele tarikat ve cemaatin devlette kadrolaşması değil hangi partiden olduğuydu.
Bürokrasiye, savcı ve hakimlere mesaj açıktı; bir cemaatten olabilirsiniz ama yanlış cemaatten olmayın.
Demiştim ki... Farz edelim CHP'nin de tarikatı var. Bir muhalefet tarikatı, AK Parti iktidardayken devlette nasıl kadrolaşacak, nasıl paralel yapılanacak, mümkün mü, akıl neresinde bunun?
Velhasıl o bayramdan bu bayrama gündem, CHP olmaya devam ediyor.
Kutlu olsun, nice gerçek bayramlara.
