İktidar muhalefetten dertliymiş meğer
Bir dokun, bin ah işit kâse-i fağfurdan; hangi tarafa dokunsan dertli.
Aynı anda iki tarafı dertlendirmek de ayrı başarı; işçi dertli, işveren dertli.
Kim memnun? İktidarla bütün uyumuna rağmen TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu değil, Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek'e çıkışı o yüzden şaşırttı.
Kayıt dışıyla mücadeleyi destekliyor ama girişimcinin çalışma şevkinin kırılmasından şikayetçi.
Dayanamayıp şöyle patladı:
"Her işletmenin, her fabrikanın kapısına vergi memuru koyarak, polisiye tedbirler alarak vergi gelirleri arttırılamaz. Hakkaniyet de sağlanamaz"
Peki, iktidara yakınlığı sır olmayan TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay? O da çok rahatsız.
Dayanma gücü kalmadı ki şunu dedi:
"Diyorlar ki işçi bulamıyoruz. Bu ücrete işçi bulamazsın, bu ücret köle ücreti. Diyorlar ki patronlar Mısır'a gidiyor. Nereye giderlerse gitsinler."
Atalay, Şimşek'e de kızgın. "İzlediği ekonomi politikası ne işçiye ne emekçiye ne de herhangi bir vatandaşa fayda sağlıyor" diye.
Asgari ücret; çalışana az, patrona çok geliyor.
Çalışan, aldığı maaşla geçinememekten mustarip; çalıstıran da ödediği maaşla çarkı döndürememekten.
TÜSİAD mı? Yargının siyasallaşmasından kaynaklı hukuk garabetlerini düzeltmeden ekonominin düzelmeyeceğini söylediği için, başkanlarının başına gelenler malum. Hadlerini bilmeye çağrıldılar, gözaltına alınıp yurt dışına çıkışları yasaklandı, yargılanıyorlar.
Tüm bu olanlardan muhalefet rahatsız da iktidar çok mu memnun sanki?
İnanmazsınız ama şuralarına geldi ki iktidardakiler de dert yanıyor.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekçi hem TÜSİAD Başkanı Turan'ı ziyaret etti hem de kendini tutamayıp içini döktü.
Yakınmalarının özeti:
“İş dünyası temsilcisine yurt dışı yasağı doğru değil. Mahkemeye karışamayız ama tablo üzdü, herkes serbestçe konuşabilmeli, aksini şahsen kabullenemem. TÜSİAD başkanlarının mevcutlu götürüldükleri gözaltı görüntüleri de hoş değildi. Türkiye'nin faydasına, menfaatine midir; değil."
Zeybekçi, kendi bakanları Şimşek'in politikalarından da hoşnut görünmüyor. "Faizler yüksekken yatırım yapmam. Faize yatırırım'" bile dedi.
"Bu ekonomi, bu hukuka dayanır mı" başlığıyla yazmıştım, Allah sizi inandırsın, Bakan Şimşek'in de memnuniyetsizlikleri var. Sadece açıktan diyemiyor.
Daha nasıl belli etsin; Financial Times'a konuşmuş, hukuku düzeltmeden ekonominin düzelmeyeceğini Şimşek şöyle dışavurmuştu:
"Hukukun üstünlüğü, fiyat istikrarının sağlanması, öngörülebilirliğin artırılması ve yatırım ortamının iyileştirilmesinden yanayım, bunlar kulağıma müzik gibi geliyor."
Diyeceksiniz ki... E iktidar da ekonomiyi düzeltmek için hukukun düzeltilmesini istiyorsa tutan kim? İşte orası meçhul. Yakın tarihin gizemi hâlâ çözülememiş sırlarından biri.
Ve bu yüzden işçi de dertli işveren de. Hatta iktidar da en az muhalefet kadar bundan dertli çıkmasın mı!
DEPREM KORKUSUNU UNUTTURAN X HESABI
Fillerin, kargaların meşhur hafıza kuvveti, korkudan geliyormuş. Hayatta kalma dürtülerinden yani. İyiliği, kötülüğü, tehdit ve tehlikeleri unutmuyorlar.
Ama hiçbirinin hafızası, kuvvette insanınkine yetişemez.
Yalnız bir sorun var, korkumuz güçlü olsa dahi dikkatimiz çabuk dağılıyor. Uzun süre odaklanamıyoruz.
50 bin can kaybettiğimiz depremin dahi kırkı çıkmadan seçimi konuşmaya başlamıştık. Enkaz üstünde miting yapmak, altından da can yerine oy kurtarmak doğalmış gibi yadırganmamıştı.
Duyarlılığımızı kaybettiğimizden mi, hayır. Odaklanma süremiz kısa.
23 Nisan Silivri depremi de çoktan mâzi oldu.
Oysa İTÜ'nün ön raporu çıktı. Enerjinin tamamen boşalmadığını, yalnızca yüzde 12'sinin harcandığını, fayın önemli kısmının yerinde durduğunu, büyük deprem tehlikesinin geçmediğini söylüyor.
Baştaki gibi can kulağıyla dinliyor muyuz? Nerede...
Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, depreme hazırlık için İstanbul'da 600 bin binanın acil dönüştürülmesi gerektiğini hatırlatıyor.
İlk birkaç geceki korkumuz ne gezer...
Hayat durmuyor, korkunun ecele faydası yok, kaldığı yerden devam edelim de...
Oradan İmamoğlu'nun X hesabını kapatıp sesini susturmakla uğraşmaya çok çabuk geçmedi mi bazılarımız? Cezaevinden sesini duyurması, depremden daha mı korkutucu onlara?














