Milletin gönlüne girme tekeli
CHP'li belediyeler öğrenci yurdu açmasın, ucuz halk ekmek büfesiyle Kent Lokantası filan da açamasın, salgın kapanmasında halka ekmek ve yardım dağıtamasın, öğrenciye bursla emekliye sosyal destek de vermesin, konser ve kitap fuarı da düzenleyemesin, depremde kendi adıyla yardım ulaştırmaya hele hiç kalkmasın isteniyor.
Bunlar belediyenin nesineymiş, paralel devlet mi ki ayrı baş çekeceklermiş, hem kötüye kullanılıyormuş, belediye başkanlarına bu kadar yetki çokmuş, tek adam gibi olmuşlar...
İktidar propagandistleri; bir anda belediye başkanlarının yerel diktatör gibi sınırsız yetkilere sahip olduğunu, bütün yetkiler tekellerinde toplandığı için keyfi hareket ettiklerini ve milletin parasıyla seçim kazanmaya oynadıklarını fark etti.
Bu ani aydınlanmayıysa AK Parti'nin 2024 yerel seçimlerindeki yenilgisine, özellikle de İstanbul ve Ankara'yı tekrar CHP'ye kaybetmesine borçluyuz sanki.
Peki ne olmalı? O yetkiler seçilmiş başkanlardan ve belediye meclislerinden alınıp atanmış kaymakamlarla valilere devredilmeliymiş.
Hatta millet cumhurbaşkanını seçiyor zaten, bir daha niye belediye başkanı seçmekle uğraştırılsın, tamamen gereksiz masraf... Oldu olacak, belediye başkanlarını da cumhurbaşkanı atasın, diyen akıldâneler dahi duyuluyor.
Teker teker kayyum atamak yerine ellerinden yetkiyi alıp hepsini yekten kayyumvâri bir düzene bağlama önerisi...
Üstelik Cumhurbaşkanı Erdoğan, PKK'nın kendini feshetmesiyle kayyum uygulamalarının yine esikisi gibi istisnai olacağını söylemişken...
İstisnai hâli böyle olacaksa kayyum düzeninin genelleşmesini artık siz düşünün.
Nedir iktidar propagandistlerini rahatsız eden? Geldikleri noktada seçilmişlere güvenmeyip atanmışlara güvendiklerinden mi?
Sadece imar gibi rant yaratma yetkileri fazla bulunmuyor. CHP'li belediyelerin halka ekmek, çocuklara süt, öğrencilere burs, emeklilere sosyal destek, depremzedelere yardım dağıtmaları da sorun ediliyor.
Asıl mesele bu olmasa... İktidar, milletin gönlüne girme hakkını kendi tekelinde tutmayıp muhalefetle hizmette yarışsın ve ikisi de etkin denetlensin, demezler miydi?
Demokratik rekabetin güzelliği buradaydı; milletin gönlüne girmek isteyenler hizmette yarışır, millete yarardı. AK Parti ile CHP arasındaki yarıştan da Ankara ve İstanbullular kazançlı çıkardı.
Ama iktidarın yaklaşımı başka. O yaklaşımı, Cumhurbaşkanı'nın Hataylılara şu uyarısında görmüştük:
"Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay'a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, mahzun kaldı..."
Tam tersine; hükümetle belediyenin aynı partide toplanması rekabeti ortadan kaldıracağından hizmet ve denetim kalitesini düşürmez mi?
Ayrıca Cumhurbaşkanı, Covid salgınının başında AK Partili başkanlara ne demişti? Zor zamanları, milletin gönlüne girmek için fırsat olarak kullanmalarını...
Milletin gönlüne girme imkan ve fırsatını muhalefet belediyelerine tanımamak, iktidara yarayabilir. Ancak millete yaramaz. Millete demokratik rekabet kazandırır, siyasi tekelleşme değil.
ABD EKONOMİSİNE DE DIŞ GÜÇ MÜ SALDIRIYOR?
Fitch, Standard and Poors, Moody's gibi derecelendirme kuruluşları İsrail'le ABD ekonomilerinin notunu kırarken Türkiye'ninkini yükseltmeye başlamışlardı.
ABD'nin notunu Biden zamanında, 2023'te düşürmüşlerdi. İsrail'inkiniyse Gazze katliamının ekonomisine olumsuz etkileri nedeniyle.
Henüz İmamoğlu'nun tutuklandığı 19 Mart Süreci'ne girmemiştik, Türkiye'nin notunu o sırada düzeltiyorlardı.
Şimdi Trump'ın saçmalıkları sebebiyle ABD ekonomisinin notunu tekrar indiriyorlar.
Emperyalist dış güçler Amerikan ekonomisine saldırmadığına, dolara operasyon çekmediklerine, Siyonist küresel finans çetelerinin tetikçileri İsrail'i hedef almadığına göre...
Büyük resmi görüp oyununu bozacakları bir Üst Akıl'dan söz edemezler.
Önceleri bize düşmanken sonra bizden yana, ABD ve İsrail'e karşı dönmedilerse şayet... Bizim notumuzu da ekonomimize saldırmak için düşürmüyorlardı demek. Ekonomi kötü yönetildiği için düşürüyorlardı.
Doğru politikalara dönünce notumuzu yükseltmelerinden, yanlış yaptıklarında ABD'yle İsrail'in de notunu kırmalarından anlayın. Dış güçler ekonomimize saldırıyor muymuş, şimdi bir daha söyleyin.














