Uçağımız ve pasaportumuz
Milli savaş uçağımız KAAN, uçmaya başlayalı 1 yıl oldu. Devletin 50 yıllık havacılık şirketi TUSAŞ'ın başarısı. İlk milli İHA'ları da 2010'da TUSAŞ uçurmuştu.
KAAN önümüzdeki birkaç yılda seri üretime geçecek. 2028'de TSK evanterine girmesi hedefleniyordu.
Ve dün Cumhurbaşkanı Erdoğan duyurdu, ilk satış anlaşmasını yapmış. Endonezya, 48 adet KAAN sipariş etmiş. Gurur verici bir haber, yolu açık olsun.
Ne yazık ki aynı gururu pasaportumuz yaşatmıyor, haberler iyi değil.
Henley Pasaport Endeksi, vizesiz girebildiği ülke sayısına göre dünyanın en güçlü pasaportlarını açıklıyor.
2025 listesi güncellenmiş, 40. sıradayız.
Geçen sene listeyi görünce yazmıştım, 46. sıradaydık. Bir yanlışlık yoksa pasaportumuzun itibarında ilerleme var. Fakat hâlâ olmak istediğimiz yerde değiliz.
Dünya uzay cemiyetindeki mevkimizi yükseltmeye, fezaya da gidip Ay'a sert iniş yapmaya hazırlandığımız bir şahlanma dönemindeyiz. Dünyada Türkiye Yüzyılı başlatmışız. Pasaportumuzun açmayacağı kapı kalmamalıydı.
Bir ülkenin itibarı parasının, pasaportunun değeriyle ölçülmüyor muydu?
E madem itibardan da tasarruf olmaz, daha yüksek seviyeleri hak ediyor pasaportumuz.
Pasaportumuzun değeri, almak için ödediğimiz harçtan gelse değmeyin keyfimize. Çünkü dünyanın en pahalı pasaportlarında ilk 10'daydık.
Onun da listesi tutuluyor. Sigorta firması William Russell, pasaport fiyatlarının en yüksek olduğu ülkeleri sıralıyor.
2023'te Avustralya, 230 dolarla en pahalısına sahipti. Türkiye ise ilk 10'daydı.
2024'te 10 yıllık pasaport harcımız 290 doları geçince birinciliğe çıktığımız yazılmaya başlamıştı.
Ama pasaportumuzun vize kuyruklarında, sınır kapılarında gördüğü değere gelince değişiyor. Fiyatı artarken gücü zayıflamış.
Henley Endeksi, pasaportların gücünü vizesiz ya da kapıda vizeyle girdiği ülke sayısından ölçüyor.
Önceki beş yıl, Japon pasaportu birinciydi. Japonya, geçen yıl ikinci sıraya gerilemişti. Finlandiya, Fransa, Almanya, İtalya, Güney Kore ve İspanya ile bölüşüyordu ikinciliği. Birinciliği Singapur'a kaptırmıştı. Avusturya ve Hollanda üçüncüydü. Türkiye ise 46'ncılığı Rusya ile paylaşıyordu.
Singapur, bu sene de birinci gelmiş. Listede büyük değişiklik yok. Hâlâ gerilerdeyiz.
Kendimize sormamız gereken soru şu: Dünyada bizim yüzyılımız başlamış, uzay cemiyetindeki konumumuz yükselirken pasaportumuz neden güçlenmiyor? Nerede yanlış yapıyoruz? Öyle ya sonuca bakılırsa bir yerde yanlış yapıyor olmalıyız.
BOŞ BAKLAVANIN İCADINDAN BU YANA SON DURUM
Edirne’de baklavacı esnafı, Kurban Bayramı’nda satış yapamamaktan şikayetçiydi.
Haberlere çıktı, 27 yıllık esnaf Halil Özer "ilk kez bu kadar kötü bir bayram yaşıyoruz” diyordu.
350 liraya sade baklava, 700 liraya fıstıklı, 1000 liraya fıstık sarması sattıklarını ama yerli müşteride alım gücü kalmadığından ve bu bayram yabancı turist de olmayınca dükkan kapatma noktasına geldiklerini söylüyordu.
Boş baklavanın icadını hatırlattı bana. 2022'de peydah olmuştu. İyisi ve dolusunun kilosu, 200 liralardan başlıyordu. Ucuza kaçanı, 100 liralardan. Önünde kuyruk oluşansa 100 liranın altına satılıyordu, yaklaşık yarı fiyatına.
O gün alım gücünün düşmesinden şikayet edenlerin karşısına şöyle bir argüman konuyordu: Bayram arifesi ucuz baklava kuyruğuna girenler mi var? Var ki kuyruğuna giriyorlar, nankörlüğün alemi ne!
Halk, ömründe görmediği zenginliği bu dönem yaşıyor sanan tuzu kurular, 3 yıl sonra şimdi Edirne'deki baklavacıya ne buyuracak bakalım...
Hâlinden memnun olmayanları anlamakta zorlanacaklar belki yine.
Bizden önceki bayramlarda baklava mı gördünüz ki şimdi boş baklavadan yakınıyorsunuz, diye boş baklava bile başlarına kakılmazsa şükretsinler.
