Yeni Anayasa fırsatı
Terörsüz Türkiye açılımıyla demokratik katılım kanalları hiç olmadığı kadar açılacaktı.
Öyleyse siyaset niye tıkanma yaşıyor?
Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı"yla PKK, kendini feshetme ve silah bırakma kararını verdi.
Ardından MHP lideri Bahçeli, barışın tek kanatla uçamayacağını söyledi. Öcalan ve PKK üstüne düşeni yapmış, sıra diğer kanadı takmaya yani demokratik toplumun kurulmasına gelmişti.
Bahçeli bu amaçla, Meclis'te tüm partilerin katıldığı bir Terörsüz Türkiye komisyonu teklif etti.
CHP'nin de istediği buydu, Terörsüz ve Demokratik bir Türkiye komisyonuna dünden hazırdılar.
Ancak AK Parti, 'önce silah bırakma kararının uygulanmasını görelim' tavrından geçmiyor.
Kandil'se iktidarın kendilerini oyaladığı iddiasında, Meclis'te gerekli adımlar atılmadan silah bırakma kararını uygulamaya geçirmemekte diretiyor.
AK Parti'nin ikinci adamı Efkan Ala, DEM heyetiyle görüşmeden sonra süreçte aksama, duraksama olmadığını anlatsa da gelişmeler öyle değil, süreç hız kesti.
Süreci hızlandırmak için bir kez daha Bahçeli devreye girdi. "Her şeyin bir vakti vardır, o vakit hızla yaklaşmaktadır" mesajı kimeydi, tartışılırken... Meclis Başkanı Kurtulmuş, Bahçeli'yi ziyaret etti. Ve Meclis'e görev düştüğünü belirtip bütün partileri sürece katılmaya çağırdı.
Ama ortada bir takvim yok hâlâ. Ne zaman? Neden hemen değil? Herkesi kapsayacak demokrasi ve hukuk adımlarını geciktirmenin, ağırdan almanın, Kandil'in ne yapıp yapmayacağına bağlamanın gerekçesi ve faydası ne?
Sorarsanız; bir al ver yok süreçte, pazarlık söz konusu olamaz.
En çok genişleyeceği zamanda siyaset, hiç olmadığı kadar dar bir alana niye sıkışıyor peki? Terörsüz ve Demokratik bir Türkiye kurmaktan daha öncelikli olan nedir?
Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis'te muhalefeti de kapsayacak masayı yeni Anayasa için kurmak istiyor. Önceliği o. Nedenini de Azerbaycan dönüşü uçakta açıkladı, sivil ve dili sadeleştirilmiş bir anayasayı millete kazandırmak.
İşte burada tıkanıyor siyaset. Kilidi yeni Anayasa uzlaşısı açacak gibi görünüyor.
Fakat CHP lideri Özgür Özel, buna kapalı. Kapıyı aralamak için bir şartı oldu. Önceki Anayasa değişikliklerinin millete yaramadığını hatırlatıp, bu kez hukuk ve demokrasiye dönüş yönünde mucizevi bir teklifleri varsa onu duyalım, diyor.
Duymayı bekledikleri teklif, Anayasa'nın dilini sadeleştirmek değildi.
Cumhurbaşkanı yine de CHP'yi, uzlaşmaya yanaşmamakla suçluyor.
Terörsüz ve Demokratik bir Türkiye için tarihi fırsat böyle kaçırılırsa çok yazık.
AK Parti, yeni Anayasa'yı her şeyin önüne koyuyor. Ama yeni Anayasa'yı tam olarak niye bu kadar öncelediğini ikna edici biçimde anlatmıyor.
CHP'yi uzlaşmaya çekmek doyurucu, inandırıcı bir teklife bakıyorsa onu sunmaya mani ne?
Madem iktidar yeni Anayasa'da bunca ısrarlı, kendisi için de muhalefet dahil Türkiye için de fırsata çevirmek mümkün.
MEAL YASAĞI FİİLEN BAŞLADI MI?
Dün kendisinden öğreniyoruz ki... İlahiyat Profesörü Mustafa Öztürk'ün yayıncısı, hazırladığı Kur'an mealine bandrol almak için Kültür Bakanlığına başvuruyor. Fakat bu kez farklı bir cevapla karşılaşıyorlar. Bandrol için Diyanet'ten izin almaları gerektiği, yoksa vermeyecekleri söyleniyor. Diyanet'i yokladıklarındaysa en erken 6 ayda incelemeye alabilecekleri, ancak onaylanması hâlinde bandrol alabilecekleri bildiriliyor.
Hayırdır inşallah...
Kur'an mealine bandrol için Diyanet'ten izin şartı aranıyor. Diyanet de zamana yayıyor, o sıradaysa Diyanet'e sakıncalı bulduğu mealleri toplatma ve imha yetkisi verecek kanun teklifi henüz Meclis'te.
Meclis'teki kanun teklifini büyük yanlış, diye eleştiriyorduk ama daha kanunu bile çıkmadan uygulaması mı başladı? Bu ne yasakçılık ve sansür merakıdır arkadaş, dini yorumlama özgürlüğünü ortadan kaldırmak için bekleyemeyecek kadar aceleniz ne, neye dayanarak Diyanet onayına bağlıyorsunuz, hem dini bilgi devletin tekelinde mi!
