Garip bir döviz varlığı
Ödemeler dengesi verileri: Ocak-mayıs arası ilk beş ayda cari açık 3 milyar 142 milyon dolar. Ama finans hesabından net döviz girişi 3 milyar 222 milyon dolar. Net hata-noksan ya da meşhurlaşan deyim ile kaynağı belirsiz döviz girişi ise 739 milyon dolar. Böylece ülkemize ilk 5 ayda dışarıdan gelen net döviz girişi sadece 838 milyon dolarda kalıyor.
Yabancı para (YP) döviz mevduatları: 28 Aralık 2018’de YP döviz hesapları 192 milyar 589 milyon dolar. 31 Mayıs 2019 tarihinde ise YP mevduatları 214 milyar 075 milyon dolara yükseliyor. Yabancı para mevduatlarında ilk beş aydaki artış tutarı 21 milyar 486 milyon dolar.
YP mevduatları son olarak 19 temmuz haftasında 217 milyar 769 milyon dolara yükselmiş durumda.
Merkez Bankası (MB) döviz rezervi: 27 Aralık 2018’de MB brüt döviz rezervi 72 milyar 270 milyon dolar. Altın rezervi ise 19 milyar 821 milyon dolar. Böylece toplam rezerv 92 milyar 091 milyon dolar oldu.
Mayıs 2019 itibari ile MB’nin brüt döviz rezervi 74 milyar 896 milyon dolara çıkıyor. Yani 2019 yılının ilk beş ayında MB brüt döviz rezervi 2 milyar 626 milyon dolar artış kaydediliyor. Altın rezervi de 1 milyar 664 milyon dolar yükselişle 21 milyar 485 milyon dolara ulaşıyor. Elbette burada brüt döviz rezervindeki 2,6 milyar dolarlık artışa dikkat kesiliyoruz.
Şimdi kısa bir özet yapalım: Ülkenin döviz giriş-çıkışını gösteren ödemeler dengesi, ülkemize ilk 5 ayda sadece ve sadece 838 milyon dolar döviz geldiğini gösteriyor. Ama ülke içindeki döviz hesapları 21,5 milyar dolar artarken, MB’nin döviz rezervlerinde de yükseliş yaşanıyor.
Burada bir ekleme daha yapalım: Merkez Bankası ‘Uluslararası rezervler ve döviz likiditesi’ tablosu var. Ocak ayında swap ve türev işlemleri gösteren ‘açık pozisyonu’ 3 milyar 497 milyon dolar. Mayıs ayına geldiğimizde bu tutar 19 milyar 429 milyon dolara çıkıyor. Kısaca 15,9 milyar dolar türev işlemlerden Merkez Bankası yükümlülüğü artıyor. Bu yükümlülük artışı net rezerv hesabında işleme konuluyor ama brüt rezerv hesabında görülmüyor.
***
Şimdi başka bilgilerle devam edelim.
Türkiye’nin brüt borç stoku tablosu en son Mart 2019 verisini açıkladı. 2018 sonunda 444 milyar 815 milyon dolar olan borç stoku, Mart 2019’da 8,6 milyar dolar artışla 453 milyar 423 milyon dolara yükseldi. Lakin bu veri zaten ‘Ödemeler Dengesi’ hesabında görülüyor.
Kamu yılın ilk çeyreğinde net dış borçlanma ile dış kaynak sağlamıştı. Buna rağmen cari açık ancak kapatılabildi. Yani gelen paralar-giden paraya ancak yetti ve sadece 838 milyon dolar net giriş oldu.
Özel sektörün yurtdışında sağladığı uzun vadeli kredilerde ise ilk 3 ayda sadece 225 milyon dolar azalma (ödeme) var. Oysa Nisan-Mayıs aylarında özel sektörün yurtdışı uzun vadeli kredileri de 4 milyar 745 milyon dolar azalıyor. Yani net dış borç ödemişiz. Bu veriler de ödemeler dengesi içinde yer alıyor aslında.
Bütün mesele şu; dışarıdan net döviz girişinin 1 milyar doların altında kaldığı bu dönemde nasıl oluyor da yurt içinde döviz hesapları 21,5 milyar dolar artıyor?
Acaba bankalar döviz kredilerini artırıp kayıtlı döviz varlığı mı artırdı?
Aralık 2018 bankaların yabancı para kredileri (BDDK verisi) 182 milyar 174 milyon dolar. 31 Mayıs 2019 bankaların yabancı para kredisi 178 milyar 977 milyon dolar.
Ortada 21,5 milyar dolarlık döviz mevduat artışını destekleyecek bir YP kredi genişlemesi de olmamış. Hatta tersine YP kredilerinde 3,2 milyar dolarlık eksilmesi var.
İyi ama ne olmuşta ülkede millet döviz alırken dolar yükselmemiş? Bu döviz talebi nasıl karşılanmış?
***
Hatırlarsanız bu dönemde kamuoyuna sürekli düşen haberler şu oldu: Bir kısım bankalar döviz satıyor...
Gerçekten bu bankalar nereden bu kadar döviz buldu da sattı?
Merkez Bankasının swap dövizleri ne oldu? (TL karşılığı belirli bir vadeler için alınan döviz)
Milletin dövizi yine millete mi satıldı?
Sahi, nasıl oldu bu iş?