‘Üzümler Sarardı’ albümüyle 90’lı yıllara damga vuran Sonat Bağcan, yeni albümü ‘Nefesim Senle’ ile dinleyiciyle buluştu. Albümünün her şeye olan aşkı, aşık olma halini anlattığını belirten Bağcan “Sevgisiz ve aşksız hiçbir şeyi çözemeyeceğimizi ancak bir olabilirsek ayrışmadan var olabileceğimizi konu alıyor” dedi.
IŞIL ÇALIŞKAN / İSTANBUL
Müzisyen Sonat Bağcan’ın yeni albümü ‘Nefesim Senle’de ailesinin tüm üyelerinin imzası var. Zira yapımcılığını halası Selda Bağcan’ın üstlendiği yeni albümde parçaların çoğu babası Savaş Bağcan’a ait. 9 şarkıdan oluşan albüme Bağcan’ın müzisyen kardeşleri Serenad Bağcan ile Seda Bağcan da beste ve vokalleriyle destek verdi. Müzisyen bir aileden gelen Sonat Bağcan bu durumun avantajının yanı sıra dezavantajı da olduğunu söyledi. Bağcan “Hepsi profesyonel olduğu için bir şey dinlettiğinde hemen, koşulsuz şartsız beğenilsin istiyorsun. Ama öyle olmuyor. Bunun akordu şöyle olsaydı, besteyi biraz buraya taşısaydın diyorlar, bizde süreç biraz zor ilerliyor ama sonuç temiz oluyor” dedi.
* ‘Nefesim Senle’ albümünün hikayesi nedir?
Yaklaşık bir sene evvel çok sevdiğim Yunanca bir melodi yakaladım. Onu çok söylemek istediğime karar verdim. Bestecisiyle konuşup lisansını aldım ve üzerine söz yazdım. Aranjesini Sevgili Ekin Eti, miksajını Sevgili Deneb Pinjo yaptı. Benim gün yüzüne çıkmamış şarkılarım da vardı, dostlarım bile bihaberdi. Onlar arasından yedi tanesini seçtik. Bir de halamın ‘O Günler’ diye bir şarkısı var, babamın piyanosu eşliğinde söyledim. Dijitalde de ‘Nereye Gidiyorsun’un Orkun Tunç’la birlikte yaptığımız remiks versiyonu var.
* Albümün hazırlık sürecinden bahseder misiniz?
Daha çok babamın söz ve bestelerinden oluşuyor; ‘Yarın Çok Güzel Olmalıyım Anne’, ‘Anılar Hesap Sorar’, ‘Zincirlerimi Kırasım Gelir’. Hepsi aşk şarkısı. ‘Yarın Çok Güzel Olmalıyım Anne’ genç bir kızın, aşkını annesiyle paylaşma isteğini anlatıyor. Belki büyük şehirlerde biz rahatlıkla annelerimizle paylaşabiliyoruz ama kırsala gittiğinizde ne yazık ki durum pek öyle değil. Hem aşkın mutluluğunu hem de duyduğu suçluluğu anlatıyor. ‘Nefesim Senle’ her şeye karşı duyduğumuz aşkı, aşık olma halini anlatıyor. Her şeyi sevgiyle, aşkla çözebileceğimizi vurguluyor; ‘bir’ olarak, ayrışmadan, ayrıştırmadan, sevgiyle.
* Bu aşkın bildiğimiz aşktan nasıl bir farkı var peki?
Her şeyi ne kadar hızlı tükettiğimizi, yemek yerken kendimizi gözleyerek bile anlayabiliriz. Bir lokma alıyoruz ağzımıza, hiç tutmadan, tadına varmadan, bir an evvel yutmak istiyoruz. Biraz ön tarafta tutabilsek, dilimizde dokusunu fark edebilsek, tadına varabilsek. Ağzımızda yiyecek varken, biri bir şey sorduğunda, o yiyeceğe hürmetten konuşmasak mesela. Böyle bir varoluş var; her şeyi hızlıca tüketmek yerine, bu varoluş halinde yaşayabiliriz. Şükretmeyi ve kıymet bilmeyi de beraberinde getiriyor bu.
* Albümde aileyle çalışmanın avantajlarının yanı sıra dezavantajlarını yaşıyor musunuz?
Bunu hep kendi aramızda da konuşuruz. Hepsi profesyonel olduğu için bir şey dinlettiğinde hemen, koşulsuz şartsız beğenilsin istiyorsun. Ama hiç öyle olmuyor. ‘Bunun akordu şöyle olsaydı, besteyi biraz buraya taşısaydın, sözleri burada çok anlaşılır değil, başka bir şey yapabilirsin’ diyebiliyorlar. Ya da gidersin stüdyoya söylersin, detonelerini duyarlar. Ama sonunda güzel bir yere gelir. Süreç bizde biraz zor ilerliyor ama temiz geçiyor. Tabii genetik geçişli bir sürü şey var, her biri kültürlü insanlar, hepsinin pencereleri farklı. Dolayısıyla senin aklına hiç gelmeyecek şeyleri getiriyorlar. Çok avantajlı aslında ama böyle komik dezavantajları olmuyor da değil.
* Birbirinizi sanatsal açıdan nasıl etkiliyorsunuz?
Birbirimizi motive ediyoruz ama birbirimizden çok farklı, özgün şeyler yapıyoruz. Bu hem bizi besliyor, hem de ayrı şeyler yapmak için bize başka bir motivasyon veriyor.
ÇOCUKLAR BANA ‘ANNECİM BİRAZ SUSAR MISIN?’ DER
* 2015’te çocuklar için bir ninni albüm çıkardınız. Nasıl aklınıza geldi böyle bir albüm çıkarmak?
Çocukların kendilerini değerli hissetmeleri, yaşamlarının kolaylıkla akmasını sağlayacak özsaygıyı, öz sevgiyi bulmalarında ışık tutacak sözlerle bezenmiş bir albümdü. Çok sevdiğim bir hocamın çocuğu oldu. Ona hediye olarak bir ninni besteledim. Sonra çocukların bilinçaltlarına sözlerim var dedim. Aslında oğullarıma çok fazla ninni söyledim ama hiçbirini kaydetmedim, doğaçlama söyledim. Sürekli olarak şarkı söyleyen bir anne düşünün. Öyle ki çocuklar bana ‘Annecim biraz susar mısın?’ der, o derece.
