'Ayasofya'nın Gizli Tarihi' kitabının yazarı Erhan Altunay, yeni romanı 'Masalcı'da Kutsal Emanetler'in peşinde olan şövalyelere karşı verilen mücadeleyi konu ediyor. Altunay ile şifrelerle dolu kitabını anlattı...
Gerçekliğin nerede başladığı, masalın nerede bittiği belli olmayan bir roman 'Masalcı'. Kitabı okurken 'Masalcı'nın içindeki masalda bugünü buluyor, “Tüm bunlar masal olmalı, belki de kabus” diyorsunuz. Roman okuyucuyu Balat, Sultanahmet, Karaköy, Kadıköy, Üsküdar ve Çengelköy'ün sokaklarında gezdiriyor. Bunu yaparken bir zaman yolculuğuna da çıkarıyor. Okuyucu tüm bu semtlerin yalnızca günümüzdeki durumlarına değil, Haçlı öncesi, Haçlı İstilası, Fatih Sultan Mehmet ve işgal dönemlerindeki durumlarına da şahitlik ediyor. Kurguyla hakikatin iç içe geçtiği, şifrelerle dolu bir labirenti andıran, Destek Yayınları'ndan çıkan 'Masalcı'nın yazarı Erhan Altunay ile konuştuk.
'Masalcı'daki hikaye modern bir şövalye masalı gibi ama burada şövalyeler daha kötü bir karakterler. Çoğu yerde bugüne atıflar var. Siz 'Masalcı’yı nasıl tanımlıyorsunuz?
Aslında belli bir tanım yapamıyorum. Bana göre yüzde 70'i gerçek bir anlatı. Şövalyeler kitabın konusu çünkü bugünü şekillendiren olayların temelleri Ortaçağ’da şövalyeler tarafından atıldı. Tarihin o dönemini anlamazsak bu dönemini anlamak olanaksız olur. Süregelen masal ise her masalda olduğu gibi aslında bugüne ve yaşantımıza ait bir konuyu barındırıyor. Sembollerin arasına gizlense de her masalın olduğu gibi aslında bu bizim yaşantımız. Çıkartacak çok ders var.
FATİH, TABLOYA SAKLADI
Kutsal Emanetleri Fatih Sultan Mehmet mi sakladı?
Fatih Sultan Mehmet eşsiz ve oldukça zeki bir padişahtı. Her şeyin farkındaydı. Kutsal Emanetleri sakladığı gibi bunu karşı tarafa oldukça zekice bir mesajla anlattı. Bir tablo yaptırdı. O tabloda kutsal emanet sandığı apaçık görülüyor. 'Emanetler bende' demenin en güzel yoluydu. Çünkü o dönem batı dünyasında resim sanatı oldukça popüler ve kıymetliydi. Fatih Sultan Mehmet, onlara yine onların anlayacakları dilde ifade etmiş oldu. Elindeki bu kozu da en başarılı şekilde kullandığını düşünüyorum. Fakat şunu biliyoruz Fatih Sultan Mehmet’in sakladığı emanetleri, II. Bayezid dağıttı. Belki de o dönem için yapılması en uygun şeyi yaptı. Bu sebepledir ki şövalyeler emanetleri çok farklı yerlerde arıyor.
Kitapta düşmanlar birden ikiye çıkıyor. Emanetleri farklı gruplar mı arıyor?
Şövalyeler de ikiye bölünüyor. Dünyada bakarsanız Anglosakson ve Alman olarak bir çatlak var. Bu çatlak iki dünya savaşı çıkarttı ama iki dünya savaşının koşulları da değişmedi. Bir üçüncüsü yolda, hatta başladı bile. Bizim için iyisi yok bu grupların. Türkiye bu kurtlar sofrasında yolunu bulacak.
Romanda bir diyalog var. Orada terör örgütleriin antik kent ve müzeleri emanetleri aramak için yıktığından bahsediliyor.
Evet. Ne yazık ki böyle... Tarih boyunca da böyle oldu. Bu tarih katliamı son süratle devam ediyor. Bu terör örgütlerini yönetenlerin, yani üst akılın da bir aradığı var. Bunu görmemek için kör olmak gerek. Müzelerdeki FETÖ yapılanmasına dikkat etmek gerek. Hatta son günlerde yapılan, tarihi yerlerle ilgili algı operasyonlarına da… Bizde de FETÖ bu konuda etkin.
AYASOFYA'NIN ÖNEMİ
Peki sizce Ayasofya’yı da böyle bir tehlike bekliyor mu? 'Ayasofya’nın Gizli Tarihi'nde adlı kitabınızda kutsal emanetlerin Ayasofya’da olduğuna inandığınızı söylüyordunuz.
Ayasofya Ortaçağ’da Haçlı orduları İstanbul’u aldıkları zaman kutsal emanetlerin toplandığı yerdi. Yani Hıristiyanlığın kutsal eşyası. Bunların bir bölümü Avrupa’ya kaçtı, bir bölümü ise burada kaldı. Batı her zaman Ayasofya’yı ele geçirmek ister. Burada yaratılacak bir algı da etkili olur. Yani bir kutsal emanet bulunması gibi. O zaman ayıkla pirincin taşını.
'Masalcı’nın ikincisinde neler bekleyecek bizleri?
Bu tamamen gelişen ve gelişecek olaylarla ilgili. O sebeple sadece ülke gündemini değil dünya gündemini de iyi takip etmek durumundayım. Hassas bir dönemdeyiz. Baş döndürücü gelişmeler oluyor. Ama bu kez Afrika’ya doğru sınırları genişleyecek. Ben Afrika’ya işim sebebiyle sık sık gidiyorum, bu sebeple Afrika olmazsa olmazdı. Ama bunun dışında Afrika’da bu sistemin önemli ayaklarından biri. Artık orada da bir İslam Cumhuriyeti kurulması söz konusu. Aslında bu bir katliam habercisi. Niyetleri Müslümanları toptan terörist ilan edip yok etmek. Çok dikkatli olunması gereken bir zaman.
