Temiz enerji kaynakları petrolün tahtına göz dikti. Fosil yakıtların yerini almaya başlayan bu kaynaklar, akaryakıtta bir dönemi sona erdirirken, Avrupa’da dizel ve benzinli araçlar 2030’dan itibaren yasaklanmaya başlanacak. Otomotiv üretiminde elektrikli ve hidrojenli modeller şimdiden öne çıkarmaya başladı.
ALİ YILDIRIM
Enerji kaynakları her geçen gün azalırken, tüm dünya yenilebilir enerjiye odaklanmış durumda. Özellikle petrol rezervlerinin düşmesi bunun en açık örneklerinden. Çıkan savaşların tek sebebi olan petrol artık yerini daha temiz enerjiye bırakıyor. Bu kirli enerji yüzünden ülkeler yıllarca Ortadoğu’nun enerji kaynağı olan petrol için savaştılar ve hala da savaşıyorlar. Türkiye için konuşmak gerekirse, üretilen petrol ülkenin sadece 7’de 1’ini karşılamaktadır. Petrol ve doğalgaz konusunda neredeyse yüzde 100’lük bir oranda dışa bağlılığımız henüz sürüyor. Bu sebeple ülkede akaryakıt, doğalgaz ve farklı alanda kullanılan enerji çeşitleri fiyat olarak birçok ülkenin üzerinde seyretmekte.
ROCKEFELLER BİLE VAZGEÇTİ
Bugün tüm dünya artık petrol veya fosil yakıtlardan ellerini neredeyse çekmek üzereler. Bunun en açık örneği olan Rockefeller ailesi bu alandaki ürünlere olan yatırımlarını sonlandırmış bulunmaktalar. Aile her ne kadar çevresel etkenlere ve iklim değişikliklerini sebep olarak gösterse de, asıl nedenin tükenen kaynaklar olduğunu nerdeyse herkes bilmekte. Nedense yıllarca tüm mal varlığını ve gücünü petrolden kazanan ailenin, petrol şirketlerindeki hisselerini elden çıkarması sadece çevresel etkilerle olmasa gerek. Bu konu Paris İklim Zirvesi’nde de gündeme geldi. Zirveden çıkan kararda dikkat çekilen açıklamada, “Gelecek on yıllarda, insanlık ve doğal ekosistemlerimizin hayatta kalması için bir umut varsa, şu ana kadar bulunan rezervleri de yerin altında bırakmalıyız” ifadelerine yer verildi.
DÜNYA TESLA’YI İZLİYOR
Bu kirli enerji insan hayatına da olumsuz yönde etki ederken, yeni temiz enerjiden en fazla otomotiv sektörü etkilenecek. Hatta etkilenmeye başladı bile. Şu an içinde olduğumuz 21’inci yüzyılda otomotiv üreticileri yeni rotalarını elektrikli otomobillere çevirmiş durumdalar. Bunun dünyadaki en büyük örneğini şuan Tesla gerçekleştirmekte. Artık azalan kaynakları daha fazla tüketmek yerine tamamen elektrikli motoruyla Tesla, cep telefonları ve bilgisayarlarda yer alan lithium-ion pillerle çalışmaktadır. Bu pillerin avantajı yüksek enerji yoğunlukları olsa da normal kullanım alanı ufak elektronikler olduğu için bir Model S’te bunlardan binlerce kullanmak gerekiyor. Yani otomobili akaryakıt istasyonlarına götürmenin de devri yavaş yavaş bitiyor. Bununla birlikte talep bu sefer yenilenebilir enerjiye kayıyor. Artık daha çok petrol tüketmek yerine elektrik enerjisi bir akım kadar hayatımıza hızla yerleşiyor. Tesla’nın Model S’i evlerde veya iş yerlerinde kullandığımız bütün prizlerden şarj olabiliyor. Araç tek şarj ile ortalama 700 kilometreye kadar yol kat edebiliyor. Bugün bir dizel veya benzinli bir araç, 50 litrelik yakıt deposuyla ortalama 600 litrelik bir menzile ulaşıyor. Maliyet hesabı yapıldığında bu kilometrenin maliyeti araç benzinli ise ortalama 250 lira, dizelde 215 liraya denk geliyor. Tesla ise yaklaşık 700 kilometrelik menzil için sadece 30 lira tüketim gerçekleştiriyor.
ŞARJ KAFELER YOLDA
Türkiye’de ise bunun en iyi örneklerini BMW i3 ve Renault Zoe vermekte. İ3 tamamen elektrikli motoruyla 190 kilometrelik menzile ulaşmakta, Zoe ise geçtiğimiz günlerde menzilini 400 kilometreye kadar çıkardı. İki araçta hızlı şarj noktalarında ortalama 30 dakikaya bataryalarını dolduruyor. Türkiye’de araç şarj etmek için özellikle AVM’lerde birçok noktada istasyon bulunmakta. Aracını şarj edenlerin, minimum 30 dakika araçta beklemek yerine AVM’nin içinde bir çay kahve molası vermesi yetiyor. Renault Mais Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Aybar bir sohbetimizde şöyle demişti: “Bir şarj istasyonu kurmak çok büyük bir yatırım falan değil. Bunu bir akıllı kutu gibi düşünelim. Petrol ithal eden bir ülkeyiz, enerji ithalatında en büyük pay petrolden gelmekte. Akaryakıt istasyonlarının bunu iyi değerlendirmesi gerek. Elektrikli bir araç kullanıcısı aracını şarj etmek için istasyona gittiğinde oyalanmak için bir çay veya kahve içene kadar şarj işlemini tamamlamış olacak. Bunun en basit örneği, bu şekilde yeni iş kolları da açılmış olacak. Hatta satılan elektrik o kadar ucuz olacak ki o istasyonlar müşteri beklerken sattıkları çaydan daha fazla para kazanacaklar.”
GÜNEŞ ENERJİSİ HIZLA GELİŞİYOR
Alternatif yakıt konusunda bir seçenek de güneş enerjileri. Her ne kadar tasarım olarak oldukça rüküş modeller ortaya çıksa da, önemli olan neredeyse sıfır maliyetle yol alabilmek. Bu araçlar, çalışma enerjisinin büyük bölümünü güneş enerjisi ile sağlıyor. Aracın dış yüzeyi, güneş enerjisini elektrik enerjisine çeviren güneş gözeleri ile kaplıdır. Genellikle elektrik enerjisini saklamak için bir de akümülatör kullanıyorlar. Gelişen teknoloji artık enerji de saklayabiliyor. Böylece bulutlu veya güneşsiz hava şartlarında, araçlar belli bir süre kullanılabiliyor. Yüksek kapasiteli güneş gözesi modülleri ile 10 metrekarelik bir yüzeyden 2,25 kW’lık güç sağlanıyor.
ALMANYA HAREKETE GEÇTİ
Otomobil sanayisinde markalarıyla dünyada liderliği sürdüren Almanya’da federal konseyin oylamasıyla birlikte tarihi bir devrim geçen hafta gerçekleşti. Ülkede 2030 yılı itibari ile benzinli ve dizel araçlara yasak geliyor. Bu ne demek oluyor? Artık üretilecek olan araçlar sıfır emisyon değerine sahip olacak. Yani, dizel, benzinli veya LPG’li araçların yerini üretim olarak elektrikli araçlar alacak. Yasanın yalnızca elektrikli araçlara izin vermesi ise başka bir tartışma konusu. Eğer öngörülen yaptırım, sıfır emisyonlu araçlara geçiş ise, elektrik haricinde başka teknolojileri de kullanan sıfır emisyonlu otomobiller var. Konsept veya prototip aşamasındaki bu otomobiller, hidrojen yakıt hücrelerinden su ile çalışan motor prototiplerine kadar çok çeşitliler.
400 MİLYARLIK KAPI KAPANIYOR MU?
Petrol döneminin bitmesiyle aslında devletler büyük bir vergi gelirinden de mahrum kalacaklar. Ülkemizde en çok vergi oranı akaryakıttan elde ediliyor. Böylece hayatımıza ve yollara çıkan elektrikli otomobillerle akaryakıt kullanımı da ortadan kalkacak. Bu yüzden devletler de akaryakıt vergisini muhtemelen başka alanlara yönlendirecekler. Türkiye 2006 yılında akaryakıttan yaklaşık 20.5 milyar lira, 2008’de 23.9 milyar lira, 2009’da 25.5 milyar lira, 2010’da 31.6 milyar lira, 2011’de 33.5 milyar lira, 2015’te 50.8 milyar lira, 2016 Ocak-Eylül döneminde ise 40.3 milyar lira vergi tahsil etti. Toplam olarak son 10 yılda devlet akaryakıttan 375.2 milyar lira vergi aldı.
SÜRÜCÜSÜZ OTOMOBİLLER YOLLARI İSTİLA EDECEK
Elektrikli otomobiller ile birlikte otonom sürüşte hayatımıza girecek. Otonom sürüşle ilgili konuşan ABD Başkanı Barack Obama, ”Teknoloji esas olarak burada. Trafikte ölümleri azaltabilen, taşıma ağının verimliliğini büyük ölçüde artırabilen, gezegenimizin ısınmasına sebep olan karbon emisyonu gibi problemlere çözüm getirebilen hızlı kararları verme kapasitesine sahip makinalarımız var” dedi. Otonom sürüş hem teknolojik olarak hem de yasal olarak hayatımıza girmeye çalışan bir teknoloji türüdür. Yapay zekanın makineler arası iletişimi olan ürün, şoför olmadan araba kullanmanın yeni boyutu oluyor. Bu teknoloji hem araçtaki sensörler hem de uzaydaki GPS uyduları ile otomobilleri kontrol altına alabiliyor.
OTOGAZA 3 KURUŞ ZAM GELDİ
Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası (PÜİS), otogaza (LPG) 3 kuruş zam yapıldığını açıkladı. Bu gece yarısından itibaren geçerli olacak zamlı otogaz litre fiyatları İstanbul’da 2,59 liradan 2,62 liraya, Ankara’da 2,57 liradan 2,60 liraya ve İzmir’de 2,59 liradan 2,62 liraya yükselecek. Türkiye’de oldukça yaygın olarak kullanılan akaryakıt türü olan LPG’nin pazar payı yüzde 12’dir. Türkiye’de otomotiv üretimi gerçekleştiren birçok üreticide artık araçları LPG’li olarak üretmektedir. Türkiye, LPG tüketimi açısından 2000 yılında zirveye ulaşmıştır. Bu tarihte, Rusya haricinde, Avrupa’nın en büyük pazarı Türkiye olmuştur. Otogaz kullanımı açısından Türkiye dünyada 2. sıradayken, Avrupa’da 1. sırada yer almaktadır. Türkiye aynı zamanda, otogaz kullanan araç sayısı bakımından ve istasyon sayısı bakımından da dünya lideridir.
GOODYEAR’DAN LEXUS’A ÖZEL LASTİK TASARIMI
Goodyear, Lexus UX konsept otomobiline özel lastik geliştirdi. Şirket, lastiğin tasarımında en son teknolojik gelişmelerin uygulamasının yanı sıra Lexus'un benimsediği ters-yüz anlayışına da bağlı kaldı. Bu anlayışa göre otomobilin iç unsurları dış unsurlarıyla, dış unsurları da iç unsurlarıyla bütünleştirildi. Bu prensiple jant telleri, lastiğin yanak tasarımıyla pürüzsüz bir şekilde bütünleşirken otomobilin kalan kısmıyla benzersiz bir tutarlılık yaratıyor. Lastiğe kusursuz bir şekilde entegre olan lastik yanakları sayesinde, lastik şehir içi crossover görüntüsüne sahip oldu. Sırt deseni ise lastiğe dinamik bir görüntü kazandırırken, lastiğin tasarımı Goodyear’ın ileri teknoloji ürünü lazer oyma tekniği kullanılarak oluşturuldu. Sesi azaltan SoundComfort Teknolojjisi ile lastiğin iç yüzeyinde açık hücreli poliüretan köpük kullanıldı. Bu sayede lastik yüzeyde yuvarlanırken lastik boşluğunda meydana gelen ses azaltılarak, araç içinin son derece sessiz olması sağlandı.
PSA PEUGEOT’DA 2 BİN KİŞİYİ İŞTEN ÇIKARIYOR
Fransız otomobil devi PSA Peugeot Citroen, gelecek yıl sonuna kadar ülkede 2 bin kişinin işine son verecek. Bu rakam şirketin iş gücünün yüzde 3’ü anlamına geliyor. 2014’te iflasın eşiğine gelen firma Fransa’dan aldığı kurtarma paketiyle ayakta durmayı başardı. Hükumetle anlaşılan plan kapsamında işçi maliyetlerinin azaltılması ve karlılığı arttırmak için iş modelinin yeniden düzenlenmesi de var. Dizel araçların satışının azalması ve Brexit’ten kaynaklanan belirsizliklerin de şirketin politikasında etkili olduğu belirtildi. Şirket krizin ciddi etkilerde bulunduğu 2013’ün başlarından bu yana 17 bin işçiyle yollarını ayırdı. Otomobil devi bu yılın ilk yarısında net karını ikiye katlanarak 2.1 milyar euroya yükseltti.
