Söz dizisindeki Medusa Planı nedir? Osmanlı'da Medusa Olayı nedir?

Söz dizisindeki Medusa Planı nedir? Osmanlı'da Medusa Olayı nedir?

Söz dizisinde sık sık dillendirilen Medusa planı nedir? Osmanlı'da Medusa Olayı nedir? Agah tarafından ortaya atılan Medusa Planı hakkındaki merak edilenleri haberimizde bulabilirsiniz. Çolak, Büyük Bey'i Medusa planını deşifre etmekle tehdit etmişti. Şimdi Söz dizisinin son bölümünde Medusa Planı yine gündemde. Söz'deki Medusa Planı nedir? Osmanlı'daki Medusa Olayı nedir ve Yunan Mitolojisindeki Medusa nedir? Bütün bunları haberimizde bulabilirsiniz.

Söz dizisinde sürekli gündeme gelen Medusa Planı ne? Medusa Planı ile yapılmak istenen nedir? sorusunun yanı sıra Osmanlı'da Medusa Olayı nedir ve Medusa efsanesi ne demek merak edenler için derledik. Haberimizde hem mitolojideki Medusa Efsanesine dair hemde Osmanlı 'da Medusa Olayına dair bilgileride bulabilirsiniz. işte Medusa planı ve olayı ile ilgili merak edilen her şey....

23 Nisan akşamı ekranlara gelen Söz dizisinden sonra sosyal medyada Medusa Planı ne sorusu sorulmaya başlandı. Çolak Söz dizisinin geçmiş bölümlerinde Büyük Beyin'i Medusa Planı'nı ifşaetmekle tehdit etmişti. Pazartesi akşamı yayınlanan dizinin son bölümünde Medusa Planı yine öne çıktı. 

18-04/24/soz-medusa-plani.jpg

SÖZ MEDUSA PLANI NE? 

Bilindiği üzere Büyük Beyin sözünü dinlemeyen Çolak para için Büyük Beyin destelediği başka bir marjinal gruba saldırıp onların paralarını almıştı. Bu olaydan sonra Büyük Bey ile Çolak’ın arası açılmış Büyük Bey’den yardım alamayan  Çolak ise çok gizli ve ehemmiyetli olan Medusa planını ifşa etmekle Büyük Beyi tehdit etmişti.

Büyük Bey ise Agah’a Çolak’ın gerekirse sırları ile öldürülmesi emrini vermişti. Büyük Bey Çolak gibi basit bir teröristin nasıl oldu da Medusa gibi çok özel bir plana eriştiğini anlamamıştı. Özel’de Medusa planı benim tahminim Türk devletini içeriden çökertme planıdır. Medusa planı ile Derman kod adlı terörist ve daha fazla ajan Türk İstihbaratını ve Türk ordusunun önemli yerlerine yerleştirilmiştir. Medusa planı belki de Büyük Ortadoğu Projesinin yani Suriye ve Kuzey Irakta bir Kürt Devleti kurma planı olabilir; ancak bu Medusa planın önemli ayaklarından biri de yıllarca devlet adına çalışmış ancak ajan olan Derman kod adlı terörist olabilir.

18-04/24/medusa-efsanesi.jpg

MİTOLOJİDE MEDUSA EFSANESİ NE?

Yunan mitolojisinde yeraltı dünyasının dişi canavarı olan üç Gorgona’ dan biridir. Bu üç kız kardeşten yalnızca yilan saçlı Medusa ölümlüdür ve kendisine bakanları taşa çevirme güçüne sahiptir. Bu sebeple Antik dönemde büyük yapıları ve özel yerleri kötülüklerden korumak için Medusa kabartmaları ve resimleri kullanılmıştır.

Medusa’ nın hayatı hakkında mitolojide birkaç değişik rivayet bulunmaktadır. Bu rivayetlerden elimize geçenlerin hepsini bu bölümde yayınlayacağız. Bütün Medusa rivayetlerinde ortak nokta Medusa’nın Perseus tarafından başının kesilerek öldürüldüğü ve Medusa’nın kanından Kanatlı at Pegasos ve Khrysaor doğmuştur.

Apollo Taınağında da Medusa figürleri kullanılmak istenmiştir, ne varki tapınağın inşaası bir türlü bitmediği için bir çok Medusa figürü yarım kalmış ve günümüze bu şekilde ulaşmıştır. Yinede en güzel işlenmiş  Medusa figürlerinden birisi Didim Apollon Tapınağı bahçesinde girişde sağ tarafta bulunmaktadır. Didimdek ki Medusa fotoğraflarını burada özellikle küçük boyutlu yayınlıyoruz, fırsat ayağınızın altında, gezin ve gözlerinizle bu güzelliği görün istiyoruz. Ayrıca tapınakta çeşitli sebeplerle yarı kalmış bir çok Medusa figürüde kabartmaların yapılmasında izlenilen yol ve teknikleri görmeniz açısından önemli olacaktır.

Tarihi zenginlikleri bakımından bir cennet olan ülkemizde etkileyici Medusa figürlerinden iki taneside İstanbul Yerebatan Sarnıçı’ da bulunmaktadır. Sarnıcın kuzeybatı köşesindeki iki sutunun altında kaide olarak kullanılan Roma Çağına ait iki Medusa başı bulunmaktadır.

18-04/24/medusa-efsanesi-nedir.jpg

IV. yüzyıla ait bu başların hangi yapıtlardan alındığı bilinmemekle birlikte Genç Roma Çağına ait antik bir yapıdan sökülerek buraya getirildiği ve sarnıcın inşaatında salt sutun kaidesi olarak ihtiyaç duyulduğu için kullanıldığı araştırmacılar tarafından kabul görmektedir.Medusa başı eski Bizans’ta kılıç kabzalarına ve sutun kaidelerine ters ve yan olarak işlenmiş ve böylelikle kötülüklerden korunulacağına inanılmıştır.

Yerebatan Sarnıcındaki iki Medusa başından biri ters diğeride yan olarak sutun kaidelerine yerleştirilmiştir. Burada birkez daha dikkatinizi çekmek isteriz ki antik tarihi yapıları en hor kullanan ve ençok tahribatı veren topluluk Bizanslılar olmuştur.Bunun örneklerini Yerebatan sarnıçına getirilen Medusa başlarında, Milet te , İasos da ve hemen hemen tüm antiklerde görmekteyiz.

Medusa, yaşamına çok güzel bir genç kız olarak başlamıştır. O kadar güzeldir ki tanrıçaların kıskançlığını üzerinde toplamış, tanrıları da peşinde koşturmuştur. Tanrıça Athena ( Zeus’un en çok sevdiği kızı) onu çok kıskanmaktadır özellikle. Denizlerin tanrısı Poseidon ise Medusa’ya hayrandır. Başı öylesine dönmüştür ki bir gün Athena’nın tapınağında Medusa’ya zorla sahip olur.

Bu durumu kendisi için aşağılayıcı bulan Athena, Medusa’yı gorgon yaparak cezalandırır. Çok çirkinleşmiş, saçları yılana dönüşmüştür, yüzüne bakanlar taş kesilmektedir. Medusa insan olduğu için ölümlüdür. Gorgon yapma cezasını az bulur Athena ve Perseus’la iş birliği yaparak Medusa’nın başını kestirir. Başı kesildiği anda Medusa’nın Poseidon’dan olma çocukları Pegasus ve Chrysar gövdesinden dışarı fırlarlar. Medusa’dan sıçrayan kan damlaları Libya çöllerine düşer ve birer yılana dönüşürler.

Perseus, Medusa’nın kesik kafasını alır gider. Athena ise Medusa’nın derisini yüzüp Aegis’in markası yapar. İki damla kanını kral Erichthonius’a hediye eder. Bu iki damla kandan biri öldürücü zehirdir,diğeri ise panzehirdir, tüm hastalıklara deva olmaktadır.

18-04/24/medusa-olayi.jpg

OSMANLI'DA  MEDUSA OLAYI NEDİR? 

Bu topraklar ne kadar önemli. Bir kere daha anladık. Çoğumuzun Amerikan filmlerinden öğrendiği efsanevi yaratık yılan saçlı Medusa’nın mezarı Türkiye’deymiş.

Medusa; Yunan mitolojisinde yılan saçları olan gözlerine bakıldığında insanı taşa çeviren yarı insan yarı yılan dişi bir canavardır.

Araştırmacı Oktan Keleş’in çalışmasından edindiğimiz bilgileri, tartışmaya açık ama yine de süper merak uyandırıcı bu konuyu da sizle paylaşmak istiyorum. Uzun süre ara verdiğim yazma işine de geri dönmüş olayım.

Yıl 1456. Fatih Sultan Mehmet dönemindeyiz. Yüce Hakanımızın karşısına İtalya’dan bir heyet gelir. Bu heyet hatırlı, önemli kişileri araya sokarak ısrarla Padişahımızla görüşmek isterler. Padişah, onca ısrara rağmen gelen heyetle görüşmez, Sadrazamını görüştürür.

Heyet, mecburen Sadrazamla görüşür. Israrla görüşülmek istenen konu Sultan Ahmet’teki Yerebatan Sarnıcı ve onun içinde bulunan hazinedir. Hazineden bahseden heyet, hazinenin yerini söylemez, yerini sadece Padişaha söylemek isterler. Bunun için tekrar ısrarla Padişah ile görüşmek isterler.

Sadrazam da olanı biteni Padişahına aktarır. Meraklanan Fatih Sultan Mehmet, heyetten biriyle görüşmeye karar verir. Heyetten seçilen biri belirlenen tarihte Padişah ile görüşür. Kişi Yerebatan Sarnıcı'ndaki hazineden bahseder. Bu hazine, öyle altın, gümüş gibi değerli madenlerden oluşan maddi yönden değerli bir hazine değildir.

Bu hazine, bir lahit ve içindeki önemli mumyalanmış cesettir. Cesedin Medusa diye bilinen efsanevi bir yaratığa ait olduğu anlatılır. İtalyan, kendileri için çok önemli olan bu lahiti ve cesedi kendilerine verilmesini ister. Bunun karşılığında Fatih’e birçok şey önermişlerdir.

Gelen heyetin Hristiyanlar ile bir alakası olmadığı, paganist bir tarikata mensup oldukları bilgisi verilmiş. Bundan sonra ki ile ilgili ne olduğuna dair bilgi yok. Ama anladığımız kadarı ile Fatih, İtalyan heyetin isteğini kabul etmemiştir. Çünkü bu gizemli durum mevcudiyeti Padişah II.Abdülhamit dönemine kadar gelmiştir.

II. Abdülhamit, olayın üzerine gitmiş, olayı kendi oluşturduğu bir heyete araştırtmış ve konuyu aydınlatmaya çalışmıştır. Sultan’ın böyle gizemli olaylara ilgisi çok iyi bilinir. Kendisi Sherlock Holmes’un çevirisini yaptırıp okumuş, bu konulara meraklı bir kimsedir.

Sultan’ın kurdurduğu araştırma heyeti, bu konu üzerine düşen İtalyan tarikat ile temasa geçmiş, konuyu iyice araştırtmıştır. Tarikatın isteklerini geri çevirmiş, kendisi bu lahitin bulunmasını ve çıkarılmasını istemiştir.

Yapılan araştırmalar sonucu Yerebatan Sarnıcı'nın kapanan delhizlerinde tonlarca ağırlığındaki lahit bulunmuş, kapağı açılmış, Padişahın da içinde bulunduğu bir grup görenleri dehşete düşüren mumyalanmış bir yaratığı görmüşlerdir. İnsan başına benzeyen yılan saçları olan dev bir yılana benzeyen kıvrılmış bir mumya. Sultan, bu durumun öğrenilmemesi için gerekli tedbirleri aldırmıştır. Ayrıca bu durum ile ilgili olarak ehil olan ulema ile gizli istişare ederek durumla ilgili olarak ne yapacaklarına karar vermişlerdir. Verilen karara göre fitneye sebep olmaması için durum gizlenecektir.

Sultan yine de durumdan rahatsız olmuş. Lahite ayrı önem veren karanlık güçler, ileride bir sıkıntı yapabilir diye farklı bir karar almıştır. Lahit, gün ışığına çıkarılacak halka gösterilecek ancak mumya saklanacaktır.

Sultan II. Abdülhamit, cesedin ne olduğunu çok merak etmiş bunun için Almanya’dan ünlü bir biyolog getirtmiş ve cesedi inceletmiştir. Cesedi inceleyen bilim adamı raporunu Padişaha sunmuştur.

Ayrıca tonlarca ağırlığındaki lahit onlarca hamalın uğraşı ile çıkarılmış, Fatih Cami'nin avlusunda halka sergilenmiştir. Lahitin resmi devrin gazetesinde yayınlanmıştır. Bu resmi ekte gösterdik “tiz bakula”.

Bir sürü soru sorulabilir. Lahiti isteyen örgütün adı ne? Cesedi inceleyen bilim adamı kim? Mumya ve lahite ne oldu? Gibi…

Lahiti isteyen örgüt Gülhaç örgütüdür. İtalya’da ayrılıkçı bir mason örgüttür. Bu örgüt lahitin ele geçirilmesi için ünlü Türk masonlarından Bahaddin Şakir’i görevlendirmiştir. Sıkı bir Abdülhamid düşmanı olan Şakir, Sultan’ın sıkı önlemleri yüzünden amacına bir türlü ulaşamamıştır. Sonunda lahit, Molla Fenari caminin avlusuna getirilirken gece vakti Şakir’in adamları tarafından bölgenin Zaptiye Müdürüne de rüşvet vererek, çalınmıştır. Çalınan lahit önce Büyükada’da Erzurumlu Aram Efendi isimli bir masonun köşküne sonra da İstanbul’a ticaret amacıyla gelen bir İtalyan gemisiyle İtalya’ya gönderilmiştir. Lahit ile ilgili bilgiler ve lahite ait son bir fotoğraf Şakir’in özel eşyaları arasında çıkmıştır.

Lahit bugün İtalya’da bu örgütün elindedir. Cesedi inceleyen Alman Biyolog ise Robert Coch’muş. Coch, incelemek için cesetten parçalar almış ve notlar tutmuştur. Muhtemelen bu notlar ve parçalar da örgütün eline geçmiştir. Mumyanın geri kalan kısmının ise Sultan II.Abdülhamit tarafından yakılarak yok edildiği düşünülüyor.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN