Suriye sınırında tatsız hamleler

Suriye sınırında tatsız hamleler

Şarkul Awsat, ABD’nin Kuzey Suriye’de PYD ile diplomatik, siyasi ve askeri alanları kapsayan 10 maddelik anlaşma yaptığını yazdı. Rejim Rus savaş uçaklarının desteği ile İdlib’deki çatışmasızlık bölgelerine saldırı başlattı. Ankara, İran ve Rusya’ya nota verdi. Moskova, Hmeymim Üssü’ne yapılan saldırının Türkiye’nin gözetlediği bölgelerden yapıldığını iddia ederek Ankara’yı suçladı.

7 yıldır süren Suriye iç savaşında krizin düğümünün çözüleceği yer olarak görülen İdlib’de Astana zirvesi sonrasında Türkiye, Rusya ve İran ile varılan ‘Çatışmasızlık Bölgeleri’ rejimin son günlerdeki saldırıları ile tehlikeye girdi. İdlib’de yaşanan gelişmeler nedeni ile bölgede sağlanan göreceli barış yerine yavaş yavaş tekrar savaş ve krize bırakırken Rusya ve Türkiye arasında da yeni gerilimler oluşmaya başlandı. Suriye’nin bir diğer noktasında YPG’nin kontrol ettiği alanlarındaki ABD işbirliği içinse Londra merkezli Şarkül Evsat gazetesinden ilginç bir iddia geldi. Gazete ABD ile SDG’nin Kuzey Suriye’nin geleceği üzerine bir anlaşma yaptığını öne sürdü. Haberde, Şam yönetimi ile Kuzey Suriye’deki oluşum arasında Fırat Nehri’nin sınır kabul edilmesine Rusya’nın da yeşil ışık yaktığı belirtildi. Suudi Arabistan yönetimine yakınlığıyla bilinen gazetenin haberine göre, 10 maddelik anlaşmayla SDG’nin bölgesel otorite olarak kabul edilmesinin yolu açılıyor. Anlaşmanın maddeleri şu şekilde:

SDG’ye askeri ve diplomatik desteğin artırılması.

SDG’nin hakim olduğu bölgenin savunulması ve düzenli ordusunun kurulması için SDG unsurlarına eğitim verilmesi. İç güvenliği sağlamak amacıyla polis güçlerinin eğitilmesi.

IŞİD’den alınan bölgelerde yerel yönetimlerin güçlendirilmesi.

Savaşın ardından bölgenin yeniden inşası ve insani yardımların yapılması için koalisyon ülkelerinin telvik edilmesi. Yardım ve kalkınma için bütçe oluşturulması.

SDG kontolündeki bölgelerde bulunan petrol, doğalgaz, su gibi kaynaklardan yararlanılmasının sağlanması.

Hükümet kurumları ve yargı sisteminin kurulmasına yardım edilmesi, bu kurumlarda çalışacak kişilere eğitim verilmesi.

Bölgede hava savunma sistemlerinin kurulup güçlendirilmesi. Beş alanda ABD’ye ait üslerin konumlandırılması ve bu üslere bin civarında askerin yerleştirilmesi.

ABD’li diplomatların bölgeye gönderilmesi, buralarda diplomatik ofislerin kurulması. Siyasi çözüm için Cenevre’de yürütülen görüşmelere SDG’nin de katılması için diplomatik çabaların yoğunlaştırılması.

Bölgede yapılacak seçim sürecine destek verilmesi.

Şam yönetimi ile SDG arasında yapılacak müzakerelere yardımcı olunması.

Kuzey Suriye’de bu gelişmeler yaşanırken Türkiye’nin Rusya ve İran ile birlikte Suriye’de barışıı sağlamak için düzenlediği Astana Zirveleri’nde alınan

Suudi Arabistan yanlısı Şarkul Avsat son dönemlerde Türkiye karşıtı yayınları ile ön plana çıkıyor. Gazetenin son yaptığı SDG ile anlaşma iddiasına ise gerek ABD yönetimi gerek Rusya gerekse de Türk Dışişleri’nden herhangi bir yalanlama gelmemesi dikkat çekiyor.

Bölgede suları ısıtan bir diğer gelişme de Rusya’nın Suriye’de ikinci üssü olan Hmeymim Hava Üssü’nde yaşandı. Üsse yönelik geçtiğimiz hafta yapılan gizemli bir saldırıda iki Rus askeri hayatını kaybederken Rus basını 9 savaş uçağının da zarar gördüğünü iddia etti. Bu iddiayı yalanlayan Kremlin bir hatfa aradan sonra Türkiye’ye şok suçlamalarda bulundu. Üsse yapılan saldırıların uydu bağlantılı uzun menzilli İnsansız Hava Araçları  (İHA) ile yapıldığını açıklayan Moskova üstü kapalı olarak Türkiye’yi suçladı. Rusya Savunma Bakanlığı’nın çıkardığı Krasnoya Zviezda (Kızıl Yıldız) gazetesinde, 13 dronla yapılan ve maddi hasara neden olan saldırıya ilişkin bir yazı yayımlandı. Yazıda, saldırıda kullanılan dronların, İdlib’deki Muazzara bölgesinden kalktığına işaret edilerek, bu bölgenin ‘ılımlı denilen muhaliflerin kontrolünde’ ve ‘çatışmasızlık bölgelerinin’ içinde olduğu ifade edildi. Haberde şöyle denildi: “Rus askeri uzmanları, Rus üssüne saldıran 13 İHA’dan üçünün kontrolünü ele geçirerek yere indirdi. İnsansız araçlar üzerinde yapılan inceleme bunların İdlib bölgesi Muazzara kasabasından havalandıklarını belirledi. Adı geçen yerin emniyetinin, güvenlikli bölgeler anlaşması uyarınca Türkiye tarafından sağlanması gerekiyordu” ifadesi kullanıldı. Makalede, Rusya Savunma Bakanlığı’nın Türkiye Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a bölgede güvenliği sağlamaları yönündeki çağrının iletildiği belirtildi.

18-01/10/11krs01a_tumx.jpg

Astana’da Rusya ve İran ile varılan uzlaşma uyarınca muhaliflerin kontrolündeki İdlib bölgesinde çatışmasızlığı izlemek için Türkiye’nin 12 ayrı gözlem noktası kurması kararlaştırılmıştı.

Türkiye’nin halihazırda üç gözlem noktası oluşturduğu ve yaklaşık 500 askerinin gözlemci olarak bulunduğu belirtiliyor. Esad rejimi son günlerde İdlib’de bir operasyon başlatmış, buna İranlı milislerin karadan Rusya’nın da havadan destek verdiği belirtilmişti. Türkiye de önceki gün garantör ülkeler Rusya ve İran’ın temsilcilerini Dışişleri Bakanlığı’na çağırarak çatışmasızlık bölgeleri uzlaşmasının ihlal edildiği gerekçesiyle nota vermişti.

İNGİLTERE’DEN PYD İTİRAFI

İngiltere’nin Ortadoğu’dan Sorumlu Devlet Bakanı Alistair Burt terör örgütü PKK ve PYD arasındaki ilişkinin farkında olduklarını söyledi. İngiltere’nin Ortadoğu’dan Sorumlu Devlet Bakanı Alistair Burt, İngiltere Parlamentosu Dişişleri Komisyonu’ndaki oturumda milletvekillerinin sorularını yanıtladı. İngiltere’nin PKK ile doğrudan bağlantısı olmadığını savunan Burt, olası bağlantılar konusunda kaygılı olduklarını söyledi.  İngiliz Bakan Burt, “PYD’yi her zaman PKK ile her türlü bağlantıyı kesmeye çağırıyoruz” dedi. PKK ve PYD arasındaki ilişkilerin ortada olduğunu belirten İngiliz Bakan Burt, “İlişkileri olduğu çok açık ancak sahadaki durum çok karışık” ifadesini kullandı. Türkiye’nin kaygılarının farkında olduklarının altını çizen Burt, İngiltere’nin PKK ve PYD’ye silah vermediğini belirtti.

SOÇİ ÖNCESİ LİDERLER ZİRVESİ YOK

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov, Rus, Türk ve İranlı liderler arasında Soçi’de düzenlenmesi planlanan Suriye Ulusal Diyalog Kongresi öncesinde bir zirve planlanmadığını söyledi. Peskov, “Ancak ihtiyaç duyulması halinde gerekli düzenlemeler hızlıca yapılabilir” dedi. Peskov, 29-30 Ocak’ta Rusya’nın Soçi kentinde düzenlenmesi planlanan Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne katılacakların belirlenmesi için istişarelerin uzman seviyesinde yoğun bir şekilde devam ettiğini söyledi. Sürecin üç garantör ülkesi Türkiye, İran ve Rusya’nın, duruşlarını birbirlerine daha uyumlu hale getirmeleri gerektiğini savunan Peskov, “Halihazırda Rus, Türk ve İranlı liderler arasında Suriye Ulusal Diyalog Kongresi öncesinde bir zirve planlanmıyor. Ancak bildiğiniz gibi böyle bir zirveye ihtiyaç duyulması halinde gerekli düzenlemeler hızlıca yapılabilir” diye konuştu. 

FRANSA’DAN BİR SKANDAL AÇIKLAMA DAHA

Fransa Hükümet Sözcüsü Benjamin Giveaux’un daha önce yaptığı Kuzey Suriye’de yakalanan Fransız IŞİD üyelerinin PYD denetimindeki bölgelerde yargılanabiliceği ve bunu kabul edebilecekleri açıklamasını Fransa Adalet Bakanı Nicole Belloubet de tekrarladı.  Belloubet ‘’Tanımadığımız hiçbir devlet yok. Fakat yerel yönetimler ve yargılamaları var’’ dedi ve ekledi ‘’Rojava yetkilileri yasal savunma hakkını garanti altına alırsa, Fransa’nın Rojava’daki Fransız vatandaşlarının yargılamasına itirazı yoktur. Fakat eğer Rojava yasal savunma hakkını garanti etmezse, Fransız yetkililer elçilikleri, Kızılhaç veya diğer insani yardım kuruluşlarıyla müdahale edecek’’ ifadelerini kullandı.

Garantör olduysanız rejimi durdurun

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Suriye ordusunun Rus hava güçleri eşliğinde İdlib’de yaptığı son operasyonların bölgede sağlanan barış dengesini bozacağını söyledi. Çavuşoğlu Rusya ve İran’a ‘Esad’ı durdurun’ çağrısı yaptı. 

Suriye ordusunun Rus hava kuvvetleri ile İdlib’de son günlerde yaptığı saldırılar gerilimi artırırken Ankara’dan ardı ardına uyarılar gelmeye devam ediyor. Önceki gün Rus Büyükelçisi Dışişleri’ne çağrılırken dün de İran Büyükelçisi Bakanlık’taydı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da İran ve Rusya’ya Esad’ı durdurma çağrısı yaptı. Suriyedeki son gelişmeleri değerlendiren Çavuşoğlu şunları söyledi: “Terör gruplarının temizlenmesiyle ilgili önerimizi herkesle paylaştık. Ama ‘bir şehirin tamamını bombalayalım, yok edelim’ diye bir şey olmaz, rejim bunu yapıyor. Rejimin garantörü Rusya ve İran. Biz de Moskova’da başlayan süreçte ılımlı muhalefetin garantörü olduk. İran ve Rusya sorumluluğu yerine getirip rejimi durdurmalı. Rusya ile İran ağırlığını koyduktan sonra rejim bunları yapamaz. İdlib’e yapılan sadece bir hava saldırısı değil. Rejim içeriye doğru ilerliyor. İşte bu yüzden iki ülkenin, büyükelçilerini çağırıp uyarıda bulunduk. Eğer buradaki amaç bu saldırılarla bazı gönülsüz muhalif grupların Soçi’ye gitmesini sağlamaksa, o da ters teper. Soçi’nin de Cenevre’nin de bir anlamı olmaz. Soçi’de sivil kanadın katılımıyla yapılacak görüşmelerden sonuç alınması için çatışmaların durması gerekir. İhlallere bakıyorsunuz yüzde 95’i rejim veya rejimi destekleyen gruplar tarafından. Amaç ne? Bu süreçten faydalanarak rejimin ılımlı muhalefeti, sivilleri yok etmesi mi?” Çavuşoğlu, “İran ve Rusya sorumluluklarını yerine getirmeli. Garantör olduysanız ki, oldular, rejimi durdursunlar. Bu, basit bir hava saldırısı da değil. Rejim ilerliyor İdlib içinde. Burada niyet farklı” ifadesini kullandı.

21 OCAK’TA IRAK’A GİDİYOR

Afrin için her an harekete geçebilecekleri uyarısını yapan Bakan Çavuşoğlu ABD’nin YPG’ye verdiği desteğin sürmesi halinde iki ülke ilişkilerinin daha da bozulacağı konusunda uyardı. Çavuşoğlu Bağdat ile Erbil arasındaki sorunların çözümü için arabuluculuk yapmak üzere 21 Ocak’ta Irak’a gideceğini de açıkladı. 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN