1999 yılında profesörlük unvanını alan Davutoğılu, 1995-2002 yılları arasında İstanbul’da farklı üniversitelerde ders verdi ve yönetici kadrolarında görev aldı. 27 Ağustos 2014 tarihinde Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesi ile birlikte Adalet ve Kalkınma Partisi genel başkanı ve 28 Ağustos 2014 tarihinde Recep Tayyip Erdoğan'ın resmi olarak cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte 26. Türkiye Başbakanı oldu.
AK Parti Konya Milletvekili Davutoğlu, 62. ve 63. Hükümetlerin ardından 64. Hükümet'i kurarak üçüncü kez Bakanlar Kurulunda Başbakanlık görevini üstlendi.
1983: Boğaziçi Üniversitesi’nden siyaset bilimi ve ekonomi bölümlerinden '‘çift anadal programı’' ile mezun olan Davutoğlu, 1990’da Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi’nde yardımcı doçent olarak çalıştı.
1990: Boğaziçi Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü'nde yüksek lisans, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde doktora yapan Ahmet Davutoğlu, 1990 yılında, Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi’nde yardımcı doçent ünvanı ile çalışmaya başladı.
1999: Üniversitenin Siyaset Bilimi bölümünü kurdu ve 1993 yılına kadar bu bölümün başkanlığını yürüttü. Aynı yıl doçentlik unvanını, 1999 yılında profesörlük unvanını alan Davutoğılu, 1995-2002 yılları arasında İstanbul’da farklı üniversitelerde ders verdi ve yönetici kadrolarında görev aldı.
EN ETKİLİ 100 ENTELEKTÜEL ARASIDA
2010: Dış politika konusunda Türkçe ve İngilizce kaleme aldığı çok sayıda eseri bulunan Davutoğlu, Foreign Policy Dergisi’nin 2010, 2011 ve 2012 yıllarında “İlk 100 Küresel Düşünür” listesinde yer aldı. 2012’de Time Dergisi’nin seçtiği “En etkili 100 kişi” arasında ismi yer aldı.
DIŞ POLİTİKAYA YÖN VERDİ
2002: 2002 yılının kasım ayında Dışişleri Başdanışmanlığı görevine atanan Davutoğlu, 2009 yılının mayıs ayına kadar Başbakan Başdanışmanlığı görevini sürdürdü. Görev süresi boyunca dış politikanın oluşturulması ve uygulanmasında etkin bir rol oynadı. Davutoğlu, Ortadoğu ve Balkanlardaki sorunların çözülmesi amacıyla yürütülen barışı inşa ve arabuluculuk çabalarında Dışişleri Bakanı ve Dış Politika Danışmanı olarak aktif bir rol oynadı.
ARKA ODADAKİ İSİM
2009: Dönemin Başbakanı Erdoğan ile eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e politika başdanışmanlığı yapan Davutoğlu, “gölge dışişleri bakanı”, “perde arkasındaki güç” ve “arka odadaki isim” gibi nitelendirildi. AB ile temaslar, Kıbrıs müzakereleri ve Irak savaşında diplomatik görüşmeler yapan Davutoğlu, Mayıs 2009’da milletvekili olmamasına rağmen Erdoğan tarafından Dışişleri Bakanı olarak atandı, 2011 seçimlerinde Konya’dan milletvekili seçildikten sonra Dışişleri Bakanlığı görevini sürdürdü.
DAVUTOĞLU, BAŞBAKAN
2014: Erdoğan'ın 2014'te Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından AK Parti Genel Başkanı seçilen Davutoğlu, Başbakanlık görevini üstlendi. 2014'te 62. Hükümetin Başbakanlığını üstlenen Davutoğlu döneminde Türkiye, 2015’te yüzde 4'lük büyümeyle G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen 4. ülke oldu. Davutoğlu, seçim öncesi halka bulunduğu vaadlerin yüzde 85'ini ilk üç ay içerisinde yerine getirdi.
AB İLE VİZE ATAĞI
2016: Davutoğlu, 18 Mart 2016'da Brüksel'de katıldığı AB-Türkiye zirvesinde vizesiz seyahat tarihini ekim ayından haziran ayına çekilmesini sağladı. Dün AB Komisyonu'nun açıkladığı raporda Türk vatandaşlarına vizesiz seyahat yapması için tavsiye kararı çıktı.
DIŞ POLİTİKADA ÇIĞIR AÇTI
Başbakan Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığı döneminde "Komşularla sıfır sorun" söylemiyle yürüttüğü diplomasiyle komşu ülkelerle ilişkilerde mesafe aldı. Davutoğlu, Irak'taki taraflarla görüşme başlatan ilk Dışişleri Bakanı oldu. Ermenistan ile ilişkilerde mesafe kat edilen dönemde, Suriye ile sınırların açılması, Filistin sorununun çözümü için yürütülen diplomasi, Yunanistan ile ilişkiler, Kıbrıs müzakerelerinde mesafe alınması sağlandı. Davutoğlu döneminde, Rusya, Azerbaycan ve İran başta olmak üzere bazı ülkelerle yapılan anlaşmalar sonucu Türkiye enerji koridoru haline getirildi. Dış politikasını "güvenlik bölünmezliği, diyalog, ekonomik dayanışma ve kültürel uyum ve karşılıklı Saygı" üzerine oluşturan Davutoğlu, ortaya çıkan krizleri çözmek için işbirliği ilişkileri ve barışçıl diyalogla sağlanabileceğini yönünde hareket etti.
