Fatih’in İstanbul’u fethetmesiyle birlikte camiiye çevrilen ve fethin simgesi hâline gelen Ayasofya Camii, 86 yıllık hasretin ardından müzeden yeniden camiye çevrildi. 1934 yılında alınan Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye çevrilen Ayasofya2nın neden ibadete kapandığı ise tarihçiler tarafından açıklanmış…
AYASOFYA NEDEN İBADETE KAPANDI?
Türkiye’nin dünyamızı etkisi altına alan yeni tip kororonavirüs (Kovid-19) salgınına karşı mücadelesini devam ettirdiği şu günlerde Ayasosya'nın ibadete açılması konusu, tüm dünyada büyük sükse yarattı.
Fatih Sultan Mehmed Han’ın İstanbul’u fethetmesiyle birlikte camii yaptığı ve fethin simgesi hâline gelen Ayasofya Camii, 1934’te Bakanlar Kurulu tarafından alınan karar ile müze olarak hizmet vermiş, yıllar süren hasretin ardından Danıştay 10. Daire tarafından alınan kararın ardından 24 Temmuz 2020 Cuma namazı itibarıyla yeniden camiiye çevrilmişti.
Hürriyet gazetesinden Sedat Ergin’in haberinde; Koç Üniversitesi'nden Prof. Zafer Toprak, 1930’lu senelerde Cumhuriyet projesinin önemli bir boyutu Türkiye’nin yeni insanını inşa ederken onun geçmişle bağını güçlendirecek açılımlardan geçtiğini vurguladı.

Atatürk’ün de Türkiye’nin tarihini, geçmişini bu topraklardaki bütün uygarlıkları da kapsayan bir derinlik içinde gördüğünü söyleyen Toprak, bu bakışın, Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşundan evvel de Anadolu’da varlığını sürdüren tüm uygarlıkları, bu kapsamda Doğu Roma İmparatorluğu’nu içine alan bir bütünlük içerdiğini belirterek, o dönemlerde arkeolojinin ve müzelerin önem kazanması çabalarının hep bu bakış açısı içerisinde değerlendirildiğini söyledi. Müzelerin bu bakışın önemli bir aracı olduğunu savunan toprak, Ayasofya’nın müze yapılması kararının da bu çerçevede görülmesi gerektiğini aktardı.
ATATÜRK BU ADIMI BATIYI DÜŞÜNEREK YAPMADI
Alınan kararı Atatürk’ün hümanist bakışı ve uygarlık anlayışının bir sonucu olarak gören Toprak, Atatürk’ün bu adımı atarken, batıyı düşünerek atmadığını ve tamamıyla kendi hümanist görüşü kapsamında hareket ettiğinden dolayı bu kararı aldığını öne sürerek, kendi birikiminin, değerlerinin, felsefi bakışının bir yansıması olduğunu iddia etti. Toprak, bu şekilde Ayasofya’yı insanlığın ortak mirasının bir parçası hâline de getirdiğini kaydetti.

Sonucunda Danıştay 10. Dairesi, 1934 yılında Bakanlar Kurulu tarafından alınan Ayasofya’nın müze yapılması kararını iptal etti. Atatürk’ün imzasının sahte olduğu iddiasıyla açılan dava, yıllar boyunca sürdü. Danıştay, verdiği kararla Ayasofya’nın müze olarak kullanılması kararını iptal ederek, yeniden ibadet haneye çevrilmesinin uygun olacağını vurguladı. Bu şekilde Ayasofya da 24 Temmuz 2020 tarihinde kılınan cuma namazıyla tekrardan ibadete açıldı.
