Besmeleyle Allah’ı referans veririz

Besmeleyle Allah’ı referans veririz

İnsanlar, cinler ve melekler gibi şuurlu varlıklar sözlü olarak ‘Bismillah’ demekle her şeyin dizgini elinde, her şeyin anahtarı yanında, her şeyin mülkü tapusunda olan Allah’ın vahdaniyetine işaret edip onu referans verirler. Yani bütün sözlerimizin, bütün fillerimizin, bütün davranışlarımızın yaratıcısının Allah olduğunu’ bildirirler.

PROF. DR. NİYAZİ BEKİ- KARAR

İster sözlü ister hal diliyle fiilen yapılan veya sözlü olarak istenilen bütün işlerde zımnen de olsa besmele çekiliyor. Her şey Allah’ı tesbih ediyor ve “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…” diyor. “Göklerde ve yerdekilerin hepsi Allah’a yalvarıp yakarıyor, ihtiyacını ona arz ediyor” (Rahman, 55/28). Gerek lisan-ı hal gerek lisan-ı kal ile arz edilen ihtiyaçların referans kaynağı Allah’tır. Bütün ihtiyaçları yerine getiren, bütün mülkün sahibi olan, ilmiyle her şeyi kuşatan, hikmetiyle her şeyi belli bir gaye istikametine yönlendiren kudretiyle her şeyin üstesinden gelen, arzu ve isteklerin yegâne muhatabı olan Allah hakiki manada yegâne referans kaynağıdır.

İnsanlar, cinler ve melekler gibi şuurlu varlıklar, sözlü olarak ‘Bismillah’ demekle her şeyin dizgini elinde, her şeyin anahtarı yanında, her şeyin mülkü tapusunda olan Allah’ın vahdaniyetine işaret edip onu referans veriyorlar. Yani ‘bütün sözlerimizin, bütün fillerimizin, bütün davranışlarımızın yaratıcısının Allah olduğunu’ bildiriyorlar. Zira Kur’an’da geçtiği üzere, “Güldüren Allah’tır, ağlatan Allah’tır, doyuran Allah’tır, şifa veren Allah’tır”. İşte şuur ve irade sahiplerinin ‘Bismillah’ demeleri Allah’ı referans vermeleri anlamına gelir.

Şuursuz ve iradesiz varlıkların ise bütün hareketleri, bütün davranışları, bütün üretimleri, bütün halleri fiilen Allah’ı referans vermekte ve onun tevhidini ilan etmektedir.

Mesela: Bir hurma çekirdeğinin koca bir hurma ağacını omuzunda taşıması, bir kemik külçesi gibi olan bünyesinden o yemyeşil yapraklı ağacı çıkarması ve pek tatlı yumuşak hurma etini üretmesi, Allah’tan başka ilah olmadığına, bütün bu yaptığın işlerin arka planında onun yegâne referans olduğuna bir ilandır.

Keza arı gibi bir böceğin değişik çiçeklerden bal gibi bir şerbeti imal etmesi, onu hep altıgen kutucuklarda sağlaması, -isminin cisminin şuurunun pek fevkinde olmasıyla- Allah’ı referans vermektedir. Bu işler benim şahsi hünerim olamaz, bu tatlıları imal etmek benim maharetim olamaz. Yeşil alanı en az olan altıgen yuvalardan oluşan kutucuklarla petek yapmak benim şuurumun ürünü olamaz. İşte yüzlerce bitki türünün çok hikmetli, pek şuurlu, çok bilgili, pek maharetli işer yapmaları, lisan-ı halleriyle ‘bu işlerin yegâne yaratıcısı Allah olduğunun’ bir ilanıdır.

Evet, çekirdek ağaç olmazdan evvel, yumurta kuş olmazdan evvel, habbe başak vermezden evvel binlerce imkân ve ihtimaller içerisinde ve binlerce suret ve şekillere girmek kabiliyetinde iken; o eğri-büğrü ihtimaller, yollar içinden çekilip doğru ve müstakim müntec/güzel neticeleri olan bir şekle, bir vaziyete sevk edilmelerinden anlaşılır ki, o tohumlar, evvelce de –bütün gizliklerin ilminde açık olduğu- Allâm-ül Guyub’un terbiye, tedvir, tedbiri altında imişler. Sanki o tohumların her birisi, kudret kitablarından istinsah edilmiş küçük bir tezkeredir. Yahut bir fihristedir, ilm-i ezelîden alınmıştır. Yahut Kader kitablarından yazılmış bazı düsturlardır” (Mesnevi-i Nuriye, 237).

Demek her şey lisan-ı haliyle “Hiçbir şey yoktur ki Allah’ı teşbih etmiş olmasın”(İsra:44) mealindeki ayeti tilavet etmektedir.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN