Bosna Savaşı’nda askerlerin işlediği tecavüz suçları sonucu doğan çocuklardan biri olan Alen Muhic, “Ben Alen” (Ja Sam Alen) isimli kitabını Belgrad’da Sırp okurlara tanıttı. Muhic, 1993’te Bosna’nın Gorajde kentinde savaş tecavüzü sonucu dünyaya gelişinden bugüne uzanan hayat hikayesini anlatıyor.
Annesi Boşnak bir kadın olan Muhic, kitabında kimlik, aidiyet, acı ve sevgi kavramlarını irdeleyen kişisel bir tanıklık olmanın ötesinde, travmatik geçmişiyle yüzleşerek, kamuoyunun yabancı olduğu bir deneyimi anlatıyor.
‘BABAMIN BERAATI, ANNEMİN İKİNCİ TRAVMASI OLDU’
Belgrad’daki Prostor Miljenko Dereta kültür merkezinde yaklaşık 100 kişiye hitap eden Muhic, kendisini sevgiyle büyüten üvey ailesinden söz etti. Ancak biyolojik babasını tanıma arzusunu hiç kaybetmediğini ifade etti. Biyolojik babası, savaş suçlarından yargılanmış, ancak temyizde beraat etmişti.
Biyolojik annesinin hala iyileşme sürecinde olduğunu, bunun muhtemelen ömür boyu süreceğini belirten Muhic, “Başına gelen suçun hatırlatıcısı olarak benimle mücadele ediyor ve kabuslar görüyor. Ayrıca tecavüzcüsü, yani biyolojik babamla ilgili kabuslar da görüyor. Sonunda beraat eden babam, ilk tecavüzden kurtulduktan sonra annemin yaşadığı ikinci travmaydı” diye ekledi.
‘BOSNA’DAKİ ADALET SİSTEMİ, DİĞER TECAVÜZ MAĞDURLARINI DA YARALADI’
Balkan Insight’da yer alan habere göre Muhic, Bosna’daki adalet sistemine duyduğu hayal kırıklığını da dile getirdi. Bu sürecin yalnızca annesini değil, savaş tecavüzü mağduru tüm kadınları yaraladığını vurguladı.
Saraybosna merkezli Savaşın Unutulmuş Çocukları Derneği’nin kurucularından olan Muhic, derneğin tahminlerine göre Bosna Hersek’te savaş tecavüzü sonucu doğan çocuk sayısının 2 bin ile 4 bin arasında olduğunu belirtti. Bu çocukların bir kısmının yurt dışında, bir kısmının ise Sırbistan’da yaşadığını söyledi. Derneğin, tüm etnik gruplardan çocukları ve BM barış gücü askerlerinden doğan çocukları da temsil ettiğini ekledi.
SIRBİSTAN’DA HALA SİVİL MAĞDUR OLARAK TANINMIYORLAR
Savaş tecavüzü mağduru bazı kadınların ve bu kadınlardan doğan çocukların Sırbistan’da yaşamasına rağmen, ülkenin hala tecavüz mağduru kadınları resmi olarak sivil savaş mağduru statüsünde tanımayan tek bölge ülkesi olduğunu hatırlatan Muhic, “Biz kuşaklar arası bir travma yaşıyoruz. Mağdurların ücretsiz danışmanlık ve psikolojik destek hakkının olmadığı bir sistemi hayal edin” dedi.
‘DAHA FAZLA ÇOCUK KONUŞURSA BİZİM İÇİN DE KOLAYLAŞIR’
Muhic, Bosna’nın Sırplar tarafından yönetilen bölgesindeki Sırp Cumhuriyeti yetkililerin, savaş tecavüzü sonucu doğan çocuklar konusunda hala konuşmak istemediğini söyledi. Buna karşın “Savaşın Unutulmuş Çocukları” derneğinin, bu çocukların sivil savaş mağduru statüsü alması için kampanya yürüttüğünü, ülkenin diğer entitesi olan Bosna Hersek Federasyonu’nda bu statünün tanındığını hatırlattı.
Muhic, “Daha fazla çocuğun dışarı çıkıp konuşmasını isterim. Daha fazlamız başımıza gelenler hakkında kamuoyuyla konuşsa benim için de daha kolay olurdu, böylece medyanın tüm ilgisi bir veya ikimize odaklanmazdı” dedi.
‘AMACIM SAVAŞ TECAVÜZÜ MAĞDURLARI İÇİN ANIT DİKMEK’
Savaş tecavüzü mağduru kadınlara adanmış bir anıt dikme planını anlatırken salondan uzun süre ayakta alkış alan Muhic, “Amacım, savaş tecavüzü mağduru kadınlara –sadece Boşnak kadınlara değil, tecavüzün tüm kadın mağdurlarına– adanmış en büyük anıtı inşa etmek. Babam da dahil olmak üzere tüm savaş tecavüzcüleri için bundan daha ağır bir ceza olamaz” diye konuştu.
