Alman Bilim ve Politika Vakfı'nın (SWP) analizine göre, Türkiye'nin Eurofighter alımı, sadece bir silah anlaşmasından öte, ülkenin Batı'nın askeri-endüstriyel sistemlerine daha sıkı bir şekilde entegre olmasını sağlayacak. Bu entegrasyon, Türkiye'nin kendi stratejik özerkliğine yönelik adımlarını dengeleyecek ve NATO ile ilişkilerini güçlendirecek bir fırsat olarak görülüyor.
Analizde vurgulanan bir diğer önemli nokta ise, Türkiye'nin savunma ihracatı politikalarının çeşitlendirilmesi. Eurofighter tedariki gerçekleşmezse, Ankara'nın alternatif olarak Çin-Pakistan ortak yapımı JF-17 Thunder savaş uçaklarını değerlendirebileceği belirtiliyor. Ancak Eurofighter anlaşması, Türkiye'nin uluslararası savunma üretimi ve askeri hizmetler arenasında daha kalıcı bir rol oynamasını sağlayacak bir adım olarak öne çıkıyor.
TÜRKİYE'NİN SAVUNMA SANAYİİNDE YÜKSELİŞİ
Türkiye'nin savunma sanayiindeki yükselişi, yeni pazarların fethedilmesi ve silah ihracatındaki artış ile kendini gösteriyor. 2023 yılında 185'ten fazla ülkenin Türkiye'den askeri ekipman satın aldığı, Türk savunma şirketlerinin ürünlerinin özellikle Afrika, Asya ve Latin Amerika'da büyük ilgi gördüğü belirtiliyor. Bu durum, Türkiye'nin savunma sanayiindeki teknolojik inovasyon ve dışa bağımlılığını azaltma hedeflerine ulaşmada önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI VE ULUSLARARASI İŞ BİRLİKLERİ
Türkiye'nin insansız hava araçları (İHA) üretimindeki başarısı da SWP analizinde öne çıkan başka bir konu. Bayraktar TB-2 SİHA'ların çeşitli çatışma bölgelerinde kullanılması ve ihracatındaki artış, Türkiye'nin savunma sanayiindeki gücünü gösteriyor. Ayrıca, Baykar'ın Ukrayna'da bir İHA fabrikası kurma planı, Türkiye'nin NATO içindeki rolünü ve Ukrayna'ya desteğini pekiştiriyor.
