Çiftçilik yapan Hamdi Akdoğan, 11 yıl önce Cilo Dağı'nda gezerken kayaların arasında çok fazla arı yuvası olduğunu gördü. İlkbaharda gördüğü bu yeri ayılardan korumak için gece gündüz demeden nöbet tutan ve kaya balının hazır hale geldiği Eylül'e kadar bekleyen Akdoğan, balları toplamak için tehlikeli olan 3 bin rakımlı dağa tırmandı.
DOĞANIN SUNDUĞU BİTKİLERDEN DOĞAL BAL
Dört mevsimin bir arada yaşandığı Kırıkdağ köyünde bulunan Cilo buzul dağları zengin doğası, bitki çeşitliliği ile binlerce yabani arıya kayalıkların arasında ev sahipliği yapıyor. Şeker ve ilaç takviyesi olmadan arılar yalnızca doğadan aldıkları bin bir çeşit bitkiden bal üretimini gerçekleştiriyor.
Binlerce arının olduğu yuvadan balı kovalara koyarak özel müşterileri için köye götüren Akdoğan, zamanla ballarını Norveç, İsviçre, İran ve Irak gibi ülkelere de yollamaya başladı.
"BU KAYALARDA ZORLU BİR ÇALIŞMA YÜRÜTEREK BAL ALIYORUZ"
Kaya balını Cilo Dağı'nın 3 bin rakımında zorlu şartlarda elde ettiğini belirten Hamdi Akdoğan, “25 senedir balcılık mesleğiyle uğraşıyorum. 10 yıldan fazladır kaya balı ile ilgileniyorum. Biz de şimdi buzul Cilo dağlarındayız. Bu kayalarda zorlu bir çalışma yürüterek bal alıyoruz. Ortalama her yerden 8 kiloya yakın bal alıyoruz. Yaklaşık 3 noktamız var.
Çok güzel ve verimli bir şekilde balımızı aldık. Burada 4 mevsim bir arada yaşıyor. Ben yıllardır çiftçilik yapıyorum. 11 yıl önce tespit ettiğim bu arı yuvalarının her sene bakımını yaparak gözüm gibi bakıyorum ve aylarca nöbetini tutuyorum. Her ilkbaharda kontrolünü yapıyor ve sonbaharda balı alıyorum.
Burada oluşan bal tamamen doğal baldır. Burada 40 kiloya yakın bal çıkıyor. Bugün de dağa çıkarak kızgın güneşin altında ve binlerce arının içinden balları çıkarıp kovanlara koyduk. Bu sene daha bereketli görünüyor" ifadelerini kullandı.
