Milyonlarca çalışanın beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu kararına kilitlenmişken, perakende sektöründe "erken zam" sancısı yaşanıyor. Henüz yeni ücretler cebine girmeden fiyatların yükseldiğini gören vatandaşlar "yılbaşı zammı" kıskacında kalırken, sektörün yetkili isimlerinden "etik" ve "matematiksel" bir uyarı geldi.
"MALİYET ETKİSİ SINIRLI, ARTIŞ AHLAKİ DEĞİL"
Türkiye gazetesinin haberine göre, İstanbul Perakendeciler Federasyonu Yüksek İstişare Konseyi Üyesi Faruk Güzeldere, piyasadaki fiyatlama davranışlarını sert bir dille eleştirdi. Güzeldere’ye göre, asgari ücret zammını bahane ederek yapılan fahiş artışların rasyonel bir karşılığı bulunmuyor:
Gerçek Yansıma: Bir işletmede personel giderinin toplam maliyet içindeki payı yaklaşık %10 seviyesinde. Bu artışın nihai ürün fiyatına yansıması ise sadece %3 ile %5 arasında kalmalı.
Fırsatçılık Uyarısı: Güzeldere, "Ücret zammı oranında etikete zam yapmak fırsatçılıktır. Pandemi sonrası ticaret ahlakı bozuldu; insanlar altın fiyatına bakıp peynire zam yapmak istiyor" dedi.
Kira Baskısı: Gıda perakendeciliğinde asıl maliyet yükünün kiralar olduğunu vurgulayan Güzeldere, geçen yıl 200 bin TL olan market kiralarının 1 milyon TL’ye fırladığına dikkat çekti.
BAKANLIK SAHADA: FAHİŞ FİYAT MERCEK ALTINDA
Ticaret Bakanlığı, asgari ücret belirlenmeden önce "önleyici" bir strateji izleyerek denetim ekiplerini sahaya sürdü. Zincir marketler ve büyük perakendecilerle yapılan toplantılarda şu mesajlar verildi:
- İşçilik maliyetindeki artışın ürün fiyatlarına etkisinin sınırlı olduğu hatırlatıldı.
- Saha ekipleri, raflardaki fiyatlar ile depo girişlerini karşılaştırarak "fahiş fiyat" tespiti halinde ağır idari para cezaları uyguluyor.
GIDA FİYATLARINDA ÇELİŞKİLİ TABLO
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) verileri, Kasım ayında 42 ürünün 18’inde artış, 24’ünde ise düşüş yaşandığını ortaya koydu. Özellikle meyve ve sebze grubundaki gerilemeye rağmen, genel gıda enflasyonunun asgari ücret beklentisiyle "yukarı yönlü baskı" altında olduğu gözlemleniyor. Küresel ölçekte ise FAO verileri, dünya gıda fiyatlarının yatay seyre geçtiğini göstererek, içerideki artışların dışsal değil "iç dinamik ve beklenti" kaynaklı olduğunu teyit ediyor.
Piyasalarda konuşulan en büyük endişe, "bir asgari ücrete iki zam" formülü. Ücret açıklanmadan yapılan zamların, Ocak ayında rakam netleşince "güncelleme" adı altında tekrar etmesi, dar gelirlinin alım gücünü henüz parayı görmeden eritiyor.
