BÜŞRA AKDAŞ
Cold Spring Harbor Perspectives in Medicine dergisinde yayımlanan uluslararası bir araştırmaya göre, insanların sağlıklı yaşam beklentisinin yalnızca 1 yıl uzatılması bile dünya ekonomisine GSYİH’nin yaklaşık %4-5’i oranında ek değer kazandırıyor. Bilim insanları, sağlıklı yaşam süresinin 20-25 yıl artırılmasının ise küresel ekonomiyi neredeyse ikiye katlayabileceğini belirtiyor.
Araştırmaya göre, insanların sağlıklı yaşam süresine eklenecek her yıl, küresel ölçekte gayri safi yurt içi hasılanın (GSYİH) yaklaşık %4-5’ine denk gelen ekonomik bir değer yaratıyor. Bu da trilyonlarca dolarlık ek gelir anlamına geliyor.
Araştırmacılar, sağlıklı yaşam beklentisinin yalnızca 20-25 yıl artırılması halinde, dünya ekonomisinin ikiye katlanabileceğini ve onlarca trilyon dolarlık bir refah artışı sağlanabileceğini belirtiyor.
YAŞLANMAYI HEDEF ALAN POLİTİKALAR DAHA ETKİLİ
Çalışma, yaşlanmayı yavaşlatmaya yönelik politikaların, yalnızca tek tek hastalıklarla mücadeleden çok daha yüksek fayda sağladığını ortaya koyuyor. Çünkü yaşlanmayı hedef almak, aynı anda kalp-damar hastalıkları, kanser ve diyabet gibi kronik rahatsızlıkların riskini azaltarak toplum genelinde sağlık düzeyini yükseltiyor.
Uzmanlara göre bu yaklaşım, bireylerin ömrünü uzatmanın yanı sıra sağlık sistemlerine binen yükü hafifletiyor, üretken nüfusu daha uzun süre aktif tutuyor ve ekonomik verimliliği artırıyor.
KÜRESEL REFAH İÇİN YENİ PARADİGMA
Araştırmacılar, kamu sağlığına yapılan yatırımların büyük kısmının böyle bir getiriyi yakalayamadığını vurguluyor. Bu nedenle ülkelerin yalnızca yaşam süresini değil, sağlıklı yaşam süresini artırmaya yönelik politikaları kalkınma stratejilerinin merkezine alması gerektiği belirtiliyor.
Makalede, sağlıklı yaşlanmanın teşvik edilmesinin hem bireylerin yaşam kalitesini yükseltmek hem de küresel ekonomiyi güçlendirmek için 21. yüzyılın en kritik adımlarından biri olduğu ifade ediliyor.
