2025 Kasım alışveriş sezonunda tüketiciler, indirim odaklı yaklaşımdan planlı ve stratejik alışveriş anlayışına geçiş yaptı. Boosmart Kurucu Ortağı Harun Ünlüsoy, “Kullanıcılar artık alışverişi bir yatırım gibi planlıyor; fiyat takibi, alternatif karşılaştırma ve geçmiş kampanya analizleriyle karar veriyor” dedi. Çok kategorili alışveriş, yüksek sepet ortalamaları ve güven temelli dijital pazarlama stratejileri bu dönemin öne çıkan trendleri arasında yer aldı.
BİLİNÇLİ TÜKETİCİ DAVRANIŞI KAMPANYALARA YÖN VERİYOR
2025 Kasım sezonunda tüketicilerin alışverişe yaklaşımı daha stratejik bir boyuta taşınmış durumda. Ünlüsoy bu dönüşümü şöyle yorumladı:
"E-ticaret kampanyalarını yönettiğimiz markalarda artık tüketicilerin yalnızca indirim avcılığı yapmadığını, alışverişi bir yatırım gibi planladığını gözlemliyoruz. Özellikle yüksek fiyatlı ürünlerde, kullanıcıların sepete ekleme tarihinden satın alma anına kadar olan sürede ürün sayfalarına dönüş sıklığı, fiyat takibi ve alternatif karşılaştırmalar ciddi ölçüde artıyor."
Bu gözlem, "Kasım sabrı" diye adlandırılabilecek bir davranış modelinin e-ticaret deneyimine yerleştiğini gösteriyor. Tüketici, satın alma kararını vermeden önce fiyat karşılaştırmalarına, geçmiş kampanya verilerine ve kullanıcı yorumlarına başvuruyor.

ÇOKLU KATEGORİ ALIŞVERİŞİ, YÜKSEK SEPET ORTALAMALARI
2025 sezonunda tek seferde birden fazla kategoriden alışveriş yapmak, kullanıcıların yeni normali haline geldi. Temel tüketim ürünlerinden elektronik eşyalara, modadan kozmetiğe kadar geniş bir yelpazede, 1.500–3.000 TL aralığında ortalama sepet tutarları dikkat çekiyor. Bu artış, yalnızca fiyat değil; kampanya dinamiklerinin, ödeme kolaylıklarının ve kişiselleştirilmiş pazarlamanın etkili kullanılmasıyla sağlanıyor.
DİJİTAL PAZARLAMADA FIRSAT PENCERESİ GENİŞLİYOR
Boosmart olarak yönettiğimiz dijital kampanyalarda, özellikle aşağıdaki davranışsal verilerin bu sezon daha belirgin hale geldiğini görüyoruz:
Mikro segment hedefleme ile kampanya dönüşüm oranları ciddi seviyelerde artabiliyor. Belirli şehirlerde belirli ürünlere duyulan ilginin doğru okunması, medya satın alma verimliliğini ciddi oranda artırıyor.
Remarketing ve sepet hatırlatma stratejileri, bu dönemde sepetten dönüş oranını 2 kata kadar çıkarabiliyor.

Yapay zekâ destekli fiyat ve stok optimizasyonu, tüketici taleplerine daha hızlı yanıt vermeyi ve eldeki bütçeyle daha yüksek hacme ulaşmayı sağlıyor.
YouTube ve sosyal medya içerikleriyle desteklenen çoklu temas stratejileri, özellikle genç kullanıcı gruplarında satın alma kararını hızlandırıyor.
Ünlüsoy’a göre, bu sezonun en dikkat çeken yönlerinden biri de kampanya yönetiminde “güven” temasının öne çıkması. Bu noktada güvenin önemine vurgu yapan Ünlüsoy, sözlerinin devamında şunları dile getirdi:
"Kampanyanın başarısı artık yalnızca indirim yüzdesiyle değil, tüketiciye verdiğiniz sözleri tutmanızla ölçülüyor. Fiyat şeffaflığı, iade süreçlerinin kolaylığı ve güvenli ödeme altyapısı gibi unsurlar, dijital pazarlama kurgularının da merkezine yerleşmiş durumda."
TEKNOLOJİ, LOJİSTİK VE KAPSAMA GÜCÜ
E-ticaretin 2025 Kasım sezonunda hızla büyümesinde teknolojik altyapı yatırımları ve lojistik kapasite artışlarının büyük etkisi var. Sipariş patlamasını karşılayabilmek için teslimat süreleri kısaltıldı, çoklu kategorilerde ürün bulunabilirliği artırıldı ve büyük veri destekli kampanya motorları devreye alındı.
Ayrıca, BNPL (şimdi al, sonra öde) ve taksitli ödeme seçeneklerinin yaygınlaşması, özellikle genç tüketicilerin alışverişe katılımını kolaylaştırdı. Artan hacim, hem kampanya dönemindeki satışları hem de müşteri ömür boyu değerini (LTV) artıracak bir zemin hazırlıyor.
DİJİTAL ODAKLI, GÜVEN TABANLI BÜYÜME
Kasım ayı, Türkiye e-ticaret sektörü için yalnızca yüksek satış hacimleriyle değil, müşteri deneyiminde yaşanan dönüşümle de önemli bir döneme işaret ediyor. Planlı, çok kategorili ve çok kanallı alışveriş davranışı; markalara sadece kısa vadeli kazanç değil, uzun vadeli sadakat yaratma fırsatı sunuyor.
Boosmart olarak bu dönemde, markaların sadece indirimli ürün değil; değer, şeffaflık ve güven sunduğu bir iletişim diliyle öne çıkmasının sürdürülebilir büyümenin anahtarı olduğuna inanıyoruz.
