İnsanları deprem değil denetimsizlik öldürüyor

İnsanları deprem değil denetimsizlik öldürüyor

Deprem bir kez daha gözleri yapı denetim sistemine çevirdi. Müteahhitlerden para alarak insan hayatını hiçe sayan yapı denetim şirketleri olduğu gibi işini iyi yaptığı halde denetimin sonraki zincirlerinde yaşanan suistimaller nedeniyle konut güvenliği riske atılıyor. Denetimde bağımsızlığın tam sağlanması, işi bilen denetimci ve hata durumunda ağır cezaların getirilmesi şart.

İstanbul’da dün yaşanan 6.2’lik deprem akıllara bir kez daha binaların sağlamlığı konusunu getirdi. Bir türlü gerçekleştirilemeyen deprem dönüşüm projeleri riskli binalar açısından tehlike yaratırken, yeni binalarda da yapı kalitesinin ne olduğu ve nasıl denetlendiği konusu en kritik nokta olarak karşımıza çıkıyor. 1999 depreminden sonra sürekli yenilenen deprem güvenliği mevzuatı üst seviyede olsa da denetim konusundaki zaafiyet bu alanın yumuşak karnı olarak ortada duruyor.

Müteahhitlerden para alarak insan hayatını hiçe sayan yapı denetim şirketleri olduğu gibi, işini iyi yaptığı halde denetimin sonraki zincirlerinde yaşanan suistimaller nedeniyle konut güvenliği riske atılıyor. Dün yaşanan depremde de bu durum gözler önüne serildi. Yeni ya da markalı konut projelerinde bile denetimsizlik nedeniyle çatlak ve küçük çaplı hasarlar oluştu. Bu nedenle yapı denetimlerinin bağımsızlığını tam sağlayacak ve hata durumunda da ağır cezalarım getirileceği düzenlemelere ihtiyaç var. Yapı denetim firmalarında çalışan kişilerin işe hakimiyeti de son derece önemli.

Birçok firmada yeni mezun ve neyi denetlemesi gerektiğini bilmeyen kişilerin istihdam edildiğini dile getiren kaynaklar düşük ücretlerle çalıştırılan bu kişilerin denetim yaparken kolaylıkla denetledikleri firmaların sahipleri ya da proje müdürleri tarafından manipüle edildiğine dikkat çekiyor. Bir de işin tam tersi durumlar olabiliyor. Yapı denetim firmalarına devlet, işini iyi yapsın ve can güvenliği yüksek binalar inşa edilsin diye yüksek yetkiler tanıyor. Bu durumda da olmadık kalemlerden bina inşaatının ilerlemesini engelleyen durumlarla karşı karşıya kalınabiliyor.

BELEDİYELER DE SORUMLU

Denetim mekanizmasındaki iyi ağırlanma, özel işlere destek gibi hizmetlerden memnun kalıp işini iyi yapmayanlar olduğu gibi bir de işini gerçek manada iyi yapan firmalar var. Her türlü eksik ve risk oluşturabilecek durumu rapor edip raporları zincirin diğer halkalarıyla paylaşan ve sayıları azımsanmayacak kadar çok olan bu firmalar da zincirin diğer halkalarından şikayetçi. Son aşamanın belediyelerde bittiğini ve bazı belediyelerde parti gözetmeksizin denetim firmalarının sunduğu olumsuz raporlara rağmen inşaatların ilerlemesine izin verildiği belirtiliyor. Bittiğinde denetim firmalarının risk gördüğü alanlarda iyileştirme yapılıp yapılmadığına bakılmadan ruhsat verilebildiği, ardından da bu binalarda yaşam başlayıp elektrik, su bağlandığı konusu da sıkça karşımıza çıkıyor. Nitekim Türkiye genelinde son 5 yılda yaşanan birçok depremde yeni binaların da yıkıldığı veya hasar aldığı haberlerini tam da bu nedenlerle yazıyor ve okuyoruz.

CEZALAR CAYDIRICI DEĞİL

Tüm bunlar sistemin başta iyi kurulmasına karşın denetim mekanizmasının kendi içinde çıkar sağlamasından kaynaklandığı ve cezaların yetersiz olmasından dolayı da bu tür usulsüzlüklerin rahatlıkla yapılabildiği gerçeğini gözler önüne seriyor. Devlet sistemi ne kadar iyi kurgularsa kurgulasın maalesef insanın işin içinde olduğu her durumda bazı usulsüzlükler yaşanabiliyor. Bu gibi durumlarda dünya örneklerinde olduğu gibi çok ciddi yaptırımlarla bu durumun önüne geçmek mümkün. Bu tür usulsüzlükleri yapan kişilerin ve birinci derecede yakınlarının mal varlıklarına el konulması ve imza yetkisine sahip onay veren tüm sorumlulukların yüksek maddi cezaların yanı sıra en ağır cezayı alıp hafifletici gerekçe ve genel aftan yararlandırılmadan cezalandırılması sistemin tüm çarklarında doğru işleyen bir dönüşümü sağlar. Aynı uygulamalar finans ve denetim gerektiren tüm sektörler için de geçerli olmalı.

YÖNETMELİĞE UYULSA SORUN KALMAZ

Türkiye’de 1999 yılına kadar yapı denetimi yoktu ve denetim daha çok mühendis ve mimarların gözetimi altındaydı. 1999 depreminden sonra 2001 yılında bir yapı denetim kanunu çıkarıldı ve yapı denetim kuruluşları adı altında şirketler oluşturuldu. Bu kuruluşlar yapının hem projesini hem de bu projenin doğru bir şekilde uygulanıp uygulanmadığını denetleyen, yeri geldiğinde inşaatı durdurabilen yetkilere sahipler. Bu kurumlar ilk başta çok iyi çalışıyordu. 2011 yılında bazı gevşemeler yapıldı. Sonra bunun zararları görüldükten sonra 2019’da tekrar sıkılaşmalar yapıldı. 2018’de sonra deprem yönetmeliği de değiştirildi. Bu nedenle en iyi deprem yönetmeliğine sahibiz, Japonya’dan bile daha iyi bir deprem yönetmeliğimiz var.

ÇOKLU DENETİM 2026’DA DEVREDE

Yapıların kontrolü 2021’de geldi. 2021’den önce böyle bir zorunluluk yoktu. 2021’den önce yapılmış yapılarda da böyle bir zorunluluk yok. 2021’den sonra yapılan yapılarda Bakanlık bir barkod sistemi getirdi. Bina kimlik sistemi. Binanın bir barkodu oluyor. 2021 sonrası yapılan binaların hepsinde var. Telefonunuzla bu barkodu okuttuğunuzda bu bina ne zaman yapılmış, ne şekilde yapmış, kim yapmış, mimarından yapı denetimine her şeyini görebiliyorsunuz. Plan ve projesini de görebiliyorsunuz. 2026’da 2021’de inşa edilmiş bütün yapılar tekrar denetlenecek. Yapı firmaları daha önce denetlemediği yapıyı denetleyip “kesilmiş kolon var mı? Özellikle statik yan taşıyıcı sistemle ile ilgili bir problem var mı?” diye kontroller yapacak. Bu durum otokontrol de sağlayacak. Diyelim bir yapı denetim firması hata yapmış, bir şeye göz yummuş olsun 5 sene sonra başka bir yapı denetim orayı kontrole gittiğinde bir önceki yapı denetimini de böylelikle denetlemiş olacak. Bu 5 senede bir yapılacak.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN