Dünyanın en büyük ikinci bankası olan Bank of America (BoFA), altın piyasasıyla ilgili yayımladığı son raporunda dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. BofA’ya göre, 2023-2025 dönemlerinde merkez bankalarının altın alımları tarihi seviyeleri görürken bu talep, altın fiyatlarında kalıcı bir destek oluşturdu. Özellikle gelişen ülkelerin rezerv politikalarında altının tekrar öne çıkması, fiyatların yukarı yönlü hareketlerini güçlendiren başlıca unsur oldu.
2026’YA UZANAN DÖNEM “BENZERSİZ FIRSAT PENCERESİ”
Banka analistlerine göre, 2025 yılının son çeyreğinden itibaren 2026’ya uzanan dönem altın için “benzersiz fırsat penceresi” oluyor. FED’in daha gevşek bir para politikası patikasına hazırlanması, reel faizlerin aşağı yönlü baskı altında kalması ve dolar endeksindeki kırılgan seyrin altın lehine güçlü bir makro zemin oluşturduğu belirtildi.

ALTININ YÜKSELİŞİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
BofA, faizdeki yumuşamanın, jeopolitik belirsizliklerdeki artışın ve merkez bankalarının rekor seviyeleri gören altın alımlarının fiyatlarda belirleyici unsurlar olduğunu vurguladı. Raporda, son yıllarda özellikle Orta Doğu ve Asya bölgelerindeki gerilimlerin yatırımcıyı güvenli liman arayışına sürüklediği bundan dolayı portföylerde altının payının tekrardan artırıldığı kaydedildi.
Rapora göre, 2026 yılına doğru altının risk getiri profilinin “son 20 yılın en güçlü seviyesine” yaklaşması bekleniyor. Bu beklentiyi destekleyen en önemli etkenlerin başında ise Çin, Hindistan ve Orta Doğu merkez bankalarının 2025 yılında sürdürdüğü agresif alım politikaları geliyor.

4.200-4.350 DİRENCİ KRİTİK
Bankanın teknik analizine göre ons altın, kısa vadede 4.200-4.350 dolar aralığında güçlü bir dirençle karşı karşıya. Banka, bu seviyelerin yukarı yönde kırılması durumunda fiyatlamanın 4.500-4.800 dolar bandına taşınabileceği belirtiliyor. 2026 hedefinin 5.000 dolar seviyesine çıkarılmasının teknik dayanağı da bu potansiyel kırılma olarak açıklandı.
YÜKSELİŞ DEVAM EDEBİLİR
Bankanın bu değerlendirmesinde altında yükseliş eğiminin henüz sonlanmadığı ortaya çıkıyor. Gerek küresel makroekonomik şartların gerek merkez bankası talebindeki yapısal artışın birleşmesiyle altının 2026 yılına kadar daha geniş bir yükseliş trendinde kalabileceği belirtiliyor.
