Dünya ekonomisi 2026 yılına, düşük büyüme ve kırılgan dengelerle giriyor. Küresel GSYH’nin 2025’te 117,2 trilyon dolar olacağı tahmin edilirken, bu rakamın 2026’da 124 trilyon dolara yükselmesi bekleniyor. Küresel ticaret hacmindeki büyüme beklentisi de yüzde 2,4’ten yüzde 2,8’e çıktı. Ancak Prof. Dr. Mahfi Eğilmez’e göre, “ABD’nin özellikle gümrük vergisi tarifelerini kullanarak bu beklentileri bozması olasılığı da söz konusu olabilir.”
ABD, RESESYONDAN UZAK AMA POTANSİYELİN GERİSİNDE
ABD ekonomisinin 2026 yılında resesyona girmesi beklenmese de, potansiyel büyüme oranı olan yüzde 2,5’in altında kalacağı görülüyor. IMF, ABD için yüzde 2,2 büyüme tahmini yaparken, OECD daha temkinli bir yaklaşımla bu oranı yüzde 1,7 olarak belirtiyor. Eğilmez, bu tabloya dair şu değerlendirmeyi yapıyor: “Dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD 2026’da potansiyel büyümesinin altında büyüyecek ama resesyona girmeyecek gibi görünüyor.”
İşsizlik oranı ise IMF’ye göre yüzde 4,1, OECD’ye göre yüzde 4,4 düzeyinde. ABD Merkez Bankası’nın zımni enflasyon hedefi olan yüzde 2’nin altında kalınması bekleniyor. IMF tahmini yüzde 1,8, OECD ise yüzde 3 öngörüyor. Eğilmez, “İkisi arasında bir tahmin (yüzde 2,5 gibi) daha gerçekçi olabilir” yorumunu yapıyor.
EURO BÖLGESİ: DURGUNLUK EŞİĞİNDE
Euro Bölgesi için hem IMF hem OECD, yüzde 1,2 büyüme tahmininde bulunuyor. Eğilmez bu durumu, “Eğer bu tahminler gerçekleşirse Euro bölgesi, gelişmelere göre iki tarafa da devrilebilecek bir ağaç gibi resesyonun eşiğinde bulunuyor” sözleriyle yorumluyor. İşsizlik oranı her iki kurumun tahminine göre de yüzde 6,3 düzeyinde kalacak.
Enflasyon cephesinde bölge için yüzde 1,9 tahmini öne çıkarken, cari denge açısından fazla vermeye devam edeceği görülüyor. IMF’e göre yüzde 2,2, OECD’ye göre yüzde 2,8 cari fazla bekleniyor.
ÇİN: BÜYÜME ALIŞILMIŞIN ALTINDA, ENFLASYON SIFIRA YAKIN
Dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin’de büyüme tahminleri IMF için yüzde 4,2, OECD için yüzde 4,4 seviyesinde. Bu oranlar geçmişin çift haneli Çin büyümelerine kıyasla oldukça sınırlı. Eğilmez, bu konuda “Çin, alışılagelmiş büyüme oranlarının yarısına razı olacak gibi görünüyor” tespitinde bulunuyor.
Çin’de enflasyonun neredeyse yok denecek seviyede olması dikkat çekiyor. IMF yüzde 0,8, OECD yüzde 0,3 öngörüyor. Eğilmez, “Çin neredeyse deflasyona girecek gibi görünüyor” uyarısında bulunuyor. Cari denge ise her iki kurum için de pozitif: IMF yüzde 2,8, OECD yüzde 3,1.
ARJANTİN: KRİZDEN ÇIKIŞTA SÜRPRİZ BAŞARI
Uzun süredir ekonomik kriz ve hiperenflasyonla mücadele eden Arjantin için 2026 yılı görece olumlu beklentilerle geliyor. IMF yüzde 4, OECD yüzde 3 büyüme bekliyor. Eğilmez bu tabloyu şöyle yorumluyor: “Arjantin’in, enflasyonu düşürmek için uyguladığı parasal ve mali önlemler ve özellikle kamu harcamalarını kısıtlayıcı düzenlemelere karşın ekonomisinin yüzde 4 dolayında büyümesi bekleniyor ki bu önemli bir başarı olacak.”
İşsizlik oranı IMF’ye göre yüzde 6,6, OECD’ye göre yüzde 7. Enflasyon ise IMF’ye göre yüzde 10’a, OECD’ye göre yüzde 16,7’ye gerileyecek. Eğilmez, bu düşüşü şöyle vurguluyor: “2024 Nisan ayında enflasyonun yüzde 292,2 olduğu dikkate alınırsa bu büyük bir başarı olacak.” Cari açık ise yönetilebilir düzeyde: IMF’ye göre yüzde -0,4, OECD’ye göre yüzde -1.

"TÜRKİYE İÇİN TAHMİNLER POTANSİYEL BÜYÜME ORANININ ALTINDA KALACAĞINI GÖSTERİYOR"
Türkiye ekonomisi için büyüme beklentileri IMF’de yüzde 3,7, OECD’de yüzde 3,4, OVP’de ise yüzde 3,8 olarak yer alıyor. Ancak bu rakamlar potansiyel büyüme oranı olan yüzde 4,9’un altında. Eğilmez, “Türkiye için tahminler potansiyel büyüme oranının altında kalacağını ortaya koyuyor” tespitini yapıyor.
Resmi işsizlik oranı yüzde 8,3 ila 8,4 arasında tahmin edilse de, geniş tanımlı işsizliğin yüzde 30’a yakın olduğunu belirten Eğilmez, “Buraya alınan oranın gerçeği tam olarak yansıtmadığının bir göstergesi olarak kabul edilmeli” diyor.
Enflasyon cephesinde ise rakamlar çarpıcı: IMF yüzde 21, OECD yüzde 20,8, OVP ise yüzde 16 tahmininde bulunuyor. Eğilmez, bu farkı şu ifadeyle açıklıyor: “Aşağı yukarı aynı tarihlerde enflasyonla mücadeleye girişen Türkiye’de enflasyon 2026 sonunda hala yüzde 20’nin üzerinde kalacak gibi görünüyor.”
Cari açık konusunda ise IMF tahmini yüzde -2, OVP yüzde -1,3 ve OECD yüzde -3,3 seviyesinde. Bu farklar tahmin yöntemlerinden kaynaklanıyor.
"EKONOMİK SORUNLAR DÜŞÜK GELİRLİLERİN SIRTINDAN ÇÖZÜLME ÇABASINA DEVAM EDİLECEK"
Mahfi Eğilmez, gelişmiş ülkelerin ekonomideki yavaşlamaya rağmen teknolojik gelişmelerle 2026’ya umutla girdiğini belirtiyor: “Gelişmiş ülkeler, başta yapay zekâ olmak üzere birçok alanda da yeni gelişmelere, buluşlara bağlı gelişen umutlarla giriyor.” Ancak gelişmekte olan ülkelerdeki tablo daha karışık. Eğilmez’e göre, “Gelişmekte olan ülkeler 2026 yılında da gelişmiş ülkelere göre daha az sorunlu olacak gibi görünüyor.”
Türkiye’de asgari ücretin açlık sınırının altında kalması ise dikkat çekici bir uyarı olarak öne çıkıyor:
“Türkiye, 2025 yılını, düşük gelirlilerin sorunlarını artırma pahasına ekonomide bazı düzeltmeler yaparak geçirdi. 2026 yılı için açıklanan ve açlık sınırının altında kalan asgari ücret, başta enflasyon olmak üzere, ekonomik sorunların yine düşük gelirlilerin sırtından çözülme çabasına devam edileceğini gösteriyor. Bu durumda 2026 yılı yine yüksek gelir grupları için sorunsuz, düşük gelir grupları için çok sıkıntılı geçecek bir yıl olacak."
