Prof. Dr. Mustafa Ergen, Türkiye’de holding-merkezli ekonomik yapının kalkınma önünde önemli bir engel oluşturduğunu söyledi. Flu TV’de konuşan Ergen, bu yapının “iç pazarı paylaşan, Ar-Ge’yi yabancı ortaklara havale eden ve yeniliği boğan” bir düzene dönüştüğünü belirtti.
“Holdingler geçen yüzyılın enstrümanıydı; bu yüzyıl tek işe odaklanan, dünyaya satış yapan küresel şirketlerin yüzyılı” diyen Ergen, Türkiye’nin kalkınma sürecindeki iki yapısal eksiğe ve bir büyük bariyere dikkat çekti:
- Büyük, odaklı teknoloji şirketlerinin olmaması,
- Yetenek havuzunun yetersizliği,
- Fikri mülkiyet bariyerinin yanlış yerden zorlanması.
"İÇ PAZARI PAYLAŞ, AR-GE’Yİ DIŞARIDAN AL"
Ergen, holdinglerin Türkiye’deki işleyişini üç başlıkta özetledi:
- İç pazarın yabancı ortaklarla birlikte dilimlenmesi,
- Çok kollu yapıların rekabet yerine yerleşikliği ödüllendirmesi,
- Ar-Ge ihtiyacının çoğu kez yabancı ortaklarca karşılanması.
Bu durumun, ölçekli inovasyon ve fikri hak birikimini engellediğini, girişimcilerin ise yerli kurumsal talep bulamadığı için iç pazarda kökleşemediğini ifade etti.
"YENİ YÜZYILIN ENSTRÜMANI ODAKLI KÜRESEL ŞİRKET"
Prof. Dr. Ergen, çözüm yolunu şu sözlerle dile getirdi:
“Geçen yüzyılın enstrümanı holdinglerdi; bu yüzyılın enstrümanı odaklı küresel şirketler. Tek bir işi dünya standardında yapan, ürününü dünyaya satan, sürekli Ar-Ge ve fikri mülkiyet üreten şirketlere ihtiyaç var.”
Bu modelin derin uzmanlaşma, sürekli yenilik ve girişimcileri tekrar oyuna sokan satın alma döngüsü üzerine kurulması gerektiğini belirtti.
TÜRKİYE’NİN EKSİKLERİ VE BARİYERLERİ
Ergen, kalkınma literatüründeki “iki eksik + bir bariyer” yaklaşımını Türkiye için şöyle tanımladı:
EKSİK 1: Küresel satışa dayalı, tek işte derinleşmiş büyük teknoloji şirketlerinin olmaması.
EKSİK 2: Yapay zekâ, robotik, yarı iletken, ileri malzeme ve oyun teknolojileri gibi kritik alanlarda yetersiz yetenek havuzu.
BARİYER: Patent duvarı. Yerli muadil üretim girişimlerinde maliyetin yükselmesi ve rekabet gücünün kırılması.
Çözüm olarak, büyüklerin girmediği alanlara yönelmek ve yeni teknolojilerde erken fikri mülkiyet konumlanması gerektiğini söyledi.
"ÇİN DENKLEMİ KIRILDI"
Ergen, Çin’in “ucuz işgücü + dev pazar” avantajının zayıfladığını belirtti. Yapay zekâ ve insansız robotların üretim ve yazılım süreçlerini dönüştürdüğünü ifade eden Ergen, “Ucuz işgücü avantajı aşınıyor; üretim yeniden yakın coğrafyalara taşınabiliyor” dedi.
START-UP EKOSİSTEMİ
Türkiye’de girişimlerin içeride kurumsal müşteri bulmakta zorlandığını dile getiren Ergen, büyük şirketlerin risk almak istemediğini ve çoğunlukla yabancı ürünleri tercih ettiğini belirtti. Buna karşın oyun, yapay zekâ tabanlı B2B araçlar ve niş yazılımların doğrudan küresel pazara açılabildiğini vurguladı.
KALKINMA MİMARİSİ ÇAĞRISI
Prof. Dr. Mustafa Ergen, mesajını şu sözlerle özetledi:
“Holdingler bizi bir yere kadar getirdi, bugün kilitliyor. Bu yüzyılın şirketi; tek işe odaklanan, derin Ar-Ge ve IP biriktiren, dünyaya satan şirket. İki eksiğimizi (büyük odaklı şirket ve yetenek havuzu) tamamlayıp IP bariyerini doğru yerden aşabilirsek, fırsat penceresi açık.”
