Rolls-Royce, kurulduğu ilk günden itibaren sanat dünyasının kalbinde yer aldı. Markanın paylaştığı bilgilere göre, Phantom modeli, çağdaş sanatın en büyük isimleri için bir statü sembolünden öte, bir ilham kaynağı oldu. Salvador Dalí, Andy Warhol, Henri Matisse ve Pablo Picasso gibi dev isimler bu araçlarla seyahat ederken, Royal Academy of Arts’a seçilen ilk kadın sanatçı Dame Laura Knight gibi öncüler, Rolls-Royce’unu gezici bir atölye olarak kullanarak hipodromlarda aracın içinden resimler yaptı. Bu durum, Jacquelyn de Rothschild ve Peggy Guggenheim gibi dünyanın en önemli koleksiyonerlerinin de dikkatini çekti.

DALÍ'NİN UNUTULMAZ 500 KG'LIK KARNABAHAR PERFORMANSI
Sanat tarihinin en unutulmaz anlarından biri, şüphesiz Salvador Domingo Felipe Jacinto Dalí i Domènech'in başrolünde olduğu bir Phantom gösterisidir. 1955 kışında, Paris-Sorbonne Üniversitesi'nde bir konferans vermek üzere davet edilen Dalí, bu etkinliği sanatsal bir performansa dönüştürme fırsatını kaçırmadı.
Bir arkadaşının siyah ve sarı renkli Phantom'unu ödünç alan sanatçı, aracın içini tam 500 kg karnabaharla doldurdu. Karnabaharlarla dolu bu lüks otomobille Paris sokaklarında sansasyonel bir tur attıktan sonra üniversitenin önüne geldi. Kapıların açılmasıyla birlikte yüzlerce karnabahar, 2000 kişilik dinleyici kitlesinin şaşkın bakışları arasında yere döküldü. Dalí'nin “Paranoyak Eleştirel Yöntemin Fenomenolojik Yönleri” başlıklı sunumunu kaç kişinin hatırladığı bilinmez ama Phantom ile yaptığı bu geliş, bir efsaneye dönüştü.

POP ART İKONU ANDY WARHOL'UN KİŞİSEL PHANTOM'U
Dalí'nin doğal halefi olarak görülen Pop Art'ın öncüsü Andy Warhol da Phantom tutkunuydu. Ancak Dalí'den farklı olarak Warhol, bu ikonik modele bizzat sahipti. Sanatçının garajında, 1938 model olan ve 1947 civarında shooting brake tarzına dönüştürülmüş özel bir Phantom bulunuyordu.
1972 yılında, İsviçreli temsilcisi Bruno Bischofberger ile Zürih'te bir antikacının önünden geçerken bu aracı gören Warhol, onu anında satın alarak New York'a getirtti. Araç, 1978 yılına kadar Warhol'un koleksiyonunda kaldı ve sanatçı daha sonra otomobili arkadaşı ve menajeri Fred Hughes'a sattı. Bu sahiplik, Phantom'un sadece bir ilham kaynağı değil, aynı zamanda sanatçıların kişisel yaşamlarının bir parçası olduğunu da gösteriyor.
